Depremden önce en son annesi Gülten Gülaslan (44) ile görüşen Esra Durgut, ayakkabı imalat işiyle uğraşan baba Yusuf Gülaslan'ın (49) pazar günü yaptıkları sabah kahvaltısının resimlerini attığını belirterek, "Demek ki son kahvaltılarıymış" dedi. Kız kardeşi Gülşah Gülaslan'ın üniversiteyi yeni bitirdiğini belirten acılı kadın "Kız kardeşim sözlüydü, sevgilisi onu 14 Şubat sevgililer gününde toprağa koydu" dedi. Erkek kardeşinin 15 yaşında lisede okuduğunu ve genç yaşta depremde hayatını kaybettiğini söyledi.

  "Hepsini kaybedince boşlukta kimsesiz gibi hissediyorum"

  Durgut yaşanılanları şöyle anlattı: 

  "Antakya merkezde yaşıyorduk biz. Annem, babam, kardeşlerim. Depremde hepsi vefat etti. 4 katlı apartmanın giriş katında oturuyorlardı. Ben haberi dayımlardan aldım. Telefonları çalıyordu ama cevap veren yoktu, ulaşamadık. Annem babam 1 ay önce yanıma ziyarete gelmişlerdi ama her gün görüntülü konuşuyorduk. En son annemle görüştük. Çalıştığı yeri gösterdi, 'yoruluyorum' dedi. Babam da pazar günü yaptığı sabah kahvaltısının resimlerini atmıştı. Demek ki son kahvaltılarıymış. O gün annemle çok konuşamamıştık, internet olmayınca, yorgundur diye akşam da aramamıştım. Sabah da haberleri geldi. Hepsini kaybedince boşlukta kimsesiz gibi hissediyorum."

  "Sevgililer gününde sevgilisini toprağa koydu"

  Tarif edilemeyen bir duygu yaşadığını belirten Durgut, “Kız kardeşim üniversite mezunuydu, erkek kardeşim daha 15 yaşındaydı, lisede okuyordu. Babam ayakkabı imalatçısıydı, annem de yeni işe başlamıştı. Hepsini kaybettim, yalnız kaldım. Deprem haberini alınca hemen Antakya'ya gittik. Gece oradaydık, enkaz yerine geldiğimde evimiz tanınmayacak haldeydi. Orada 6 aylık çocuğumla çadırda kaldık. Eşim enkazın başında kaldı, her gün bir umut bekledik ama olmadı. Hepsinin 8. gün art arda enkazdan cesetleri çıktı. Ertesi gün 14 Şubat'tı hatta kız kardeşimin sözlüsü de oradaydı. Sevgililer gününde sevgilisini toprağa koydu" dedi. (İHA)

Editör: Haber Merkezi II