Tezgahımın çoğu boş durumda, mal getiremiyorum. Önceden bir nakliye aracıyla 500 liraya gidip gelirken, şu anda aynı yolculuk için 3 bin 500 lira ödemem gerekiyor." Bu ifadeler, ekonominin zorlu bir süreçten geçtiğini ve esnafın hayatlarını sürdürmekte güçlük çektiğini gösteriyor. Ziyarette yaşanan bu diyalog, vatandaşların ve işletmecilerin fiyat artışları ve nakliye masraflarının yükselmesi gibi sorunlarını dile getirme ihtiyacını yansıtıyor. Ömer Fethi Gürer, bu tür ziyaretlerle yerel halkın yaşadığı zorlukları anlamaya çalışıyor ve bu sorunların çözümü için çalışmalar yürütüyor. Ancak, ekonomik krizin karmaşıklığı göz önüne alındığında, sorunların tamamen çözümü için daha kapsamlı tedbirlerin alınması gerekebilir.
“FİYAT ARTIŞININ PAZAR ESNAFI İLE BİR İLGİSİ YOK”
Başka bir esnaf ise şunlar söyledi:
“Hayat pahalılığı, yüksek enflasyon, vatandaşın alım gücünü düşürdü. Üst üste gelen akaryakıt zamları nakliye fiyatlarının artmasına neden olduğu için satış fiyatlarımız doğal olarak etkilendi. Bu durum, pazara gelen vatandaşların tepkisine neden oluyor. Ancak fiyat artışının pazar esnafı olarak bizimle bir ilgisi yok. Kârımızı kıstık. Bazı ürünleri maliyet fiyatlarına, bazı ürünleri çok cüzi bir fiyatla satıyoruz. İş olsun diye yapar haldeyiz. Enflasyon dizginlenemedi, koşuyor. Girdi maliyetleri artarsa, her gün akaryakıta zam gelirse fiyatların sabit durması olası mı?”
“FİYATLARA GEÇEN YILA GÖRE BİR SIFIR DAHA EKLEDİK”
Bir diğer esnaf da şöyle konuştu:
“Fiyatlara geçen yıla göre bir sıfır daha ekledik. 5 liraya sattığımız 6 adet mısır, bu yıl 6 tanesi 50 lira oldu. Vatandaş mısır fiyatını soruyor ama almakta zorlanıyor. Geçen seneki kadar mısır satamıyoruz.”
“ARACILAR PARA KAZANIYOR, BİZ DEĞİL”
Başka bir esnaf ise şunları söyledi:
“Biberin kilosunu 28 lira dan alıp 30 liraya satıyoruz. Vatandaş biber alamıyor. Aracılar para kazanıyor, biz değil. Çiftçi kilosunu 10 liraya üretiyor, tüccar 7 liradan satın alıyor. Çiftçi de zarar ediyor. Devlet çiftçiye destek vermezse, mazotu uygun fiyattan vermezse, nakliye fiyatları düşmezse millet nasıl biber yiyecek?”
ANKA