Türkiye’de iktidar değişiminin
bütün belirtileri görünüyor.
Yıllardır sanki yatıştırıcı bir ilaç
almış gibi görünen toplum bir silkiniş, uyanış seferberliği içinde…
Bunda, muhalefet kesiminin son
birkaç aylık doğru politikalarının etkisi yanında, Muharrem İnce’nin yüksek
yeteneğinin ve kitleleri birleştiren barışçı söyleminin de etkisi var.
Bir de ekonomik durum var.
Bugüne kadar devalüasyon dediğimiz,
paranın değerinin düşürülmesi olayı tarih boyunca iktidar değişikliğine neden
olmuştur.
1970’li yıllarda “yetmiş sente
bile muhtacız” sözünü söyleyen Süleyman Demirel’in demokrasi dışı bir darbeyle
gidişini hüzünle anımsıyoruz.
“Bizim devalüasyonla ilk
tanışmamız bundan 556 yıl önce, 1445 yazında oldu. Para o devirlerde altın ve
gümüş gibi kıymetli madenlerden basılırdı ve o zamanların devalüasyonu paranın içerisindeki
kıymetli maden oranının düşürülmesi demekti. İlk devalüasyon yapıldığı sırada
tahtta 12 yaşında bir çocuk oturuyordu: Osmanlı tahtına iki defa çıkan ve
tarihlere sonradan ‘‘Fatih’’ olarak geçen İkinci Mehmed. Paranın ayarının
düşürülmesi ve hemen arkasından gelen pahalılık çocuk hükümdarı tahtından etti.
Ayaklanan askerler, iktidarı kendi arzusuyla bırakmış olan eski hükümdar İkinci
Murad'ı yeniden tahta davet ettiler. Mehmed, indirildiği tahta tekrar
geçebilmek için altı sene bekleyecek ve 1451'de, babasının ölümünden sonra
yeniden padişah olabilecekti…”(1)
“Yalçın Küçük, devalüasyon-iktidarı kaybeden yönetimler örneğini sıkça
hatırlatır. “Devalüasyon oldu mu, iktidarlar gider.” 1946, 1970, 1958,
1980, 1994, 1999-2001 ve şimdi sonuncusu 2015 oldu. 2014 ikinci yarısından 2015
ilk yarısı sonuna kadar piyasalar, yüzde 40’a aşan oranda TL’yi devalüe etti ve
sonunda AKP iktidar gücünü kaybetti.”(2)
GERİDE DAHA NE KALDI
Nazif Ekzen dört yıl önceki yazısında şöyle diyor:
“Son 14 yıllık AKP iktidarının geride bıraktığı “enkazın”
henüz muhasebesini çıkartabilmiş değiliz. Seçim sonrasında, yaşanan ağır
yenilgiden sonra tüm çaba büyük bir çöküşe, biten 14 yıllık AKP iktidarının
yarattığı ağır mali ve ekonomik faturanın toplumun gözünden kaçırmaya yönelik.
AKP yeni bir seçime kalkar ve 2015-haziran seçimi sonuçları tekrar ederse,
Türkiye’nin 2025 yılına kadar olan geleceği ipotek altına girer. Türkiye son
beş-altı yıldır, GSMH’de 800 milyar dolar seviyesinde kaldı. Yukarı yönde
hareket edemedi.”(3)
SONUÇ
“2002 yılında henüz
yapılan devalüasyon ve alınan önlemlerin meyveleri tam alınıp yenmeden MHP
Genel Başkanı Bahçeli'nin mükemmel manevrasıyla ülke
koşar adım seçime gitmiştir.. Seçim sonuçları tam anlamıyla seçimlere karar
veren partiler açısından şok olmuştur.. Dışarısı yeni ekonomik düzenin uygulanması
ve oturması için bu kere yeniçerilere başvurmamış yerine ülkenin tüm
yapısını demokratik(!) bir şekilde yeniden dizayn
etmiştir.. 2001 de kurulan AKP bir umut olarak lanse edilmiş ve kuruluşundan
sadece 1 yıl sonra seçimlerden ülkenin en büyük partisi olarak çıkmıştır..
Yıllarca bozulan
gelir dengesizliği, artan yoksulluk ve önlenemez rüşvet çarkı daha 1999
seçimlerinde mecliste olmayan sadece 2 partiye parlamento yolunu açmış diğer
partileri de (MHP hariç 2007 de meclise girmiştir) bir daha dönmemek üzere
tarihin tozlu sayfalarına gömmüştür.. Parlamentoda halkın sadece %53,5 luk
oyları temsil edilebilmiş, AKP %34 oyla neredeyse meclisin %66
sını ele geçirmiştir.. Faşist 12 Eylül anayasasının dayattığı %10 luk seçim
barajı DYP, ANAP, MHP, DSP, SP gibi partileri parlamento
dışına itmiştir.
AKP, altın tepside
sunulan bu iktidarı dışarının tam istediği gibi kullanmıştır.. Bir tek çivi
çakmadan Düyun-u umumiye komiseri Kemal Derviş'in reçetesini harfiye
uygulamıştır.. “(4)
Aynı filmi bir kez daha oynamaya AKP iktidarının vadesi
yetmeyecektir.
Birkaç gün sonra tarihten ders almayanların hüsrana
uğradıklarını göreceğiz.
Geldikleri gibi gidecekler...
(1)Murat Bardakçı: Binde 9
devalüasyon Fatih’i bile götürmüştü 4 Mart 2001 (2)https://odatv.com/devaluasyondan-sonra-iktidarlar-gider-0508151200.html
(3)Nazif
Ekzen Odatv.com
(4)Nasrullah
Ayan(****)http://www.medyagunlugu.com/Haber-1531-turkiyede-dolarin-seruveni-tamami.html