Finike’deki dağ evinde katledilen çevreci Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu çiftinin avukatı İsmail Doğan Tunçbilek, cinayetin aydınlanması konusunda kimsenin endişesi olmaması gerektiğini söyledi.

 

Tunçbilek, “Olayın örtbas edilmesi gibi bir endişemiz yok. Savcı Bey çok ciddi bir araştırma ile ne kadar delil varsa hepsini topladı. Delillerin karartılması mümkün değil” dedi.

Finike'de yaşadıkları dağ evinde öldürülen çevreci Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu çiftinin avukatı İsmail Doğan Tunçbilek, Akdeniz GERÇEK Gazetesi’ne yaptığı açıklamada cinayetin münferit bir olay gibi gösterilmesinin yanlış olduğunu söyledi. Tunçbilek, olayın net bir gasp cinayeti olduğunun söylenemeyeceğini, ciddi şüpheler bulunduğunu ifade etti.

 

SARI ÇİZMELİ MEHMET AĞA MİSALİ KONUŞUYOR

Olayla ilgili araştırmanın halen sürdüğünü hatırlatan Tunçbilek, “Son olarak katil zanlısı Ali Yumaç’ın eşi tutuklandı. Ancak Ali Yumaç’ın açık, net ve somut bir şekilde beyanda bulunmadığını unutmamak lazım. Ne söylediği tam olarak belli değil. Sarı Çizmeli Mehmet Ağa misali konuşuyor. Örneğin mermer ocağında çalışan, adını bilmediğim, 65-70 yaşlarında, siyah cip kullanan, beyaz saçlı, sürekli kirli sakalla gezen, 1.65 boylarında 'Çirkin' lakaplı adam 8 Mayıs günü yanıma geldi’ diyor. Hangi maden ocağı olduğu net değil. Adamın ismini bilmiyor. Sadece lakabını biliyor. Dolayısıyla bu kişi işin vahametini sonradan öğrenip olayları yönlendirmeye ve bu şekilde daha az ceza almaya çalışıyor da olabilir. Olayı başka boyutlara getirmek istiyor da olabilir. Bölgede çirkin lakaplı birisi var ama o kişinin suç işleyeceği konusunda şüphelerimiz var. Zannetmiyoruz. Çünkü o kişi zanlının tariflerine uymuyor. Bizim şüphelendiğimiz birkaç şahıs vardı. Onların isimlerini verdik. Şu anda hangi aşamada bilmiyoruz. Bu olayla ilgili araştırma halen sürüyor. Net bir bilgimiz yok” dedi.

 

DOLAYLI BİR AZMETTİRME DE OLABİLİR

Cinayetin doğrudan bir azmettirme olmasa bile dolaylı bir azmettirme de olabileceğini vurgulayan Tunçbilek, “Her ihtimali ciddi şekilde düşünüyoruz. Olayı tam aydınlığa kavuşturmadan çok fazla yorum yapmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Bu olayın arkasında kimse de olmayabilir, taş ocakları da olabilir. Şu anda soruşturmanın başındayız. Şahıs, Savcılık ifadesinde çok farklı şeyler söylemişti, ardından sorgudaki ifadesinde taş ocaklarından bahsetti. Dolayısıyla kendisini koruma içgüdüsüyle de böyle konuşmuş olabilir. Bu cinayette doğrudan bir azmettirme olmasa bile dolaylı bir azmettirme de olabilir. Birileri bu şahsın beynini yıkamış olabilir. Çünkü zayıf bir kişiliğe sahip olduğu görülüyor” diye konuştu.

 

BU MÜCADELE UNUTULMAYACAK

Avukat Tunçbilek, Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu çiftinin cinayetinin çevreciler ve aktivistler için bir milat olacağını da kaydetti. Tunçbilek, şöyle konuştu: “Bu olayın arkasında gerçekten taş ocakları varsa zaten bu bir milat olur. Çünkü Ali Bey’in köpeği zehirlendi, evi kundaklandı ama o doğayla iç içe yaşamaya ve taş ocakları için mücadele etmeye devam etti. İleride bu olayla ilgili ya da bir taş ocağı bağlantısı çıkmasa bile Ali Ulvi ve Aysin Büyüknohutçu çiftinin taş ocaklarına karşı mücadelesi unutulmayacaktır.”

 

DELİLLER KARARTILAMAZ

Avukat Tunçbilek, “Gerçeğin karartılması ya da olayın örtbas edilmesi gibi bir çekinceniz, endişeniz var mı?” sorusunu ise “Kesinlikle böyle bir endişemiz yok, kimsenin de olmasın. Bu olay örtbas edilemez. Savcı Bey çok ciddi bir araştırma ile ne kadar delil varsa hepsini topladı. Bütün telefon kayıtlarının ve kamera kayıtlarının hepsini aldı. O yüzden delillerin karartılması mümkün değil. Son olarak şunu söyleyeyim;  zanlının avukatlarının olayın münferit bir olay olduğunu söylemesini doğru bulmuyorum. Kesinlikle böyle bir şey yok. Net bir gasp cinayeti olduğunu söylemek doğru değil, ciddi şüpheler var” karşılığını verdi. Kubilay ELDEMİRCİ

 

 

 

 

 

 

Editör: TE Bilisim