İdrar yolunun herhangi bir bölümünü etkileyen
enfeksiyonlara idrar yolu enfeksiyonu adı veriliyor ve genellikle 20-40 yaşları
arasındaki cinsel aktif kadınlarda rastlanıyor. Kadınlarda 8 kat fazla görülen
idrar yolu enfeksiyonuna, kadınların yaklaşık yüzde 50’si yaşamlarında en az
bir kez yakalanıyor. Üroloji Bölümü’nden Op. Dr. Egemen İşgören idrar yolu
enfeksiyonu hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.
“KADINLARDA DAHA SIK GÖRÜLÜYOR”
İdrar yolu
enfeksiyonunun yüzde 90’ına “E. coli” adı verilen ve genellikle dışkıdan idrar
yoluna giren bir bakterinin neden olduğunu aktaran Op. Dr. Egemen İşgören,
“Bakteriler, idrarı vücuttan dışarı taşıyan tüpten yani üretradan girer.
Kadınların üretrası erkeklere göre daha kısadır. Bu, bakterilerin mesaneye veya
böbreklere ulaşma ve enfeksiyona neden olma ihtimalinin daha yüksek olduğu anlamına
gelir. Bu yüzden kadınlarda daha sık görülmektedir. Alt idrar yolunu
etkilediğinde ‘sistit’ adı verilen mesane enfeksiyonu ve üst idrar yolunu
etkilediğinde ise ‘piyelonefrit’ adı verilen böbrek enfeksiyonu ortaya çıkar”
dedi.
RİSK FAKTÖRLERİ
İdrar yolu enfeksiyonuna neden olan risk
faktörlerine değinen Op. Dr. İşgören, “Kadınların anatomik olarak idrar kanalı
kısadır ve vajinal ve anal bölgeye yakındır. Bu nedenle mikroorganizmalar idrar
yollarına kolaylıkla ulaşıp enfeksiyona neden olabilirler. Genç ve cinsel
olarak aktif kadınlarda sistit riski artarken enfeksiyon gelişme riski de
cinsel ilişki sıklığına bağlıdır. Menopoz ile birlikte düşen östrojen
seviyesinin neden olduğu vajinal flora kaybına bağlı olarak idrar yolu
enfeksiyonu riski artar. İlk idrar yolu enfeksiyonunun 15 yaşın altında
geçirilmesi ve annede tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu öyküsü olması da riski
arttıran nedenler arasındadır. Havuz, deniz, sauna gibi ıslak ortamlar ve
vajinal akıntı gibi durumlar da riski arttıran nedenler arasındadır” diye
konuştu.
“3 FARKLI ENFEKSİYONA GÖRE BELİRTİ VERİYOR”
İdrar yolu enfeksiyonunun 3 farklı
enfeksiyona göre belirti verdiğini ifade eden Op. Dr. İşgören, “Böbreklerde
ortaya çıkan bir enfeksiyon olan akut piyelonefrit’te; sırt ağrısı veya yan
ağrısı, yüksek ateş, üşüme ve titreme, mide bulantısı ve kusma görülebilir.
Mesanede ortaya çıkan bir enfeksiyon olan sistitte; kasıklarda ve genital
bölgede basınç hissi, alt karın rahatsızlığı, sık, ağrılı idrara çıkma, idrarda
kan görülebilir. Dış idrar kanalında ortaya çıkan bir enfeksiyon olan
üretritte; idrar yaparken yanma ve akıntı görülebiliyor” sözlerini kullandı.
“SIVI ALIMI ARTTIRILMALI”
İdrar yolu enfeksiyonu vakalarının yaklaşık
yüzde 80'inin antibiyotik tedavisine yanıt verdiğini ve yapılması gerek ilk
şeyin sıvı alımının arttırılması olduğunu dile getiren Op. Dr. İşgören, “Bol
sıvı alımı ile birlikte artan idrar miktarı mikroorganizmaların temizlenmesine
yardımcı olur. İdrar yaparken zorlanma, idrarın kanlı gelmesi, karın ve bel
ağrısı, akıntı, idrar tutamama, ateşlenme, halsizlik gibi şikayetlerin
varlığında mutlaka bir doktora başvurmak gerekir. Tedavide en önemli nokta şey
ilaçlarla yeterli tedavinin yapılmasıdır. Uzun süreli ve uygun olmayan
ilaçların kullanılması tedavi etkinliğini azaltır. Yapılan en önemli hata
doktor önerisi olmadan kontrolsüz olarak antibiyotik kullanılmasıdır.
Kadınların yaklaşık yüzde 15’inde tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu görülür”
dedi.
“İDRAR YOLU ENFEKSİYONUNU ÖNLÜYOR”
Sık
görülen idrar yolu enfeksiyonlarında yaban mersini tüketmenin önleyici
etkisinin çalışmalar ile gösterildiğini kaydeden Op. Dr. İşgören, şöyle devam
etti: “Bunun yanında probiyotikler ve C vitamini kullanımı tekrarlayan idrar
yolu enfeksiyonlarını önlemede faydası görülmüştür. Yakın zamanda İtalya’da
yapılan bilimsel bir araştırmada yaban mersini, probiyotik ve C vitaminin
birlikte kullanılmasının tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonlarını azalttığı
tespit edilmiştir.” İHA