Sevgili okurlar, öncelikle belirtmek isterim ki yarın, tarihi bir gün yaşayıp 16 yıldan beri süre gelen AKP iktidarının sandığa gömüldüğünün tanığı olacağımıza ben de inanıyorum.
Geleceğimiz için yaşamsal
derecede önemli olan Seçim yarışını, Cumhur İttifakı’nın adayına karşı açık ara
önde götürdüğü görülenMillet İttifakı’nın CB. Adayı Sayın Muharrem İNCE’nin,
sonuçta bu zorlu yarışın -beklenmeyen arızi bir durum dışında- galibi olacağı
anlaşılmaktadır.
Bu seçimlerde, herkesin yurttaşlık
görevini yerine getirerek Oyu’nu mutlak kullanmasının,her zamankinden daha
büyük bir önem taşıdığını dabelirtmek isteriz.
Ben de seçimlerle ilgili
bu son yazımı, onun bütün yarış boyunca gösterdiği o övülesi coşku ve
direncinden esinlenerek ve değerli bir dostumun tarzına da özenerek,şiirsel bir
tarz ve biçimle yazmaya çalıştım.Şayet sonuna kadar okursanız,ben de başarmış
sayacağım kendimi.Aydınlık günlere kavuşmak dileğiyle…
KIRK HARAMİLER
(Bir İhanetin Öyküsü)
Hani
var ya;
Şu
bizim Kırk Haramiler,
Büyük Patron’un himayesinde
Gelince
iktidara, her şeyden önce Yaptıkları
görülmesin diye,
Başına
sardılar türbanı, bu mazlum milletin.
Ve
uyutmak için ümmetini,
Ninni
gibi dillerine doladıkları
Hep
o şarkı, dudaklarda
“Beraber yürüdük
Biz bu yollarda, beraber ıslandık
Yağan yağmurda…” diye,
Daha ilk günden başladılar, çığlık çığlığa
Büyük bir iştiha ile yağma ve talana…
Ne de olsa göçebe toplumu, Bedevi Arapların
Ekininden geliyorlardı, Soyağacına bakınca…
Sonradan
da gördük ki tüm icraatları boyunca,
Fırsat
geçince ele, bir birlerine karşı söyledikleri
“Devletin malı deniz, yemeyen domuz” sözü
Temel ilkesiydi Haramilerin.
Ancak
haksızlık yapmamak için, yeri gelmişken
Becerilerine
de -kısaca- değinmek burada;
-Dini
siyasete alet ederek iktidara gelmekte, -Yalan
dolanla müritlerini aldatmakta,
-Tertip
ve kumpaslarla muhaliflerine kara çalmakta,
-Hile ve sahtecilikle kendilerine çıkar
sağlamakta,
-Okul, cami ve kışlaya siyaset sokmakta,
-Çılgın projeler ve Kaçak saraylar yaptırmakta,
-Yeşil alanları betonlaştırarak doğayı katletmekte
- Ve hele, gösteri yaparken At’tan düşmekte,
Hep gördük ki Elhak, çok becerikliydiler doğrusu!
Yağma Süreci
Bunları
daha önce görüp de
Kurtuluştan
sonra yaptığı devrimlerle,
Tarihe
gömdüğü için Osmanlı artıklarını
Yıllarca içlerinde besledikleri kinle,
Dünyanın en büyük devrimcisi
Yüce önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ü
Ve onun “En büyük eserim” dediği
Cumhuriyet’in
öz varlıklarını,
Halkın
geçim kapısı, KİT’leri
Özelleştirme yapıyoruz diye, yalanlarla
Peşkeş çektiler yandaşlarına…
Kesilmeyince kabaran iştahları,
Dünyaya açıldılar, hiç duraksamadan
Bitirmek için Türkiye’yi…
Satılığa çıkarıldı hemen, kelepir fiyatına
Batan geminin malları gibi
O güzelim Türk yurdu Anadolu!
Hani,
her karış toprağında
Şehitlerin
kanı bulunan
Sevgili
vatan!
Satıldı
haraç mezat, parsel parsel
Mülkiyet
hakkı dâhil, hem de
Elin
gâvuruna!
Çözüm Süreci
Satarak bitiremeyeceklerini anlayınca,
Tümünü birden yutmak istediler önce.
Ancak biliyorlardı ki deneyimleriyle,
Buna
güçleri yetmezdi asla.
Bir
seçenek daha vardı ellerinde;
Türkiye’yi
parçalayarak yutmak!
Hem
bunun için fırsat kollayan, aç kurtlar
Dolaşıyordu
ortalıkta, avını yoklayarak.
Hava karlı ve sisli, kafalar karışıktı…
O
sırada bir öneri geldi, Okyanus ötesinden
“Artık demokratikleşmeniz gerekir” diye.
Hemen koyuldular işe, Haşhaşilerle birlikte
Başlatıldı Çözüm süreci, büyük bir hevesle…
Önce taraftar toplamak için kendilerine,
Sürdüler
sözde akil adamları sahaya…
Vatana
göz diken, Mehmetçiğe tuzak kuran
Hainlerle
bir olup, oturdular masaya…
Dahası,
bunları yargılayacağız diye
Çadır
mahkemesi kurdular, araziye
Götürdüler,
boynu eğik yargıçları ayaklarına…
Her
şey yolunda giderken böyle!
Haramilerle
Haşhaşiler, aralarında
Daha
önce çaldıklarıyla dolunca kasaları
Ayakkabı kutularına sakladıkları
Meşruku,
paylaştıkları bir sırada
Ters
bir rüzgâr esti, aniden
Yolsuzlukları
sızınca Medya’ya;
Karıştı ortalık bir anda, tutuştular kavgaya…
Son
verildi Hainlere tanınan tüm imtiyazlara…
TSK
gönderilince sahaya, başladı hendek savaşları
Sonra gömüldü o Hainler, kazdıkları çukurlara…
Şehitler
için yine ağıtlar yakıldı, yine analar ağladı.
Barışçıl bir çözüm çıkmayınca bu kanlı süreçten, Bu kez Güç savaşları başladı aralarında…
Savaş
Süreci
Bir gece ansızın saldırdı Haşhaşiler, havadan
Kaçak saraylarına Haramilerin, 15 Temmuz’da
Bombalar düşerken tepelerine,
Ustaca
bir manevra ile kurtuldular darbeden.
Yarattıkları bunalımı, yine fırsata çevirdikten sonra,
Sarsılan güçlerini kazanmak için yeniden
Silahlı Kuvvetlere sarıldılar, mecburiyetten
“Sınırları
Hainlerden temizleyeceğiz” diye,
Suriye
üzerinde Emperyalist emelleri olan
Ve oradaki Hainleri kendi askeri sayan,
Büyük Patronla da anlaşarak, kuytularda
Sürdüler kınalı kuzuları, Ortadoğu bataklığına…
Fırat
Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarında,
Şehitler gelmeye başlayınca yurda, art arda
Kimi
aymazlar, yazıklar olsun ki onlara
“2. İstiklal Savaşı” dediler bu operasyonlara!
Türk
ulusu’nun o en görkemli Kurtuluş savaşını
Küçük
düşürerek, nankörlük ettiler atalarına…
Yapılanma Süreci
İktidarı
ele geçirdikleri tarihten itibaren
Hep
işaret ettikleri gibi hani, 2023’de
Laik
Cumhuriyet düzenini değiştirerek, kendilerince
Ümmet egemenliğine dayalı, federatif yapıda Dinsel bir devlet kurmaktı, başat ereği Haramilerin.
Bu ereğe ulaşmak için hemen o tarihte,
Haşhaşilerle
birlikte, başlatılan yağma sürecinde;
Tamamen
kadrolaşmışlardı zaten, bürokraside
Bugün,
Beyin göçünün nedeni olan
Okullara öğrenci, kamuya eleman alımlarında, Yaptıkları hile ve tertiplerle, tüm sınavlarda
Başarılı yurttaşları eleyip de kendi yandaşlarını
Doldurdular tüm
kademelerine devletin!
Ne yazık ki kurulurken alt yapısı bu şekilde,
“Yok
öyle yağma” diye, hesap soracak
Bir
yiğit çıkmayınca ortaya, bugüne kadar
Bu
kez hukuksal yapısını oluşturmak için yeniden
“Anayasa’nın bazı hükümlerini değiştireceğiz” diye,
16 Nisan 2017 de yapılan şaibeli Halkoylaması ile
Kabul
edilen yeni Anayasa, neden olunca bunalıma, Karar verildi yine Erken
seçimlere, zorda kalınca…
Bugün, yaşanan tüm süreçlerde Emperyalist devletlerin
Sömürgeci emellerine hizmet eden Haramilerin ereği;
Ulusun egemenlik hakkını elinden alarak, vesayeten
“Federe bir İslam devletine dönüştürmektir Türkiye’yi”
Görünce Türk ulusu bu ihaneti, mutlak yapacaktır gereğini; Daha önce de olduğu gibi yurduna göz diken tüm Hainleri,
Sözün Sonu
24
Haziran Baskın seçimlerine
On gün kala, siz de görüyorsunuz ki
Bugün
tanyeri ağarırken ufuktan,
Sönmeye
başladı ampuller, birer birer
Göklere
yükselen Güneş’in ışıkları
Bir
tokat gibi çarptıkça suratlarına
Derin
bir korku sardı Haramilerin
Körelen
yüreklerine!
Cumhurbaşkanlığı seçimine katılan
Saygın bir Aday, herkesin beklediği gibi
Ortaya
çıkıp da yiğitçe ve hakça, Meydan
okuyor şimdi Haramilere…
Tam bir kararlılık ve inançla hem de
“Haklıyız
Kazanacağız” diye,
Güvence
ve umut veriyor
Vatansever tüm yurttaşlara... Bu manzarayı görünce, diyoruz ki biz de
Artık Tamam; bitecek bu eziyet bu zillet Kavuşacak herkes, erinç ve adalete
Türk ulusunun başı, yine erecek Göğe! İşte o zaman, kimsenin kuşkusu olmasın ki
“Bir yiğit geldi, direndi ve
yendi” diye,
Tarih yazacak elbet; o yiğidin adını da ince ince Sonsuza dek yaşayacak yurttaş Muharrem İNCE, sevgiyle