Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Erzincan’da; “Söz veriyorum Anadolu’nun her köşesinde fabrikalar olacak. Anadolu’da insanlar çalışacak. Söz veriyorum Erzincan’ı Trabzon limanına demir ağlarla ulaştıracağım. Söz veriyorum, söz" dedi. Kılıçdaroğlu, “Şeker fabrikası özelleştirildi. Altı bin Erzincanlı çalışıyordu orada. Şimdi 250 kişi çalışıyor. Bu mudur vatanseverlik? Bu mudur milliyetçilik?” diye konuştu.

Mitingde konuşan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“SİYASET SERT DİL KULLANMAYACAK: 15 Mayıs’tan sonra bütün Türkiye iyi ve güzel olacak. Emin olun, bütün Türkiye’de huzur olacak, bereket olacak. Siyaset asla sert dil kullanmayacak. Sözüm söz, 85 milyonun cumhurbaşkanı olacağım.

İNSAN, İNSANDIR VE BAŞIMIN ÜSTÜNDE YERİ VARDIR: Ayrımcılık yapmayacağım. Oy verdi, vermedi diye insanları bölmeyeceğim. Kimliklerinden ötürü, inançlarından ötürü, yaşam tarzlarından ötürü; hiç kimseyi ayrıştırmayacağım. İnsan, insandır ve başımın üstünde yeri vardır.

NİYE BU KADAR KAN KAYBETTİN ERZİNCAN: Erzincan, dağları karlı Erzincan, güzel Erzincan, can Erzincan. Niye bu kadar kan kaybettin Erzincan? Bir dönem yedi milletvekili çıkarırdı, altı milletvekili çıkarırdı, beş milletvekili çıkarırdı, dört milletvekili çıkarırdı. Ne oldu Erzincan? Neden oldu böyle? Söz veriyorum, Anadolu’nun her köşesinde fabrikalar olacak. Anadolu’da insanlar çalışacak. Söz veriyorum, söz: Erzincan’ı Trabzon limanına demir ağlarla ulaştıracağım. Söz veriyorum söz.

SÜMERBANK’IN İPLİK VE DOKUMA FABRİKASI VARDI. O SÜMERBANK’IN ERZİNCAN İÇİN NE OLDUĞUNU BEN ÇOK İYİ BİLİYORUM: Burada bir ara Sümerbank’ın iplik ve dokuma fabrikası vardı. O Sümerbank’ın Erzincan için ne olduğunu ben çok iyi biliyorum. Binlerce insan çalışırdı orada. Evlerine huzur içinde ekmek götürürlerdi. Niye kapatıldı bu fabrika? Hiç kendinize sordunuz mu Erzincan? O fabrikaların tamamını yeniden yağacağız. Endişe etmeyin. Şeker fabrikası özelleştirildi. Altı bin Erzincanlı çalışıyordu orada. Altı bin Erzincanlı evine ekmek götürüyordu. Alın terinin karşılığını götürüyordu. Helal ekmek yiyorlardı, hepsi. Neden şeker fabrikası özelleştirildi? Şimdi 250 kişi çalışıyor. Neden? Hangi gerekçeyle? Bu mudur vatanseverlik? Bu mudur milliyetçilik? Milliyetçilik kendi ülkesine hizmet etmek demektir.

ARTIK BU ÜLKE DEĞİŞİM İSTİYOR: Gençler… Size bir sözüm var. Bakın Türkiye’nin kaderini değiştirecek olan sizlersiniz. Sandığa gidecek misiniz? Oyunuzu kullanacak mısınız? Demokrasiden yana, alın terinden yana olacak mı, emekten yana olacak mı? Helal oylarınızı kullanacaksınız ve Türkiye’de bir değişime imza atacaksınız. Artık bu ülke değişim istiyor. Yeni bir yönetim, ahlaklı bir yönetim, düzgün bir yönetim, insanları ayırmayan bir yönetim… Bunu yapacağız ve beraber yapacağız. Bu ülkeye huzuru ve bereketi mutlaka ama mutlaka getireceğiz.

TOPRAK İLE ÇİFTÇİYİ BULUŞTURACAĞIM. ONLARIN ALIN TERİNİN KARŞILIĞINI VERECEĞİM: Köy okullarını mutlaka açacağız. Köyde öğretmen olacak, imam olacak, ziraat mühendisi, ziraat teknisyeni, veteriner hekim olacak. Köylüye hizmet edecek. Köyü yeniden ayağa kaldıracağız. Köydeki insanlar vazgeçtiler; şehre geliyorlar, evlatlarını okutmak için. Ve çiftçiler, gerçek üretimi yapamıyorlar. Alın terinin karşılığını alamıyorlar. Buğday, arpa, et, canlı hayvan, süt tozu, mercimek dışarıdan geliyor. Yahu neden dışarıdan geliyor? Bu ülkenin toprağı, güneşi, insanları yok mu? Neden çiftçiyi, üreticiyi toprağa küstürdünüz? Yapacağım, yapacağım… Toprak ile çiftçiyi buluşturacağım. Onları barıştıracağım. Onların alın terinin karşılığını vereceğim. Ben söylüyorum, onlar söyleyemiyorlar. Kul hakkı yemeyeceğim, kul hakkı yedirmeyeceğim.

ONLAR YANDAŞLARI, BU KARDEŞİNİZ VATANDAŞ İÇİN ÇALIŞACAK: Onlar yandaşları için çalışıyorlar. Söz verdim söz. Erzincan duy. Onlar yandaşları, bu kardeşiniz vatandaş için çalışacak. Vatandaşına hizmet etmeyen bir siyaset, siyaset değildir. Siyaset, vatandaşına hizmet edecek. Siyaset, halka hizmet edecek. Siyaset, zenginleşme aracı değildir. Siyaset köşeyi dönme aracı değildir. Siyasete girdiğim gün mal varlığımı kendi siteme koydum. Alın teri ile kazandım, bütün para budur. Eşimin yüzüğüne kadar koydum, hepsi duruyor. Eğer siyaset zenginleşme aracı olsaydı, biz de zenginleşirdik, yok öyle bir şey. Kul hakkı yemiyorsanız, olmaz bu zaten. Kul hakkı yiyip sizin vergilerinizi cebe indirenler, köşeyi döndüler.

BEN BU SİYASETİ YAPARKEN İKİ GRUPLA KARŞI KARŞIYAYIM. BİRİNCİSİ BEŞLİ ÇETELER İKİNCİ GRUP, UYUŞTURUCU BARONLARI: Ben bu siyaseti yaparken iki grupla karşı karşıyayım. İki grup, Bay Kemal seçilmesin diye çaba harcıyorlar. Birincisi, beşli çeteler. Devletin bir kanadı onlara hizmet ediyorlar. Dünyanın paralarını götürdüler. Sandığa gideceksiniz helal oylarınızı kullanacaksınız, otoriter bir yönetimi demokratik yollarla göndereceğiz. İkinci grup, uyuşturucu baronları. Onların kökünü kazıyacağım kökünü. Bir kişiyi Türkiye’de tutmayacağım. Söylüyorlar mı, ‘Uyuşturucu baronlarının kökünü kazıyacağım’ diye. Söyleyemiyorlar. Kul hakkı yemedim, kul hakkı yedirmeyeceğim diye söylüyorlar mı? Söyleyemiyorlar.

418 MİLYAR DOLARIN TAMAMINI GETİRECEĞİM VE 85 MİLYONA VERECEĞİM: Onların nasıl malı götürdüklerini çok iyi biliyorum. 22 yılda bu ülkeden 418 milyar doları götürdüler. Amerika’ya, İngiltere’ye götürdüler. Başka ülkeleri de biliyorum, götürdüler. 418 milyar doların tamamını getireceğim ve 85 milyona vereceğim. Biz onlar gibi değiliz ama söz verdim 85 milyonun cumhurbaşkanı olacağım. Oy versin ya da vermesin asla ayrım yapmayacağım. Benim kitabımda ayrımcılık yoktur. Herkese saygı gösteririm.

HİÇBİR FAKİR AİLENİN SUYU, DOĞAL GAZI, ELEKTRİĞİ KESİLMEYECEK: Allah nasip eder sizlerin oylarıyla iktidara geldiğimde hiçbir fakir ailenin suyu, doğal gazı, elektriği kesilmeyecek. Yardımı öyle fakirleri topla, sıraya diz, televizyonları çağır onlara yardım yap. Bir de ‘ben yardım yapıyorum’ diye hava bas. Bunu da kaldıracağım. Fakir ailelerde kadının banka hesabına parayı yatıracağız. Asgari ücretin altında olmayacak. Kadın gidecek parasını alacak çoluğunun çocuğunun rızkını sağlayacak. Fakir olduğunu sadece sosyal devlet bilecek. İnancımız böyle emrediyor da ondan. Sağ elin verdiğini, sol el görmeyecek.

DEPREMZEDELERİN EVLERİ YIKILDI. EVLERİNİ YAPACAĞIM AMA 20 YIL TAKSİTLE DEĞİL. HİÇ BEŞ KURUŞ ALMADAN YAPACAĞIM VE TESLİM EDECEĞİM: Depremzedelerin evleri, ahırları, dükkanları yıkıldı. Şimdi diyorlar ki yeniden yapacağız ama bu bay Kemal var ya bay Kemal, gelince sizin evlerinizi yapmayacak. Akıl dışı. Evlerini yapacağım ama 20 yıl taksitle değil. Hiç, beş kuruş almadan, bir kurul almadan yapacağım ve teslim edeceğim.

ESNAFI PERİŞAN ETTİLER. SANA VERİLEN KREDİLERİN FAİZİNİ TAMAMEN SIFIRLAYACAĞIM: Esnaf kardeşim… Ya esnafı perişan ettiler. Sattığı malın yerine gidip yenisini almak istediğinde parası yetmiyor. Esnafı perişan ettiler. Sana verilen kredilerin faizini tamamen sıfırlayacağım. Ana parayı da makul taksitler içinde ödeyeceksin kardeşim. Zaten batırmışlar seni, zaten mahvetmişler, bir de üstüne faiz yüklüyorlar. Aynı şeyi çiftçiler için de yapıyorlar. Kim alın teri döküyorsa bay Kemal’in başının üstünde yeri var onun.

ANADOLU’NUN KAN KAYBETMESİNİN SEBEBİ, İŞSİZLİK: İşsizliğin hangi boyutlarda olduğunu biliyorum. Erzincan’ın kan kaybetmesinin, Anadolu’nun kan kaybetmesinin temel nedeni, işsizliktir. Sizin evlatlarınız burada iş bulamayınca nereye gidiyor? Büyük şehirlerin varoşlarına. Acaba asgari ücretle bir iş bulabilir miyim diye. Oysa ata toprağında işi olsa çalışsa güzel olmaz mı?

BÜTÜN EMEKLİLERİN BANKA HESABINDA 15 BİN LİRALARI GÖRECEKSİNİZ: Emeklilere söyledim. Ta 2015 tarihinden bu yana söylüyorum. Emekliye Ramazan ve Kurban Bayramı’nda birer maaş ikramiye verin. Asgari ücret kadar olsun. Önce, koro halinde bağırdılar; ‘parayı nereden bulacaksın’ diye. Arkasından ben ısrar edince bu sefer 1000’er lira verdiler. Şimdi seçime gidiyoruz, biraz artırdılar. Ayın 15’inde oyunuzu kullanacaksınız. Sonra Kurban Bayramı gelecek. Bay Kemal’in sözü var. Bütün emeklilerin banka hesabında 15 bin liraları göreceksiniz…

Şimdi bağırıyorlar, ‘Vay efendim parayı nereden bulacaksın?’ diye. Bakınız, 27 buçuk yıl devlette çalıştım. Aşağı yukarı bütün başbakanlarla beraber çalıştım. Bütçe nasıl yapılır, para nasıl toplanır, tasarruf nasıl yapılır. Kaynaklar nerelere doğru dürüş harcanır? 27 buçuk yılım bununla geçti. Bir söz verdiysem, onun mutlaka hesabını, kitabını yapmışımdır. Beşli çetelere gelince para var. Dolar bazında para var, avro bazında para var. Vergisini ödüyorsunuz bir de geçmediğiniz köprüden para istiyorlar sizden. E o da var. Emekliye gelince para yok. Beşli çetelerden alacağım ve size vereceğim.

ANKARA’NIN GÖBEĞİNDE ÜLKÜCÜ HAREKETİN EN DÜRÜST VE EN DÜZGÜN BİR AKADEMİSYENİNİ KATLETTİLER. GÜNLERCE SESİ ÇIKMADI: Bizim milliyetçiliğimizi sorguluyor. Siz kim, milliyetçilik kim? Bizim milliyetçiliğimiz, Atatürk milliyetçiliği… Bizim iki kırmızı çizgimiz var: Vatanımız ve bayrağımız. Biz onlar gibi değiliz.

Kuzey Irak’ta askerin kafasına çuval geçirildiğinde bunlar neredeydi? Tek cümle bile kullanmadılar. Ama Bay Kemal olsaydı, ne olacağını herkes bilirdi. Kuzey Irak’ta 34 askerimiz şehit edildi. Vuran Rusya. Beyefendi koşa koşa Putin’in sarayına gitti. Niye gidiyorsun? Senin orada ne işin var? Putin bekletti, dakikalarca koridorda oturttu. Sonra içeri aldı. Allah nasip eder Cumhurbaşkanı olduğunda, 85 milyondan kimsenin yüzünü yere eğdirmeyeceğim. Ankara’nın göbeğinde ülkücü hareketin en dürüst ve en düzgün bir akademisyenini katlettiler. Günlerce sesi çıkmadı. Ama Bay Kemal ne demiş? Adaletten, hukuktan yanayım diyor. Şimdi dosyasını seçimden sonraya bıraktılar. Sinan Ateş’in katillerini bulacağım, kulaklarından tutup yargıya teslim edeceğim. Tank Palet Fabrikası’nı Katar ordusuna sattılar. O Tank Palet Fabrikası’nı da Katar ordusundan alacağım, ordumuza teslim edeceğim.

BUNLARINKİ MEVSİMLİK MİLLİYETÇİLİK: O kadar güzel şeyler yapacağız ki insanımız huzurlu ve mutlu olacak. Hep birlikte bunu yapacağız. Bunlar diyorlar ya biz milliyetçiyiz. Hikâye tabii. Bunlarınki mevsimlik milliyetçilik. Onların çocukları gibi evladıma paralı askerlik yaptırmadım ben. Garibin evladı nasıl askere gittiyse, ben de evladımı öyle gönderdim. Öyle milliyetçilik edebiyatı yapacaksın, oğlunu göndereceksin paralı. Ondan sonra çıkacaksın bana milliyetçilik edebiyatı yapacaksın. Yemezler.

BİZİM TOPRAKLARIMIZ YOL GEÇEN HANI OLMAMALIDIR. 3 MİLYON 600 BİN SURİYELİ VE SAYISINI BİLMEDİĞİMİZ AFGANLAR NASIL GELDİ?: Askerlik yapan kardeşlerim bilir. Özellikle sınırda yazar. Hudut namustur diye. Bizim topraklarımız yol geçen hanı olmamalıdır. 3 milyon 600 bin Suriyeli ve sayısını bilmediğimiz Afganlı kardeşlerimiz nasıl geldi? Kim getirdi? Göndereceğim. İki yıl içinde göndereceğim. Hiç kimse endişe etmesin. Onlar geliyorlar, asgari ücretin yarısına kadar çalışıyorlar. Bizim pırıl pırıl evlatlarımız işsiz güçsüz bekliyor. Çözeceğim. Irkçılık yapmadan kendi ülkelerine, güven içinde göndereceğim. Bu konuda kesin sözüm var. Bay Kemal sözünden dönmez. Verdikse bir söz yerine getireceğiz. Her şey çok güzel olacak. Vallahi de billahi de her şey çok güzel olacak. Kavga bitecek, kucaklaşacağız.”

ANKA