Devlet
yönetimlerinde hukuku bir tarafa bırakıp hukuk tanımazlık yöntemlerinin
tamamını uygulayan iktidar, seçim sonuçları ile ilgili bu tavrını sürdürmeye
devam ediyor.
Seçim
sırasında yerel adayları geride bırakıp mitinglerde adeta kendisine oy isteyen
iktidar partisinin genel başkanı, aynı zamanda ülkenin cumhurbaşkanı olmanın
kendisine yüklediği tarafsızlık konusunda tamamen aksini gerçekleştirdi.
Bu
anlamda belki de yerel seçim olmasına rağmen iktidar partisinin adaylarının
yerine seçimi kendisi kaybetmiş oldu.
Bu
durumun verdiği psikoloji ile seçim sonuçlarına karşı tüm hukuk kurallarını, anayasa
hükümlerini ve seçim yasası hükümlerini de ihlal ederek açıklamalar yapmakta ve
hatta seçim konusunda tek yetkili hukuk kurumu olan YSK’yi de baskı altına
alacak açıklamalarda bulunmaktadır.
En
acısı tüm bu hukuksuzluklara karşı açıklama yapması ve bu hukuksuzlukları
anlatması gereken kurumlarda da büyük bir sessizlik hüküm sürmekte, garip bir
şekilde açıklamaları YSK başkanı ve İBB seçimini kazanan aday yapmaktadır.
Bu
konuda öncelikle hukuk fakültelerinin, Türkiye Barolar Birliği’nin, baroların, meslek
odalarının, sivil toplum kuruşlarının bu hukuksuzluğa karşı tepkilerini
açıklama yaparak göstermeleri gerekmekteydi.
Aslında
yargı sürecinin devam ettiği bir dönemde başta cumhurbaşkanının, bakanların ve
siyasi partilerin yetkililerinin YSK’nin kararını etkileyecek açıklama
yapmamaları ve seçim konusunda tek yetkili hukuk kurumunu olumlu veya olumsuz
etkilememeleri bir anayasa hükmüdür.
Hukuki
ve cezai sorumluluğu bulunmaktadır.
Görülen
ve yaşanan bunun tam aksi olmakta konuşması gerekenler susup, konuşmaması
gerekenler YSK’yi baskı altına almaktadır. Mevcut YSK başkanı ve üyelerinin
görev sürelerini bu seçimi de içine alacak şekilde uzatan iktidarın bu tavrına
karşı, aynı YSK başkan ve üyeleri dahi bu hukuksuzluk karşısında boyun eğme
yolunu seçmiş görünmektedirler.
Bunun
nedeni geç de olsa TBB, İstanbul Barosu ve Antalya Barosu’nun içinde bulunduğu
savunma kurumlarının hukuka aykırılıkları ortaya koyup anayasa ve seçim yasası
hükümlerini hatırlatması ile sürmektedir.
Bu
seçimler ve sonrası yaşanan olaylar göstermiştir ki iktidarın hukuka aykırı
eylem ve kararları ile ilgili TBB, barolar, hukuk fakülteleri, sivil toplum
kuruluşları, meslek odaları görüşlerini etkin bir şekilde ve zamanında
açıklamalı ve yine bu süreçte hukukun yanında yer almalıdırlar.
Saygılarımla…