Türkiye’nin her çeşit üretimden düştüğü bu dönemde, her türlü engele karşın kültür üreten insanlarımız, aydınlarımız, yazarlarımız, çizerlerimiz var. Bu yüzden güçlüyüz, toplum olarak dayanışma içindeyiz…
Bütün limanlar satılmış,
Bankalar, fabrikalar, kentler yağmalanmış,
Vatan toprakları yabancılara satılır olmuş,
Devlet yıkıcılara teslim edilmiş,
Bunlara karşı çıkanlar, çıkması muhtemel olanlar, ileride yurdu kurtaracak olması olası bulunanlar, gazeteciler, yazarlar, yazmayanlar, emperyalizme teslim olmayanlar,
Cezaevlerine atılmış,
Cezaevindeki hastalar ölüme terkedilmiş,
Tarım öldürülmüş,
Sanayi durdurulmuş,
Bir dolar altı lirayı aşmış,
Bir avro yedi liraya yaklaşmış,
Memleket AKP iktidarı nedeniyle harap ve bitap düşmüş olsa da kültür üretenlerimiz var oldukça umudumuz da var demektir.
Ahmet Turan Kul’un Kırgızların Manas Destanını Türkiye Türkçesine çevirirken yazdıklarını yeniden okuyorum. Bir milyon dizeden oluşan Manas Destanını 160 sayfada bize ulaştıran güzel insanı sevgiyle anıyorum.
“Dil ulusun kullandığı akıldır” diyor, Ahmet Turan Kul.
Kitabın; “Çakıp Han’ın Can Şenliği” kısmında (S:11):
“Çocuklar süt kokar ilk günlerinde
Çocuk sevgisinin kökü derinde
****
Çocuk aklımızda bir hayal kuşu
Sevmektir insanın insan oluşu
****
Tanrı dertlerine derman gönderdi
Çıyrıcı Çakıp’a bir oğul verdi
****
Sevgindi Çakıp Han gürledi esti
Tanrıya şükretti ak kısrak kesti
****
Dedi ki Çıyrıcı bu soy ağacım
Gönlümü yeşerttin kalmadı acım
****
Alaca beşiği topla gidelim
Tanrı dağlarına niyaz edelim
****
Issık Gölü sularına daldırsın
İçimizden sıkıntıyı kaldırsın
****
Oğlumuz toprağa suya karışsın
Kurtla, kuşla, esen yelle yarışsın
****
Ulu ağaç gibi dik dursun başı
Kara kartal olsun yol arkadaşı
****
Gel önce biz can şenliği kuralım
Ana baba oğul divan duralım
****
Yüz sürelim ekin veren toprağa
Yüz sürelim hayat veren ırmağa”…
Böylece Manas Destanından bir sayfa da siz okumuş oldunuz.
Bilmecelerde çıkan; “Kırgızların Ünlü Destanı” diye sorulan Manas Destanı aslında bir insanlık şiiridir. “Şiir de insana giden yoldur” .
“Bir milyona yaklaşan dize sayısı ile Manas dünyanın en uzun destanlarından biridir. Neredeyse, Kırgızların tüm tarihini kapsar. Kırgızlar Türk halklarındandır, ata-yurtları Baykal Gölü ve Sayan-Altay Dağları’nın batısı, Yenisey Nehri’nin aşağı vadileridir. Merkezi Hakasya’dır. Yenisey’in ana kollarından biri Manas Irmağı’dır. Çakıp Han oğluna bu ırmağın adını verir. Bu bir Türk-Şaman geleneğidir. Günümüzde Türkiye’de pek çok Fırat, Meriç, Seyhan, Menderes adlı oğlan çocuğu, Dicle, Göksu, İdil adlı kız çocuğu vardır. Destanda Kırgızların, İslamiyet öncesi Şamanist inançlarını, gelenlerini anlatan öyküler vardır. İslamiyet’in benimsenmesi ile temel öyküye zaman içinde İslami motifler katılmıştır. Manasçı denilen ozanların sözlü anlatımları ile giderek eklemeler yapılan destan 1850’lerde yazılı hale gelince sabitlenebilmiştir.
Yunan destanları da böyledir. Homerikler’in yaptığı sözlü anlatımları Homeros yazılı hale getirince İlyada ve Odysseus sabitlenebilmiştir. Manas bir kahramandır. Kırgızların birliğini, dirliğini, yurdunu kuran büyük bir liderdir. Karmuklara , Çin’e yurdu işgal eden istilacı güçlere karşı savaşlar vermiş, zaferler kazanmış ulusal önderdir..”(*)
Kültür üretenlerimiz çok olsun, Ahmet Turan Kul verdiğin emeklere, gösterdiğin güzelliklere selam olsun.
(Önsöz-Dr.Önder Yiğitbaşı s.5)