Tüm Emekliler Eşgüdüm Kurulu Dönem Sözcüsü İsmail Tutoğlu tarafından yapılan açıklama şöyle: “Bugün, doğal kaynaklarımız dışında, ulusal zenginlik ve kaynakların üretilmesi, biriktirilmesi, korunması, günümüze ve geleceğe taşınması emeklilerin bedensel ve zihinsel emekleriyle oluşmuştur. Emeklilik, böylesi bir çalışmanın ve emeğin devamı niteliğinde ve yasalarda belirtilen sürelerde çalışmaya bağlı olarak elde edilen bir haktır.
Bu nedenle Emeklilerin sorunlarını çalışma hayatı sorunlarının bir parçası olarak kabul etmek gerekir. Ömürlerinin en güzel yıllarını çalışarak tüketmiş olan emekçilerin yaşlılıklarınımutlu, huzurlu ve refah içinde geçirmelerini sağlamak sosyal devlet için Anayasal bir görevdir.
Hal böyle iken, Emekliler giderek yoksullaşan ve bunaltılara dönüşen yaşamlarının iyileştirilmesi için kamu yönetiminden istemlerde bulunuyorlarsa, bu asla bir bağış ya da sadaka olarak görülemez.
Biz Emekliler, insanca yaşayabilmek için yarattığımız ulusal zenginlikten hakkımız olan payı istemekteyiz...
*****
Toplumun bütün kesimlerinde olduğu gibi Emeklilerin de sorunları vardır. Emeklilerin sorunlarının kaynağında Sosyal Güvenlik politikalarındaki emeği, emeklileri ve halkı dışlayan siyasi tercihler bulunmaktadır.
Örneğin, siyasal iktidarlarca Sosyal Güvenlikte Reform adı altında yapılan değişikliklerle;
• Sağlık hizmetlerinin de özelleştirilebilmesi için “Sağlıkta Dönüşüm Projesi” hayata geçirilmiştir.
• Kamu Hastanelerinin kapatılarak Şehir Hastaneleri adı verilen yerli ve yabancı “sağlık ticarethaneleri” haline getirilmesi biz Emeklilerin Hastanelere ve sağlık hizmetine erişimini zorlaştırmaktadır.
• Anayasal bir hak olan Sosyal Güvenlik Sistemi de özelleştirilerek piyasalaştırılmaktadır.
• Sosyal Devletin görevi olan ve tüm yurttaşlara olduğu gibi biz Emeklilere verilmesi gereken “sosyal yardımlar”siyasi iktidarın politik amaçları doğrultusundakullanılmaktadır.
• Aynı proje kapsamında ebeveynlerinin sağlık sigortasından yararlanmakta olan 18 yaşından büyük bekar ve çalışmayan kız çocuklarının sağlık ve sosyal güvenlik hizmetlerinden yararlandırılması hakkı ortadan kaldırılmıştır.
Kendilerinden önceki siyasal iktidarlardan daha vahim olmak üzere, AKP uygulamalarında ve tek adam rejiminde sosyal devlet uygulamalarının yeri olmadığı bir kez daha gözler önüne serilmiştir.
Yine bu dönemde emeklilerin sorunlarını çözmek yerine sorunları arttıran ve derinleştiren, kuşaklar arası dayanışmayı ortadan kaldıran bir sistem oluşturulmuştur.
AKP uygulamalarıyla emeklilik;
• Daha düşük emekli ve yaşlılık aylığı,
• Daha geç emeklilik hakkı,
• Emekli olabilmek için daha çok pirim ödeme,
• Kamusal hizmetlerden daha az yararlanma,
• Emeklilerden de KATKI PAYI alma (muayene, ameliyatve ilaçta) yaygınlaştırılmış,
• Refahtan pay almaları kanunla engellenmiş,
• Emekli ve yaşlılık aylığı bağlama oranları düşürülmüş,
• Emekli ve yaşlılık aylıkları arasındaki dengesizliğingiderilmesi bir yana derinleştirilmiştir. Emekli aylıkları2000 öncesi, 2000-2008 (Eylül) dönemi ve 2008 (Ekim)sonrası şeklinde ayrıştırılmıştır.
Kısacası emeklilik, Emekliler için ömrünün son döneminde daha çileli ve kahırlı bir yaşam şekline dönmüştür.
1999 ve 2008 yıllarında yapılan iki sözde “emeklilik reformu” sonucunda Aylık Bağlama Oranlarının düşürülmesi sonucu emekli ve yaşlılık aylıkları da düşürülmüştür. Emekli ve yaşlılık aylıklarının milli gelir artışından yararlandırılmaları sınırlandırılmıştır.
Emeklilik sistemi ve buna bağlı olarak yaşlılık ve emeklilik aylıkları SSK, Bağ Kur ve Emekli Sandığı için üç dönem üzerinden değerlendirilmektedir.
Bu kapsamda Aylık Bağlama Oranları;
• 2000 öncesi SSK gösterge tablosu için baz oran %60, üst gösterge tablosu için %50-59,9, Bağ-Kur için %70, Emekli Sandığı için %75’tir.
• 2000-2008/Eylül (dahil) döneminde, SSK için %55, Bağ-Kur için %65 ve Emekli Sandığı için %75 oranıdır.
• 2008/Ekim (dahil) sonrası içim tüm sigorta kollarında her tam hizmet yılı için %2 Aylık Bağlama Oranı bulunmaktadır. Bu durumda 20 yıl hizmeti olan bir sigortalı için Aylık Bağlama Oranı %40’tır.
Öte yandan 2000-2008 arasında güncelleme katsayı ile milli gelir artışının %100’ü yaşlılık aylığı hesaplamalarında dikkate alınmakta iken, 2008 sonrasında milli gelir artışının %30’u dikkate alınır olmuştur. Ayrıca güncelleme katsayısı hesabında daha önce uygulanan çarpım yerine toplama işlemine geçilmiştir.
Emekliler aldıkları emekli aylıkları ile geçinemedikleri için yeniden çalışmak zorunda kaldıklarında karşılarına katı birdevlet anlayışı dikilmekte ve Emekliye “sen çalışıyorsun, bana Sosyal Güvenlik Destek Primi ödeyeceksin” denmektedir. Yani biz Emeklilerden hiçbir karşılığı olmayan bir “zor alıma” dönüştürülmüştür.
Bütün bunlar yetmiyormuş gibi bir yandan özelleştirme uygulamalarıyla, öte yandan COVİT 19 ve ekonomik kriz bahaneleriyle sokağa atılan işsizlerin yükü de emekçilerin vebiz Emeklilerin sırtına yüklenmiştir. İşini kaybeden ve işsiz kalan evlatlarımız, Emekli anne ve/veya babasının zaten yetersiz olan emekli maaşına ortak olmak zorunda bırakılmışlardır. Kısaca dün torunlarının harçlık beklediğiEmekli, bugün torunları ve evlatlarıyla lokmasını bölüşmek zorundadır.
Çalışan ve çalışmak için iş arayan emekli sayısının giderek artmasının temel nedeni, emekli aylıklarının insanca yaşamaya yetecek düzeyin çok altında olması ve giderek daha da düşmesidir.
*****
Bütün bu olumsuzlukların giderilerek Emeklilerin de insanca bir yaşama ulaşabilmeleri için öncelikle yapılması gerekenleri sıralayacak olursak:
• Sosyal Güvenlik Sistemi gerçek anlamda bir reforma tabi tutulmalıdır. Bunun için tüm sosyal tarafların, siyasal partilerin, üniversitelerin ve konunun uzmanı kişi ve kuruluşların görüş, düşünce ve önerileri alınmalıdır.
• Tüm resmî belgeler bile emekli aylıkları arasındaki eşitsizliği, adaletsizliği tescil etmektedir. Bu nedenle,Yaşlılık Aylığı Bağlama Oranları yeniden belirlenmelidir. Aylık Bağlama Oranı, en az %70 olmak üzere her tam hizmet yılı için %3 olarak hesaplanmalıdır.
• Kurum içi farklılıkları giderecek yasal değişiklik yapılmalı, aynı durumda olanlar arasındaki maaş farklılıkları giderilmelidir.
• Emeklilik ve yaşlılık aylığı bağlanmasında brüt Asgari Ücret taban aylığı alt sınırı olarak kabul edilmelidir.
• Emekli ve yaşlılık aylıklarının arttırılmasında Emeklilerin de milli gelirdeki artış oranında pay almalarına ilişkin düzenlemeler yapılmalıdır. Bu kapsamda, güncelleme katsayısı yeniden tanımlanmalıdır.
• Emeklilere tüm kamu ve özel sağlık kuruluşlarındatüm sağlık hizmetleri bedelsiz olarak sunulmalıdır.
• Emeklilikten sonra çalışmak zorunda olan Emeklilerden kesilen "sosyal güvenlik destek primi" kesintisine son verilmelidir.
• Emeklilerin bakmakla yükümlü olduğu bekar ve çalışmayan kız çocukları eskiden olduğu gibi anne ve babasının sosyal güvencesi altına alınmalıdır.
• Emeklilerin çalışmayan kız ve erkek çocukları için Genel Sağlık Sigortası ücretsiz olmalıdır.
• Emeklilerin, elektrik su, doğalgaz gibi zorunlu tüketim harcamaları, çıplak fiyatlar üzerinde faturalandırılmalı, vergi dahil hiçbir ek kalem ilave edilmemelidir.
• Emekliliğe yaklaşan çalışanlar için “emekliliğe hazırlık programları” planlanmalı; bu programlar kamu-özel sektör, akademi ve sivil toplum olmak üzere paydaş etkileşimi içinde sunulmalıdır.
• Yaş dostu çevreleri, mekanları tesis etmek ve yaş dostu hizmetleri sunmak üzere yerel yönetimlere yönelik uygulamalar planlanmalıdır.
• Yerel yönetimlerde yaşlı meclislerinin kurulması ve yaşlıların yönetime katılımının güçlendirilmesi için yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
• Emeklilerin hayat deneyimlerini genç kuşaklara aktarabilecekleri, mesleki bilgi ve becerilerini birleştirerek toplumsal yarara dönüştürebilecekleri ortak girişimler desteklenmeli ve ortamlar sağlanmalıdır.
• Emekliler, kültür sanat etkinliklerine erişebilmeleri,seyahat özgürlüklerini kullanabilmeleri için indirimli bilet uygulaması kapsamına alınmalıdırlar.
• Emeklilerin sendika kurma ve sendikalara üye olma hakkı yasal güvence altına alınmalıdır.
• Emeklilerin emeklilik öncesi üyesi bulundukları sendikalara ya da çalıştıkları iş kolundaki bir sendikaya üyelik ilişkilerini sürdürmeleri ve örgütlülüklerinin devamı doğrultusunda yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
• Sendika üyesi olmaksızın emekli olanların çalıştıklarıişkoluna ait bir sendikaya aynı koşullarda üye olabilmeleri sağlanmalıdır.
• Emekli ve yaşlılık aylıklarının ve diğer Sosyal Güvenlik Haklarının belirlenmesinde hükümet, Emekli Sendikalarıyla ve ilgili diğer sendikalarlatoplu görüşme yürütmelidir, Emeklilere toplu pazarlık hakkı tanınmalıdır.
• Emeklilik için gerekli olan sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlamış ancak yasada belirtilen yaş koşuluna erişememeleri nedeniyle Emeklilikte yaşa takılan (EYT) pek çok yurttaşımızın “Sosyal devlet çıkarttığı yasalarla yurttaşını mağdur etmez” anlayışıdoğrultusunda, emeklilik hakkını kazanmaları ve emeklilik maaşı almaları sağlanmalıdır.
• Emekli yaşını ve süresini doldurup, prim günü eksikliği nedeniyle Emekli olamayan ve emekli maaşı alamayan yurttaşlarımızın prim eksikliği “Sosyal Devlet” ilkesi gereği Devlet tarafından giderilerek Emeklilik haklarını kazanmaları sağlanmalıdır.
Tüm Emekliler Eşgüdüm Kurulu olarak görüş ve istemlerimiziiçeren bu metnin hazırlanmasında katkısı olan TEDA Bilim ve Danışma Kurulumuzun üyelerine teşekkür ediyoruz.”
EŞGÜDÜM ÜST KURULUNDA İMZASI BULUNAN GRUPLAR
Bağımsız Emekliler Grubu adına İmdat Aslan
Bağımsız Emekliler Platformu adına Fetdah Günkaya
Çağdaş Emekliler Gurubu adına Kadri Soğukoğlu
Emekli grubu adına Mehmet Akkaya
Emekliler grubu adına Ali Murat Bahadır
Emekli Demokrat Öğretmenler Grubu adına Arslan Gümüş
Emeklerin Sesi Gurubu adına Celil Cengiz Çolak
Tüm Emekliler Bileşim platformu adına Mustafa Ersan
Tüm Emekliler Dayanışma Ağı –TEDA- adına Tarık Bozkurt
Türkiye Bağımsız Emekliler platformu adına Mehmet Öztürk
Türkiye Emekliler Platformu –T.E.P- Necati Erkan
Editör: TE Bilisim