TURİSTLER TACİZ EDİLİYOR
Yasa dışı yollar ile Türkiye’ye giren şahısların büyük bir çoğunluğunun erkek olduğu bilinirken, Türkiye’ye gelme amaçları hala belirsizliğini koruyor. Türkiye’de suç oranları gün geçtikçe artarken, göç eden şahısların her şehirde toplandığı mahalleler bulunuyor. Antalya’da Yeşildere Mahallesi ve çevresi, Kızıltoprak, Yenigöl, Altınova, Sinan Mahalleri’nde yoğunlukla ikamet eden göçmenler, büyük çoğunlukla hırsızlık, uyuşturucu ticareti gibi yasa dışı işler ile ilgilendiği ileri sürüldü. Antalya’da ikamet izni verilmeyen şahıslar buna rağmen yaz aylarında Antalya’ya gelmeyi tercih ediyorlar. Turizm sezonunu başlaması ile birlikte hırsızlık suçunun arttığı Antalya’nın sahillerinde birçok taciz vakası da meydana geliyor.
AKP’NİN TAKVİMİ YOK
Türkiye’de kaçak, göçmen, mülteci sayısının toplamının 17 milyon olduğunu dile getiren Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın söylemi sonrası Göç İdaresi bu sayının 4 milyon 893 bin olduğunu iddia etti. Antalya’da bir çok taciz vakası bulunan Konyaaltı Sahili’nde yerli ve yabancı turistleri taciz eden Suriyeli ve Afgan şahıslar, şehrin ahlaki değerini düşürdüğü gibi, turizm gelirlerini olumsuz yönde etkilemekte. AKP’nin desteklediği göç politikası sebebiyle yurttaşın can güvenliği hiçe sayılıyor. AKP seçmeninden dahi büyük tepki alan ‘Mülteci sorunu’ hakkında adım atacağını belirten AKP iktidarının açıkladığı net bir takvim yok.
AKADEMİK KADROLAR ‘GÖÇE DESTEK VERİYOR’
Akdeniz Üniversitesi’nde yapılan, ‘Onlar Bizim Hemşehrimiz: Uluslararası Göç ve Kültürlerarası İletişim’ isimli seminer ise, 2011 yılından itibaren Türkiye’ye gelen düzenli göçün algısını yumuşatarak akademik disiplin haline getirilmeye çalışılıyor. Başta öğrenciler olmak üzere, toplumun büyük çoğunluğunun ekonomik darboğazda olduğu Türkiye’de düzenli göç ile Cumhuriyet sınırları içerisine giren şahısların, maruz bıraktığı ekonomik külfette vatandaşın üzerine yükleniyor. Akademik kadroların ‘Düzenli göç sorununun’ çözülmesi için çalışma yapmaması, göç ile ülkeye giren şahısların Türk Kültürü’ne entegre olması için çaba sarf ettikleri de görülürken, üniversite öğrencileri yapılan seminerlerin akademik gelişim ile alakalı olmadığını ifade etti.
AKP, SURİYELİLERİ KOLLUYOR
250 Milyar Dolar harcandığı iddia edilen düzenli göçün masrafları her geçen gün büyürken, sağlık hizmeti ve maddi destek alan göçmenlerin Antalya’da yarattığı tehlikede AKP iktidarının verdiği destekler ile artıyor. Yıllardır kademeli olarak artan enflasyon ve düşen alım gücüne büyük bir etkisi olan düzenli göç sorunu, yurttaşı insanca yaşam isteğinden uzaklaştırıyor. AKP’nin yurttaş yerine göçmenlere sağladığı olanakların maliyetleri her geçen gün artarken, yurttaş ‘Kendi ülkemizde göçmen olduk’ diyerek yapılan yanlıştan dönülmesini talep etti. Göçmenlere özel sınav hazırlayan AKP iktidarı, bir çok göçmen şahısların, Türk üniversitelerinde TIP okuyarak doktor olmasının önünü açıyor. Göçmen şahısların doktor olabildiği Türkiye’de iktidarın ‘Takvim ile geri dönecekler’ söylemi de yurttaş açısından doğru kabul edilmiyor.
GÖÇMEN DEĞİL İSTİLACI
‘Irk, din, milliyet, kimlik, belirli bir sosyal gruba üyelik veya siyasi görüş nedeniyle zulüm görme korkusu nedeniyle ülkelerine dönemeyen veya dönmek istemeyen kişiye’ mülteci statüsü, ‘maddi ve sosyal koşullarını iyileştirmek için gönüllü bir şekilde bir başka bölge veya ülkeye giden kişiye’ göçmen statüsünün verildiğini belirten akademik yayınlar, verilen bu statülerin bireysel olduğunu belirtmektedir. Afganistan ve Suriye’den gelen kitlesel göçün ise herhangi bir bireysellik içermemesi üzerine vatandaşlar ve siyasi aktörler, Türkiye’ye gelen şahısları ‘İstilacı’ olarak tanımlıyor. Kitlesel göç ile gelen ve suç işlemeye meyilli olan şahısların Türkiye’de bulunması ve cinsiyet dağılımında ezici olarak erkek bulunması da suç oranının da ki artışı gözler önüne seriyor.
DEPREM BÖLGESİNDE YAĞMA
Kahramanmaraş depreminden sonra ise Antalya’nın meslek odaları, STK’ları, yerel yönetimleri el birliği ile bölgeye destek göndermişti ancak bölgeden gelen göçmenlerin yaptığı yağma görüntüleri ile yıkılmıştı. 50 binden fazla yurttaşın can verdiği depremde, teknoloji mağazalarını, kuyumcuları yağmalayan göçmenler, kendilerine kucak açan Türkiye’ye sergiledikleri yağma davranışları ile kültürlerini de Türk halkının önüne sermişti. Yapılan yağmalar sonucu, bölgede bulunan depremzedeler tarafından şikayet edilen göçmenler güvenlik güçleri tarafından yakalanmıştı. Milyarlarca maddi kaybın olduğu bölgenin kalkınması için halkın bir Tv programında topladığı 115 milyar 146 Milyon TL’ Suriyeliler için harcanan 250 Milyar Dolar’ın yanında ufak bir tutar olarak kaldı.
UYUŞTURUCU VE HIRSIZLIK GEÇİM KAYNAKLARI
Suriyeli ve Afganlar hakkında ki söylemlere ise Muratpaşa Kızıltoprak Mahallesi’nde mesire alanı olarak tanımlanan bölgede, uyuşturucu ve hırsızlık ile ilgilendikleri iddia edilen göçmenlerin bulunduğu gecekondular yerle bir edilmişti. Konuyla ilgili olarak konuşan Muhtar Mustafa Yılmaz ise, “Suriyeliler ve Afganlar burayı çöp toplama merkezi yaptılar. Mahalleliden devamlı şikayetler geliyor. Bu insanların tuvaletleri dahi yok tüm pislikleri sokaklara bırakıyorlar. Burada hırsızlık ve uyuşturucu gibi her türlü yasadışı işleri yapıyorlar” ifadesini kullanarak yurttaşın yaşadığı sorunları gözler önüne sermişti.
GÜVENLİK ZAFİYETİ İDDİASI
Antalya’nın dünyaca ünlü Konyaaltı Sahili’nde tacizlerin yanı sıra Suriye bayrağı açan göçmenler, İstanbul’u aratmamıştı. Türkiye’de bir çok büyük kentin işlek noktalarında kendi ülkelerinin bayraklarını açan Suriyeli ve Afgan göçmenler, gün geçtikçe daha rahat yaşam koşullarına ulaşarak, yurttaşı kendi ülkesinde hissettirmekten uzaklaştırıyor. Toplu halde gruplar ile gezen göçmenler, yurttaşı özellikle gece saatlerinde şehrin eğlence noktalarında göz ile taciz ediyor. Özellikle Kaleiçi bölgesinde gece geç saatlerde gruplar halinde dolaşan göçmenler, yurttaşı huzursuz ediyor. Konuyla ilgili olarak emniyet güçlerinin de bulunduğu eğlence noktalarındaki güvenlik zafiyeti yurttaş tarafından eleştiriliyor.
Arda KIR