Pandeminin
hayatımıza girdiği geçen yıldan bu yana 15’inci meclis toplantısını
gerçekleştirdiklerini ifade eden Başkan Davut Çetin, “Bu dönemde en az 3
müşterek komiteler toplantısı yaptık, ayrıca sektörel toplantılarımız da oldu.
Bunun dışında Odamızın Yönetim Kurulu, Odalar Birliği Yönetim Kurulu toplantıları,
sektörel toplantılar, basınla görüşmeleri sayarsak bu kadar toplantıda en çok
kullandığım iki kelime var; birisi pandemi, diğeri destek” şeklinde konuştu.
BİNLERCE ÜYEMİZ ÖDEME DERDİNDE
Davut Çetin
15 aydır açılmayan, açılsa da iş yapamayan, genelge mağduru binlerce ATSO üyesi
olduğunu belirterek şunları söyledi: “Üyelerimize ekonomik desteği sürekli
konuştuğumuz için neredeyse rüyasını göreceğiz. Konuşmaktan yorulduk, ama ateş düştüğü
yeri yakıyor. 15 aydır açılmayan, açılsa
iş yapamayan, genelge mağduru binlerce üyemiz artık tahammül edemez noktaya
geldi. Halen binlerce üyemiz kredi,
vergi, kira, ücret ödeme derdinde. Komitelerimiz her ay destek taleplerini yazıyor.
Vergi ve kredilerin ertelenmesi, hibe destek verilmesi, yeni kredi talepleri
değişmez gündem olmaya devam ediyor. Ülke olarak
ekonomik destek konusunu tatmin edici bir şekilde çözemedik. Bunun neden böyle
olduğunu anlamak mümkün değil. Daha önce de söyledim, geçen yıl kredide dünya
rekoru kırdık. İşsizlik Fonundan sağlanan kısa çalışma ödeneği gibi destekler çok
yararlı oldu. Küçük esnafa kira desteği gibi destekler kuşkusuz önemli
olmuştur. Bu son 3 ve 5 bin lira destek ise tek kişi çalışan esnaf için yine bir
can suyu olmuştur. Fakat bir daha altını çizerek söyleyeyim, kamu bütçesinden
bizim üyemize, şirketlere verilen destekler yetersizdir. Kira, genel gider ve
ciro kaybı destekleri yetersiz kalmıştır.”
PANDEMİDEN VE TURİZMDEN DARBE
“Biz Antalya olarak birinci darbeyi
pandemiden, ikinci darbeyi turizmden alıyoruz. Havalimanından gelen ziyaretçi
sayımız, 2019’da 5 ayda 3 milyon 300 bin kişiydi, geçen yıl 500 bine düşmüştü, bu
yıl özellikle Ukrayna sayesinde ancak 650 bin civarına çıktık. Yani 2019’a göre
%80 kaybımız var. Turizm ve turizme bağlı sektörlerde 15 aydır iş yapamamış
işletmelerimiz var. Geçen yıl mart-haziran arasında restoranları, kafeleri
kapattık, kasımdan-mart sonuna kadar tekrar kapattık, nisanda açtık mayıs
ayında yeniden kapattık. Paket servisle çalışmayan dünya kadar yiyecek-içecek işletmesi
var. Sadece turizmle ayakta duran giyimden kuyuma kadar çeşitli sektörlerde
binlerce üyemiz bulunuyor. Bizim üyemize 750 lira kira yardımı, 40 bin lira
tavanlı ciro kaybı yardımı, 5 bin lira hibe gibi yardımlar yetmez. Bizde %3
olan ciro kaybı desteği Avrupa’da %70’e kadar çıkıyor, bizde 40 bin lira, yani
5 bin Dolar olan destek orada 200 bin Euro’ya kadar çıkıyor. Aradaki fark 4-5
kat olsa anlarız, ama fark 40 kata çıkıyor. Türkiye bu kadar fakir bir ülke
değil.”
100 MİLYON LİRAYA YAKIN NEFES KREDİSİ
“Pandeminin başında nasıl kredi ve destek için yoğun uğraştıysak bugün de aynı şekilde devam ediyoruz. Bu kapanma döneminde de biz yeni bir nefes kredisi paketi sağlamak için yoğun şekilde çalıştık. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği olarak Hükümetle ve Bankalarla görüşüldü ve şartlar zorlanarak bir imkân yaratıldı. Geçen yıl Oda imkanlarının ötesinde bir destek sağlamıştık, bu yıl da Antalya’da 100 milyon liraya yakın bir nefes kredisi devreye almış olacağız. Kredi faiz yükünün bir kısmını Odalar ve Borsalar karşıladığı için faiz oranı da düşük olacak. Bu paketin acil ihtiyacı olan üyelerimize bir nebze faydalı olmasını temenni ediyorum.”
“1 HAZİRAN’DAN İTİBAREN İŞLETMELERİMİZ AÇILSIN İSTİYORUZ”
“Ekonomik
destek dışında önemli bir talebimiz kapalı olan işletmelerimizin açılmasıdır. Pandeminin
yükünü, kapanma sürecindeki hataların yükünü bu işletmeler fazlasıyla çekmiştir. Artık 1 Haziran’dan itibaren kapalı olan
işletmelerimizin de açılmasını istiyoruz. Elbette gerekli kurallara uyulması
sağlanmalıdır, ama artık saat sınırlaması olmadan açılma başlamalıdır. Bundan
sonra pandemiye karşı işletmeleri kapatarak değil, aşıyı hızlandırarak ve
kurallara uyulmasını sağlayarak mücadele etmeliyiz. Son günlerde aşı konusunda
ümit verici gelişmeler oldu. Sağlık Bakanımız Haziran’da 20 yaş üzeri herkesin
aşılanacağını açıkladılar. İnşallah bu hedef gerçekleşir.”
“TURİZM AÇILMADIKÇA 2 AFET BİRDEN VAR DEMEKTİR”
Artık önemli
konumuz bu sezon turizmin ne olacağıdır. Turizm açılmadıkça Antalya için 2 afet
birden var demektir. Geçen yıl turizmdeki kayıp nedeniyle çift bedel ödedik, bu
yıl da kapanmada geç kalmanın faturasını da hem sağlıkta hem turizmde birlikte ödüyoruz.
İngiltere gibi birçok ülke Türkiye’yi kısıtlama listesine aldı, Rusya uçuşları
iptal etti, Şampiyonlar ligi finali Türkiye’den alındı. Avrupa ülkelerinin bir kısmı normalleşmeye
geçti, İspanya ve Yunanistan turist almaya başladılar. Biz geçen yıl Avrupa’dan daha iyi performans
gösterdik, ama bu yıl geç kaldık.
Şubat
ayında kapansaydık, şu anda Antalya’ya günde 30-40 bin turist geliyor olurdu.
Şubat ayında söyledik, dinletemedik. Bu yıl 2019 yılının yarısı kadar bir
yabancı ziyaretçi sayısına erişmeyi bekliyorduk, ama pandemide son dalga
nedeniyle zor bir hedef haline geldi. Şimdi ümidimiz Haziran sonunda, Temmuz
ayında turizmin başlamasıdır. Aslında bu
konu dilek ve temennilere kalacak bir konu değildir. Almanya’nın,
İngiltere’nin, Rusya’nın koşullarını bilmeli ve buna göre program yapmalıyız.
Aksi halde Mayıs deniyor, Haziran’a kalıyor, Haziran deniyor Temmuz’a kalıyor,
bu mesele böyle belirsiz, günlük bir konu olmamalıdır.”
“SOSYAL MEDYA TANITIMI TEK MERKEZDEN YAPILAMAZ”
“Bayram
günlerinde Türkiye Tanıtım Ajansı videosu gündemi bir hayli meşgul etti.
Gerçekten her yönüyle yanlış bir film yapılmıştı. Sadece maske sloganı değil,
filmin konsepti de hatalıydı. Avrupa’da yeşil listeye girmek için sadece tatil
köyünün güvenli olması yetmiyor, ülkenin vaka sayının düşmesi gerekiyor. Ayrıca
turizm, havalimanı ve tatil köyünden ibaret değildir. Bizim için turizm aynı
zamanda şehir turizmidir. Kaleiçi’dir, şehirdeki oteldir, restorandır, giyim
mağazasıdır, müzedir. Tanıtım yapacaksak böyle yapmalıyız. Tanıtım Ajansı
kurulurken illere pay verilmesini, il ve ilçelerin kendi tanıtımlarını yapması
gerektiğini çok konuştuk. Bu çağda sosyal medya tanıtımı tek merkezden
yapılamaz, bu videodan çıkarılması gereken en önemli ders budur. Türkiye’nin
her alanda daha fazla tanıtıma ihtiyacı var, dolayısıyla bu sistemi revize
etmeliyiz. Turizm illerinde Bakanlığın, Belediyenin, Odanın ve sektör
paydaşlarının yer aldığı ajans birimleri kurulmalıdır. Her il ve ilçe her dönem
tanıtım stratejisini gözden geçirmeli ve bu yönde zengin uygulamalar
gerçekleştirmelidir.”
“GASTRONOMİ VE SANAT ALANINDA ETKİNLİKLER GELİŞTİRECEĞİZ”
2021 yaz
sezonu için bir Antalya kampanyası başlatmalıyız ve bu konuda çalışıyoruz. Kent
turizmi için gastronomi ve sanat alanında tanıtım ve etkinlikler
geliştireceğiz. Serpme börek ve kabak tatlısına coğrafi işaret almamız ulusal
televizyonlarda haber oldu, kent turizmi için bunlara daha fazla önem
vermeliyiz. Bu değerlerimizi birkaç dilde videolarla dünyaya tanıtmalıyız. Yarışmalarla,
festivallerle gastronomi turizmini geliştirmeliyiz. Bu konular, bu tür
tanıtımlar sadece otellerimizin işi değildir, hediyelik eşya, giyim, gözlük
satan mağazalara da faydası vardır, bu nedenle sektörlerimiz, meslek
komitelerimiz bu konuda daha aktif olmalıdır.”
Akdeniz Gerçek Haber
Merkezi