Başkan Bahar, Türkiye’nin ekonomik olarak sıkıntı içerisinde olduğunu belirterek, “Enflasyonun çözümü güven veren ekonomi politikası ve beklentilerin etkin şekilde yönetilmesidir. 10 çeyrek üst üste pozitif büyüme rakamlarına ulaşmayı başardık. Ancak borçlanarak büyüyoruz” dedi.

ATSO Başkanı Ali Bahar seçimler ile ilgili ATSO Mayıs ayı toplantısında, “Hepimizin malumu olduğu gibi gündemimiz ekonomi değil; siyaset ve seçim gündemimizde. 14 Mayıs’ta gerçekleşen ilk tur seçimlerinin ülkemiz için en büyük kazanımı demokratik olgunluk olmuştur. Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimlerini de aynı olgunlukla tamamlayacağımıza inanıyorum. Seçim sonrasını daha güçlü bir Türkiye adına daha çok üretim, daha çok işbirliği, daha çok istişare, daha çok ihracat, daha çok istihdam, daha yenilikçi kararlar ve daha istikrarlı bir ekonomik politika için başlangıç noktası sayıp var gücümüzle hep birlikte çalışacağız. 28. Dönem TBMM’ye seçilen, başta Antalya milletvekillerimiz olmak üzere tüm milletvekillerini kutluyorum. Meclis konuşmalarının tamamının yeni seçilen 600 milletvekiline, kurulacak yeni hükümete, hükümet tarafından atanacak yeni ve mevcut bürokrat ve danışmanlara, kabinede görev alacak bakanlara ve yeni cumhurbaşkanına bir çağrı olduğunu özellikle belirtmek istiyorum” diye konuştu.

“LİYAKATIN ARTIK ÖN PLANDA OLMASI LAZIM”

“Ulu önder Atatürk ‘Hükümetin iki hedefi vardır. Biri milletin korunması. İkincisi milletin refahını temin etmektir’ demiştir” ifadelerini kullanan ATSO Başkanı Ali Bahar, “ATSO yönetim kurulu olarak, yeni hükümet ve yeni cumhurbaşkanımızdan beklentilerimizi dile getirmek istiyoruz. Yeni yasama ve yürütme döneminde insanı ve doğayı merkezine koyan politikaları hızla hayata geçirmeliyiz. Liyakatın artık  ön plana çıkarıldığı bir bürokrasi ortamı oluşturmalıyız. Atamaların ve kişisel ilişkilerin liyakat prensibini etkilemesi büyük bir sorundur. Özellikle yüksek düzeydeki kamu görevlilerinin atamalarında liyakat yerine kişisel tercihlerin olması yaşadığımız bir çok sorunun altında yatan temel sorundur. Liyakat ilkesinin tam anlamıyla yerleşmesi ve uygulanması için özel çaba gerekmektedir. Kamu yönetiminde şeffaflığın arttırılması ve yetenek deneyimi teşvik eden adımlar atılmalıdır” dedi.

“EĞİTİM EVRENSEL OLMALI”

Başkan Ali Bahar, “Eğitim sistemimiz ivedilikle evrensel ve nitelikli hale getirilmelidir. Yeni ekonominin lokomotifi yüksek becerilere sahip bireyler olacaktır. Bilgiye özgürce ulaşanların o bilgiyi alıp işleyip yeni icatlar üretenlerin ortaya koyduğu bir ekonomi bu. Aklın ve bilimin yolunda ilerleyen bir eğitim sistemini vakit kaybetmeden hayata geçirilmesini talep ediyoruz” dedi.

“KANUNLAR HERKES İÇİN EŞİT OLMALI”

Adalete ve hukukun üstünlüğüne inandıklarını belirten Başkan Bahar, “Hukukun üstünlüğü, hukuk kuralları ve toplumsal çıkarları, kişisel çıkarları ve diğer her şeyin üstünde tutulması anlamı taşımaktadır. Bu prensip yargı bağımsızlığı, adil yargılama, kanunların herkes için eşit uygulanması, temel hak ve özgürlüklerin korunması gibi unsurları içermektedir. Hukukun üstünlüğünün tam olarak yerleşmesi için sürekli çaba gösterilmeli ve yargı bağımsızlığının güçlendirilmesi ve adil yargılama süreçlerinin sağlanması çok önemlidir. Bu bakımdan evrensel hukuk kurallarının işlediği etkin ve hızlı adalet mekanizmalarını ivedilikle kurabilmeliyiz” diye konuştu.

“BİR KEREDEN ÇOK ŞEY OLUR”

Başkan Bahar, “Gelir dağılımındaki eşitsizliğin giderilmesi, yoksullukla mücadele edilmesi ve toplumsal dışlanma riski altında olan gruplar için uygulanabilir stratejiler belirlenmelidir. Kadına ve çocuğa yönelik taciz ve şiddetin son bulması için cezaların caydırıcı haline gelmesi ve farkındalık, eğitim çalışmalarının arttırılması gerekmektedir. İnatla ve ısrarla söylenenin tam aksini ifade etmek isteriz ki ‘bir kereden çok şey olur’ sağlıklı bireyin ve düşüncenin bir kereye bire tahammülü yoktur” dedi.

“TAHAMMÜL EDECEK BİR DAKİKAMIZ BİLE YOK”

“Bildiğiniz gibi ülkemiz ekonomik ve sosyal olarak zor bir dönemden geçmektedir” diyerek artan enflasyona dikkat çeken Başkan Bahar, “Yaşanan deprem sonrası insanı ve ekonomik kayıplarla hep birlikte sarsıldık. Bugün geldiğimiz noktada ekonomide risk algısının ve belirsizliklerin yüksek olması, finansal göstergelerin öngörülememesi, kalkınma sürecini sekteye uğratmaktadır. Önümüzü görebilmeyi, piyasalarda güvenin sağlandığı, finansal istikrara yönelik adımların doğru atıldığı konusunu süratle hayata geçirilmesini talep etmekteyiz. Artık iş dünyamızın ve ülke ekonomisinin bu duruma tahammül edecek bir dakikası bile yoktur. Bizler iş dünyasının temsilcileri olarak yeni kurulacak hükümetten kalkınma sürecine yönelik acil eylemler beklediğimizi iletmek istiyoruz” dedi.

“ENFLASYON YÜKSEK SEVİYEDE”

Başkan Bahar, “Türkiye ekonomisinin en öncelikli sorunları faiz, enflasyon, döviz kurlarındaki belirsizlik ve cari açıktır. Faizler ve finansmana erişim konusunda uzun süredir yaşadığımız belirsizlik bir an önce istikrara kavuşmalıdır. Şu an piyasada iki farklı faiz oranları bulunmaktadır. Faiz oranlarındaki belirsizliğin bir an önce giderilmesi ve gerçek faiz oranlarının iyileştirilmesi zorunluluktur. Finansmana erişim konusunu da bir çok kez dile getirdik. Merkez Bankası geçtiğimiz haftanın ilk 3 gününde 3 yeni adım atarak hepimiz için bir zoru daha zor hale getirmiştir. Bankalar için daha önce yüzde 5 olan döviz hesabından TL’ye dönüş farkı yüzde 10’a çıkarılmıştır. Bu oran 28 Temmuz itibari ile yüzde 30’a çıkarılacak, bankaların döviz alım limitleri de düşürülmüştür. Bankalardan ihtiyacı olan dövizi toparlayamayan insanlarımız serbest piyasanın yüksek maliyetli kurlarına mecbur kalmaktadır. Alınan bu kararlar sonrası bazı bankalarda aylık faizler yüzde 3’e yaklaşmıştır. Kredi limitleri düşürülmüştür. Tüm bu olumsuzluklar karşısında artık ve hemen kredilerin üzerindeki baskı hafifleştirilmeli, finansmana erişiminin de zorlaştırıcı unsurları ortadan kaldırıldığı gibi kolaylaştırıcı uygulamalarda hızla hayata geçirilmek zorundadır. Ekonomide en büyük problem olan enflasyon hala yüksek seviyededir. Enflasyonun çözümü güven veren ekonomi politikası ve beklentilerin etkin şekilde yönetilmesidir.  Büyüyoruz. 10 çeyrek üst üste pozitif büyüme rakamlarına ulaşmayı başardık. Ancak borçlanarak büyüyoruz. O halde pozitif büyüme rakamlarına ulaşmak tek başına yeterli bir gösterge değildir” dedi.

Arda KIR