Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel; CHP’nin, Antalya’nın taşına toprağına, doğasına, hayvanına, insanına sahip çıkan siyasetine “Takoz Siyaseti” demiş.

Gerçekten de CHP elli yıla yakın zamandır bazı şeylere “takoz koymuştur.

Bunların başında; Lara sahilindeki üç bin dönüme yakın kumulların, dünyanın başka hiçbir yerinde yetişmeyen (endemik) bitkilerin, rüzgâr nedeniyle yan yatmış çam ağaçlarının Fettah Tamince isimli iş adamına tahsisinin önlenmesi için “takoz koymuştur”.

Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı güya büyük proje gibi sunduğu; aslında Aksu-Serik arasında herhangi bir yere yapılabilecek bir “Kurvaziyer Limanı”nı, tam da bu bölgeye yapmaya çalışmakla; Antalya’nın iki plajından birini yok etmektedir. Kumların ve çam ağaçlarının üzerine bin yataklı bir otel kondurmak ağaç sevgisinden mi geliyor dersiniz?

Kurvaziyer gemileri “Otel-Gemi” olduğuna göre Kurvaziyer yolcularının topluca başka bir otelde kalması söz konusu olamaz. Birinci derecede SİT alanı (yani gelecek kuşaklara bırakılması amaçlanan, eşine ender rastlanır doğal alan) olarak ayrılmış alanın 87.000 metre kare kumul alanını özel mülkiyete devretmek için bir bahane değilse nedir bu?

Antalyalıların günlük yaşamında kullandığı, serinlediği, denizin sağlık verici suyundan yararlandığı iki kumsalı var: Lara ve Konyaaltı Plajları… Bunların ikisini de mahvedeceksin ve sonra da “CHP yaptıklarımıza Takoz Koyuyor” diye bağırıp çağıracaksın…

Antalya nüfusu beş milyona doğru gitmekteyken Konyaaltı Plajını mahvedecek, Liman ile Boğaçayı arasını geri dönülemeyecek şekilde betonlaştıracak “Yat Limanı” Antalya-Kemer arasında başka bir yere yapılamaz mı? Hani bu yat limanı Boğaçayı’nın içine yapılacaktı? Neden yapılamıyor? Çünkü suların efendisi DSİ bunun delilik olduğunu bildirdi! “Oraya yapamadık, sahile yapalım” diyorsunuz. Otuz yıllık bir ağacı keserken bile içimiz sızlıyor da yüz binlerce yılda oluşan, dünyada eşine ender rastlanır çakıllı bir sahili özel çıkarlara kurban ederken içiniz hiç sızlamıyor mu?

Bizim karşı çıktığımız; Konyaaltı Sahil Projesi dediğiniz eski “Beach Park”ın yeniden düzenlenmesi değildir. Bizim karşı çıktığımız Konyaaltı Sahilinin betonlaştırılması demek olan “Yat Limanı” inadınızdır! Başka yere yapın kardeşim! Balıkçı Barınağına karşı çıktık mı? Hayır! Çünkü orası uygundu…

Hem halkın ve dünyanın yararlandığı iki plajı mahvedeceksin, hem de “takoz siyaseti” diyeceksin, ayıptır, yazıktır.

Bir de “fazladan altı bin” ağaç diktik diyorsunuz. Antalya’nın binlerce yıllık tarihinde; ormanı ve ağaçları AKP dönemindeki kadar tahrip olmamıştır. Sizin diktiğiniz fidanların orman olması için en iyimser tahminle otuz yıl geçmesi gerekiyor.

Bakınız, yıllardan beri bu köşede Antalya’ya Metro gerekir diye yazdık, söyledik. Ne var ki “Metro Antalya’da Rantabl değil” diye reddettiniz. Şimdi bu noktaya gelmeniz büyük bir aşamadır. Bugüne kadar Metronun sözünü bile etmediniz. Şimdi yerel seçimler gelip dayanınca aklınıza Metro geldi! “Hiç olmazsa projesini hazırlayın, biri gelir yapar” demiştik. Projesini bile hazırlamayı Antalya’ya lüks buldunuz.

Antalya’nın ulaşım sorununu ancak Metro çözer.

Sayın Başkan, Kurvaziyer Limanını Lara sahiline yaparak doğal plajı mahvetme, hem Lara’ya hem de Konyaaltı’na Yat Limanı yapma! Gelecek kuşaklar nereden denize girecekler? Denizden nasıl yararlanacaklar? Bir avuç yer kalıyor. Orada balık istifi mi olacaklar?

Kurvaziyer Limanı da, Yat Limanları da Antalya’nın mevcut plajlarına değil daha uzaktaki yerlere yapılmalıdır.

“Takoz siyaseti” diye aşağıladığınız, “it ürür, kervan yürür” diye alay ettiğiniz CHP siyaseti yağmaya, talana, rüşvete, yolsuzluğa karşı halkı ve Antalya’yı koruma siyasetidir. Kimse unutmasın ki “kem söz sahibine aittir”.

Biz de Konyaaltı Belediye Başkanı CHP’li Muhittin Böcek’in nasıl olup da bu kadar sessiz kaldığına hayretle bakıyorduk. Nihayet çılgınlıklarınıza karşı çıkıyorsa doğru yapıyor demektir. Antalya ve CHP kamuoyu, bu doğru davranışı değerlendirecektir.