Halen mer’i olan Anayasa ve seçim Kanununda siyasi partilerin birlikte seçime girmelerine imkan bulunmamaktadır yani bugünkü mevzuat siyasi partilerin seçim ittifakı yapmalarına izin vermiyor.

                  Ancak 16 yıldır ülkenin başında bulunan zihniyet seçim ile kazandığı iktidarını seçim ile vermek istemiyor bunun için Devlet yönetiminde sahip olduğu nispi çoğunluğa dayalı iktidarını kaybetmemek için yönetim erkinden gelen tüm imkanları kullanarak iktidardan gitmesini önleyecek düzenlemeler yapıyor.

                  Bunların çoğunu da kendi aldanmışlıklarından doğan 15 Temmuz darbe girişimini bahane ederek yarattıkları ve amaçlarına ulaşıncaya kadar  da  bitirmeye  niyetli olmadıkları OHAL rejiminin antidemokratik uygulamaları ile gerçekleştiriyor.

                  İktidarda kalabilmek için savaş dahil her türlü riski ülkeye yaşatma zihniyetine sahip yönetimin son girişimi daha ilginç!

                  1 Kasım seçimlerinde oyunu ve milletvekili sayısını HDP’nin altına düşüren AKP Genel Başkanının tabiri ile “yavru muhalefet” ‘in lideri, bu seçim yenilgisinin nedenlerini tartışmak üzere talep ettiği seçimli olağan üstü kongreye olanak veren Tüzük kurultayının iptali yönünde iktidar aracılığı ile Yargı üzerinden aldığı desteğin minnet ifadesi olarak iktidara destek vermeye başladıktan sonra yeni bir süreç başlatıldı.

                  Kendilerine yerlilik ve millilik özelliği vehmeden iktidar, özünde Milliyetçilik olan bir partinin liderini de yedeğine alarak ittifak girişimleri başlatıldı.

                  Her konuda olduğu gibi hukuka uygun olsun olmasın yapmak istediklerini mecliste ki çoğunluğuna dayanarak Yasa haline getiren iktidarın önünde AYM (Anayasa Mahkemesi) engeli de kalmamıştı.

                  12 Eylül 2010 ve 16 Nisan 2017 Referandumları ile başta HSYK olmak üzere sırası ile Anayasa Mahkemesi,Yüksek Yargı’nın tamamı, Bölge Adliye,Bölge İdare Mahkemeleri ve Yerel Mahkemeler özellikle Sulh Ceza (Özgürlük) Hakimlikleri siyasal iktidarın HSYK üzerinden görevden alma,tayin,terfi vb. işlemler nedeni ile  sindirilmiş bulunmaktadır.

                  İktidar meclis çoğunluğu ile Anayasa ve seçim kanununda değişiklik yaparak mevcut kuralı ittifak adı altında değiştirecek görünüyor.

                  Bizce bu tavır Hukuken ve siyaset ahlakı bakımından son derece yanlıştır.

                  Seçime 1 yıl kala böyle bir değişiklik iktidarın seçim kazanabilmek adına Hukuka veya siyaset ahlakına uygun olmayan ülkenin de aleyhine her türlü işlemi yapabileceği sonucunu ortaya koymaktadır.

                  Kahraman ordumuzun sınır ötesi terörizm ile mücadele harekatını Ülkenin bekasını etkileyecek bir Milli mücadele olarak takdim eden siyasal iktidarın o harekatta kendisine yardımcı olan ÖSO isimli dinci üyelerden oluşan bir örgütü Kuvvay-i Milliye olarak takdim etmesi ve ölenlerini “kahraman şehitlerimiz ile aynı kefeye koyması”,

                  Önümüzde ki yıl yapılacak seçimlerde TSK’nın  bu harekatı ve şehitlerimiz üzerinden siyaset yaparak seçim kazanmayı düşündüğünü açıkça görmekteyiz.

                  AKP Genel Başkanının kendisini Başkomutan ve savaş kahramanı olarak seçimlerde kahraman askerimizin fotoğrafları ile yan yana koyup istismarda bulunması bizleri hiç şaşırtmayacaktır.

                  Ülkede devam eden adaletsizlik, haksızlık, yolsuzluk,yoksulluk,kadın ve çocuk istismarı,Atatürk ve Cumhuriyet düşmanlığı vb. olumsuzluklar savaş kahramanlığı,saltanat ve hilafet çığırtkanlığı ile gizlenerek ülke çağ atlamış olarak gösterilmeye çalışılacaktır.

                  Ancak milletimiz 16 yıldır kendisine uygulanan algı yönetimi ve ilizyondan kendisini kurtararak iktidara,kendisi ile birlikte hareket eden yavru muhalefet partilerinin gerçekleştireceği “kirli ittifaka” gerekli dersi ve cevabı verecektir.