Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, eğitim emekçilerinin haklarını savunmanın ve geliştirmesinin her zaman öncelikleri olduğunu vurguladı. Özbay, iktidarın gerici, piyasacı ve despotik uygulamalarını meşrulaştıran yandaş ve teslimiyetçi yapıların, Öğretmenlik Meslek Kanunu’na ilişkin üyelerine yönelik yaptığı açıklamaları eleştirerek, bu açıklamaların gerçekleri çarpıttığını ve mesnetsiz iddialarla Eğitim-İş’i hedef aldığını belirtti.

Eğitim Dışı Kalan Çocuk Sayısında Tehlikeli Artış Eğitim Dışı Kalan Çocuk Sayısında Tehlikeli Artış

Özbay, Eğitim-İş'in Öğretmenlik Meslek Kanunu’na karşı en kararlı mücadeleyi veren sendika olduğunu ifade ederek, bu kanunun öğretmenlerin haklarını zedeleyen, mesleği değersizleştiren ve diplomasını yok sayan bir yapıya sahip olduğunu kaydetti. Eğitim-İş Genel Başkanı, kanuna karşı her platformda kararlı bir duruş sergileyerek öğretmenlerin haklarını savunmaya devam edeceklerini belirtti.

Başkan Kadem Özbay'ın açıklamaları şu şekilde 

"Eğitim-İş olarak, eğitim emekçilerinin haklarını savunmak ve geliştirmek her zaman önceliğimiz olmuştur. İktidarın gerici, piyasacı, despotik uygulamalarını meşrulaştıran yandaş ve TESlimiyetçi yapıların, Öğretmenlik Meslek Kanunu’na ilişkin üyelerine yönelik yaptığı açıklama, gerçekleri çarpıtmakta ve mesnetsiz iddialarla Eğitim-İş’i hedef almaktadır. Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi adına şu noktalara dikkat çekmek isteriz:
1.Eğitim-İş’in ÖMK Karşısındaki Duruşu: ÖMK’ye karşı ilk günden bu yana en kararlı mücadeleyi yürüten sendika Eğitim-İş’tir. Öğretmenlerin ve sendikaların fikirleri alınmadan, üstünde mutabakata varılmadan hazırlanan bu kanuna Meclis komisyonunda, okullarda, alanlarda, öğretmenler odası nöbetimizle ve eylemlerimizle itiraz ettik. Bu kanunun öğretmenlik mesleğini mesleksizleştiren, öğretmenleri ayrıştıran ve diplomasını yok sayan yapısına karşı her platformda mücadele ettik ve etmeye devam edeceğiz.
-Bu kanunun öğretmenleri disiplin hükümleriyle tehdit eden, otoritenin memurunu yaratmayı amaçlayan bir proje olduğunu, ifade ettik. Atatürk ilke ve devrimlerini içermeyen bir kanunu asla tanımayacağımızı belirttik. Mücadelemiz sonucunda, kanuna "Türk Milli Eğitiminin genel amacı, Atatürk ilke ve inkılaplarına ve Atatürk milliyetçiliğine bağlı nesiller yetiştirilmesidir" ifadesi yeniden eklenmiştir.
-Öğretmenleri “iki müfettiş raporuyla öğretmenlik yapamazsın” diyerek tehdit eden 34. maddeyi, Eğitim-İş’in kararlı mücadelesiyle geri çektirdik.
-Kariyer basamakları sınavını zorunlu hale getiren düzenlemeyi mücadelemizle kaldırdık. Eğitim-İş’in kariyer basamakları hakkındaki düşüncesi nettir. Öğretmenlik bir uzmanlık mesleğidir, en büyük kariyerdir. Kariyer ilerleme demektir, öğretmenlikte geçen her süre kıdem açısından bir kariyerdir, ücretlendirmelerin çalışma süresine göre her öğretmene eşit şekilde verilmesi gerekir. Bu bir lütuf değil haktır!
Kariyer basamakları adı altında verilen ünvanlar ve ayrıştırmaya hayır, tüm öğretmenler için eşit özlük haklarına evet. Öncelikle kazanılmış tüm mali haklar korunsun, uzman öğretmen, başöğretmen unvanları kaldırılsın, tüm öğretmenlere kıdem ve derecelerine göre bu ücretler verilsin ve emekliliklerine sayılsın. 
Biz, ayrıştırma değil, tüm öğretmenlere insanca çalışma koşulları ve yoksulluk sınırının üzerinde ücret talep ediyoruz.
-Bu kanun diplomalarımızı ve üniversite eğitimimizi yok saymaktadır. Akademi iktidarın kendi istediği kişileri atama, maarifin öğretmenlerini yetiştirme mekanizmasına dönüşecektir. Uygulanması eğitim fakültelerine, öğretmenlik mesleğine ve atama bekleyen öğretmenlere hakaret olan akademileri kesinlikle kabul etmiyoruz. 
-⁠Bu kanun adeta öğretmen disiplin yönetmeliği gibi hazırlanmıştır. Kanun’da düzenlenen “öğrencilere olumsuz örnek teşkil etmek” gibi keyfi disiplin cezaları öğretmenler üzerinde “demoklesin kılıcı” gibi sallandırılmak istenmektedir. Bu tavırla mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. 
-Okul müdürlerinin öğretmenlere keyfi idari görev dayatmasının önünü açan Kanun uygulamasına karşı geçit vermeyecek, hiçbir üyemizi yalnız bırakmayacağız.
2.Anayasa Mahkemesi Süreci: Eğitim-İş, ÖMK’nin iptali için mücadelesini sadece söylemle değil, hukuki adımlarla da yürütmüştür. Ana muhalefet partisinin Anayasa Mahkemesi’ne başvuru sürecine görüşlerimizle katkıda bulunduk ve bu davayı yakından takip ettik. Anayasa Mahkemesi huzurunda da bizzat yer alarak mahkemeye görüşlerimizi aktardık, mağduriyetleri ve yanlışları dile getirdik. Kazanılmış hakları korumak kaydıyla hiçbir eğitim emekçisinin mali olarak zarara uğratılmaması gerektiğini de ayrıca vurguladık. Eğitim emekçilerinin haklarını zedeleyen her girişimin karşısında duracağımızı bir kez daha dile getiriyoruz.
Bu yeni süreçte de hiçbir eğitim emekçisinin kazanılmış mali haklarını zedeleyecek bir yaklaşıma izin vermeyeceğimizi; eğitim emekçilerinin haklarını ve taleplerini içeren, liyakati esas alan bir ÖMK için mücadele etmeye devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz."

Muhabir: Buse Yeşil