Antalya’nın Kumluca ilçesinde yaşayan iki yıllık evli Hatice ve Yusuf Durukan (27) çifti, mutluluklarını bebekle taçlandırmak istedi. Anne adayının karnındaki bebeğe, 32 haftalıkken ‘fetalhidrotoraks’ tanısı konuldu. Bebeğin akciğerleriyle göğüs kafesi arasında sıvı biriktiğini öğrenen çift, konuyla ilgili araştırma yapmaya başladı. Antalya’da bir hastanede bu tip bebeklere müdahale edilebildiğini öğrenen Durukan çifti, hemen hastaneye başvurdu. Anne karnında müdahale ile doğumdan sonra müdahale olmak üzere doktorların sunduğu iki seçeneği değerlendiren çift, bebeğin akciğerlerinin gelişimini sağlamak için anneye iğne yapılmasını, doğumdan sonraysa bebeğe müdahale edilmesini kabul etti.
YAŞAM SAVAŞI VERDİ
Hatice Durukan, aynı hafta, 32 haftalıkken bebeğini sezaryenle dünyaya getirdi. Doğumdan sonra 'Erim' adını verdikleri bebeğini kucağına alamayan Durukan, onu sadece yeni doğan yoğun bakımda uzaktan gördü. 1 kilo 900 gram dünyaya gelen Erim bebek, solunum sıkıntısı nedeniyle solunum cihazına bağlandı. Yeni doğan yoğun bakım ünitesinde cerrahi müdahaleyle akciğerleriyle göğüs kafesi arasındaki 250 cc sıvı tüple boşaltılan bebek, 18 gün boyunca anne kokusundan uzak yaşam savaşı verdi.Çift, yaşadıkları zorlu sürecin ardından bebeklerinin sağlığına kavuşmasından dolayı çok mutlu olduklarını söyledi. Durukan çifti, ikinci evlilik yıl dönümleri olan 23 Eylül’de dünyaya gelen Erim bebeğin, her şeye rağmen kendilerine bir evlilik yıl dönümü hediyesi olduğunu söyledi. Hatice Durukan, 18 gün boyunca öpüp koklayamadığı bebeğini şimdilerde kucağından bırakmıyor.
'BİZE HEDİYE
OLARAK GELDİ'
Zorlu bir dönemi geride bıraktıklarını belirten Hatice Durukan, bir anne adayı olarak bebeğine ilk teşhis konulduğunda kendini çok kötü hissettiğini anlattı. Gözyaşları içinde geçen sürecin çok kötü olduğunu söyleyen Durukan, “Dışarı çok fazla yansıtamasam da içimde çok zor bir süreç yaşadım. Bu süreç bebeğimi hastaneden çıkarana kadar sürdü" dedi.
HEMENCİHAZA BAĞLANDI
Erken doğuma olumsuz düşüncelerle girdiğini ama dua etmekten vazgeçmediğini ifade eden Hatice Durukan, “Doğumdan sonra bebeğimi görmek ve dokunmak istedim, ama göremedim. Çünkü doğar doğmaz solunum yetersizliği nedeniyle cihaza bağlandı. O günün akşamında bebeğimi sadece yoğun bakımda uzaktan görebildim. Dokunmamız yasaktı. Sadece baktık. 18 gün boyunca bebeğimi sadece bir kez kucağıma aldım. Şimdiyse kucağımdan indirmiyorum. Bunca olumsuzluğa rağmen evliliğimizin ikinci yıldönümü olan 23 Eylül’de, Erim bebek bize hediye olarak geldi" diye konuştu.
10-15
BİN BEBEKTE BİR GÖRÜLÜYOR
Yenidoğan, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Aşkın Güra Bayık da şunları söyledi:“Anne karnında göbek kordonuyla oksijen alan bebek, ilk ağlamayla akciğeri devreye sokar. Ancak Erim bebek gibi bebeklerin, akciğer ile göğüs kafesi arasındaki sıvı nedeniyle akciğerler görev yapamadığı için çok hızlı bir şekilde solunum cihazına bağlanıp biriken sıvının boşaltılması gerekir. Biz de çocuk cerrahımızla birlikte doğumda hazır bulunduk. Bebek doğar doğmaz solunum cihazına bağladık. Ardından akciğerinin her iki tarafına cerrahi müdahaleyle tüp takılıp sıvıyı boşalttık. Sonra yeni doğan yoğun bakıma aldık. Bir süre sonra da solunum cihazından ayırıp normal nefes almasını ve beslenmesini sağladık."Bu hastalığın 10-15 bin bebekte bir görüldüğünü sözlerine ekleyen Dr. Bayık, “Erim bebek bizim uzun süredir görmediğimiz bir vakaydı. Başarıyla tedavisini uyguladık" diye konuştu.DHA