“CHP tarihi, Türkiye tarihinin eksenidir. Türk siyasal yaşamı bu eksen etrafında şekillenmiştir. Kuruluşundan bu güne kadar geçen yıllar içinde (G.A) (2018’de 95.yıl) CHP’den izler taşımayan, CHP’den etkilenmeyen kişi ve kurum yok gibidir. Bu nedenle Türkiye’de herkes biraz CHP’lidir. 

CHP 95 (G.A) yıl boyunca siyasal, sosyal ve kültürel dönüşümlerin partisi oldu. Emperyalizme karşı ilk kurtuluş savaşını CHP verdi. Modernleşme devrimlerinin, Cumhuriyet’in, demokrasinin, sosyal demokrasinin altında CHP’nin imzası vardı. CHP’nin altındaki imza da Mustafa Kemal Atatürk’e aitti. Bu nitelikleriyle CHP, bütün dünyada özel bir yer tutmaktadır. 

CHP bir siyaset okuludur. Sadece CHP’liler değil, CHP’nin karşıtı siyasetçiler de tarih içinde CHP’den çok şey öğrendiler. Atatürk partiyi kurarken “CHP halkımıza siyasal eğitim vermek için bir okul olacaktır” demişti. Öyle de oldu. CHP nesiller boyunca topluma siyasal bilinç verdi, siyasetçiler yetiştirdi.”(*) 

“Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Lakin Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır” diyen Mustafa Kemal Atatürk; birgün bütün canlılar gibi öleceğini biliyordu. Bu yüzden; en büyük eserim dediği iki eserini Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve Cumhuriyet Halk Partisini kurdu. Çünkü fikirlerinin, düşüncelerinin, ilkelerinin yaşamaya devam etmesini istiyordu. Harplerde tükenmiş, hastalıklardan kırılmış, yüzde doksan sekizi okuma yazma bilmeyen yoksul bir milleti on beş yıl içinde dünyanın en çağdaş devlet düzenine kavuşturmuştu. Daha da önemlisi modern toplumsal dönüşümü başarmıştır. 

“Üç kuşaktan Cumhuriyet Halk Partili var: birincilerin sayısı hayli azaldı. Yaşayanların yaşı 80’i geçiyor (G.A). Emperyalizme karşı Kurtuluş Savaşı’nın sadece bize değil, dünyaya da onlar öğrettiler. 1919 yılının koşulları içinden, bir bağımsız Türkiye çıkardılar. 

İkinciler çağdaşlaşma kuşağıdır. Çocuklukları laik devletle başladı. Laik eğitim, kadın hakları, Medeni Kanun, yeni harfler, yeni kıyafet. İkinci kuşağın olgunluk yaşlarında çok partili demokrasiye geçiş var. Bunu da CHP gerçekleştirmiş, bedelini, hem bazı atılımlarda geri adım atıp bazılarını yavaşlatarak, hem de muhalefete düşüp uzun süre muhalefette kalarak ödemiştir. 

Üçüncü kuşak CHP’lileri, partinin halkçılık ilkesini somutlaştıran ve CHP’ye asıl adını koyan bir dönemde yaşadılar. Bu dönemin önemini “sol” sözcüğünün Türk toplumuna nasıl bir umacı gibi tanıtıldığını iyi hatırlayanlar bilir. 

CHP’nin şimdiye kadarki üç kuşağı gibi, gelen dördüncü kuşağı da, çağlarının ülkemizdeki en gerçekçi ilericileri, solcuları, devrimcileri olacaktır.” (**) 

Kurtuluş savaşının temel örgütü olan Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Grubu 1 Nisan 1923 seçimlerine 9 İlkeye dayanan bir programla girmeyi kararlaştırmıştır. Seçimlerden sonra resmen kurulacak partinin ilk programı olan 9 ilkeyi içine alan “beyanname” partinin ilk programı niteliğinde olmuştur. 

9 ilke şunlardı: 

1.Egemenlik ulusundur. 

2.TBMM dışında hiçbir makam ulusal yazgıya egemen olamaz. 

3.Bütün yasalarda, örgütlerde, yönetimde, eğitimde ulusal egemenlik için davranılır. 

4.Saltanatın kaldırılması kararı değiştirilemez. 

5.Mahkemeler, yasalar düzeltilecektir. 

6.Aşar Vergisi kaldırılacaktır. 

7.Öğretim birleştirilecektir. 

8.Askerlik süresi azaltılacaktır. 

9.Mali-yönetsel, ekonomik bağımsızlık kesin koşuldur. 

8 Nisan 1923 günü yayımlanan bu beyannameyle seçimlere giren Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Grubu seçimleri açık ara kazanmıştır. 

Yukarıdaki dokuz ilke esas alınarak hazırlanan Tüzük yani Halk Fırkası Nizamnamesi 9 Eylül 1923 günü kabul edilmiştir. 

Bu tarih, CHP’nin kuruluş günüdür. 

“Böylece ilk direnişle birlikte başlayan siyasal örgütlenme süreci, 1923 Eylülünde bir siyasal partinin doğuşunu da beraberinde getirmiştir.”(***) 

Devlet kuran parti kurulmuştur. Ve ilk iş olarak Cumhuriyeti ilan etmiştir. 

Halk Fırkasının adı 10 Kasım 1024’te Recep Peker Beyin önerisiyle “Cumhuriyet Halk Fırkası” olarak değiştirilmiştir. Mayıs 1935’te toplanan 4. Kurultay’da ise partinin adı “Cumhuriyet Halk Partisi” olarak belirlenmiştir. 

Bugün geldiğimiz noktada, 95 yıl sonra muhalefette bile olsa Cumhuriyet Halk Partisi ülkemizin temel siyasal kuruluşudur. CHP siyasal meşruiyetin temel taşıdır. CHP yönetimlerini eleştirebiliriz, yeterli bulmayabiliriz. Ancak CHP’nin yönetimine kızıp “dibe vurmasını” sağlamayı istemek; siyasal intihardan başka bir şey değildir. 

CHP bugünün ve geleceğin siyaset okuludur. 1980 darbecileri tarafından kapatılmış; ancak 1992’de Deniz Baykal ile kendi küllerinden yeniden doğmuştur. 

CHP varlık nedenimiz, ülkemizin barışının güvencesi, bir arada yaşamamızın garantisi, laikliğin yılmaz savunucusudur.  

 

(*)CHP 1919-1999 

Yazan: Hikmet Bilâ 

Doğan Kitapçılık 1999 

Sayfa:7,8,9 

(**)Altan Öymen 

AGE sayfa:89 

(***)AGE S:40 

GA:METNE YAZAR TARAFINDAN EKLENMİŞTİR.