Her eve gazete sloganı, yıllar önce dile getirilirdi. Son yıllarda gazeteleri, bayilerin telinde görürüyoruz ama evlerde görmek tarihe karıştı. Uzun bir süre cemaat gazeteleri kapıların altına atılıyordu. İyice beyin yıkadılardı.


    Günümüzde az da olsa gazeteciye ilgi var, fakat gazetesine ilgi yok tabi. Antalya ölçeğinde gazete okuma oranının çok düşük olduğunu söyleyebilirim. Yerel gazetelerin ayakta durabilmesi için abone sayısının yeterince fazla olması ve de reklam alması gerektiğini ilgili herkes bilir.


    İlgili herkes deyince,  siyasetçilere ve siyasete ilgi duyanlara öncelik verebiliriz. Normal vatandaşların yerel gazeteye ilgi duyduğunu söyleyemeyiz. Birçok kere esnafların biri birinden eski gazeten var mı? diyerek, gazete istediğine şahit olmuşumdur. Demek ki kendileri gazete okumuyor ve cam silmek için, birşey sarmak veya üzerinde üzüm peynir yemek için komşuya gazete soruyorlar.


    Çevremizden birçok kişi gazeteci olduğumuzu öğrenince, genelde hangi gazete diye soruyor, bende soranlara hangi gazeteyi bilip tanıyorsunuz diye karşı soru soruyorum. Aldığım cevaplarda yerel gazete ismi yok denecek kadar az. Antalya’da yaşayan insanlarımızın birçoğu, yerel gazeteleri tanımıyor. Hiç gazete okuma alışkanlığı olmayanlara diyecek laf yok tabi, ama gazete okuyanların yaygın gazeteleri tanıyıp, yerel gazeteleri tanımaması şaşırtıcı.


    Bursa'ya rahmetli annemi görmeye gittiğim zamanlarda, köşedeki gazete büfesinin önünde yerden 1.5 metreye varan yükseklikte yan yana konmuş üç dört yerel gazete görürdüm. Yan taraftaki telde de ulusal gazeteler vardı. Gelen vatandaşlar büfe önündeki bulunan gazeteleri  alıyordu. Öğleye kadar gazetelerin bittiğine şahit olmuştum. Tabi bende her üç gazeteden birer adet almıştım. Bu yerel gazeteler 20-24 sayfa. İçeriğinde yok yok. Bursanın tüm ilçe haberleri, belediyelerin faaliyetleri, kültür, sanat, spor haberleri, kadınlar için bilgi sayfaları, bulmaca, karikatür, kentin tanınmış kişilerinin köşe yazıları, velhasıl 2 saat okusanız gazeteye doyamıyorsunuz. Dönemimizde dijital basına yönelinse de, içeriğine 85-90 haberin olduğu, karikatürün bulmacanın olduğu bir gazeteyi internetten okuma imkanı yoktur.


    Biz Antalya’da gazetelerimizi neden okutamıyoruz?, veya kentli neden okuma alışkanlığı edinememiş? Sorulara cevabı bizler araştırıp bulmalıyız ve çareler üretmeliyiz. Yerel  gazete çıkarmak maliyet işi ve de kentin siyasilerinin, iş adamlarının desteğine muhtaç. Senelerdir söylemekten yorulduk. ‘Birkaç gazete patronu birleşip 20-24 sayfa güçlü bir gazete yapabilir’ dedik. Kanımca birçok gazetenin siyasi tavrı ve  siyasetçilere yakınlığı var. Hatta bağlılığı var. Elbet bu durum siyasetin işine geliyor. Üçer beşer gazetelerle anlaşıp kendi borozanlarını öttürebiliyorlar. Gazeteciler de mecburen borozancıları oluyorlar. Bu cümlemde mesleğini layıkıyla yapmaya çalışan, kalemini toplum yararına ve hakkaniyetle kullanan gazetecileri elbette hariç tutuyorum.


    Patronlar, güçlü bir gazeteyi kurabilirlerse, kimseye taviz vermeden gerçek gazeteciliği sergileyebilir. İşte o zaman yerelde de 4. kuvvet olunur ve kaybetmekte olduğumuz itibarımıza kavuşuruz. Belki de her eve gazete girer.


    Hoşça kalın, gazeteleri güçlendirmeye bakın.