Bazı yazarlara bakınca erken seçimi dile getirenler var. Televizyon açık oturumlarından alıştığımız simaların bazıları da erken seçimi telaffuz ediyor.

    Erken seçim için baskın seçim diyen de var. Siyaset bir toplum mühendisliği ve ilim işi olduğuna göre, halkın nabzını tutabilen tüm siyasiler mesafe kat edebilir.

    Propaganda yöntemleri, partilerde tertip edilen seminerlerde anlatılır. Propaganda faaliyetlerinde çalışacaklar eğitilir. Neyi konuşup neyi konuşmamaları gerektiği öğretilir. Ellerine, gidilen köy ve mahallelerde yardımcı olabilecek isimler verilir. Çalışmaları yürüten kadrolara sabırlı olmaları hoşgörülü olmaları telkin edilir. Propaganda yapılan bölgelerin kültürel yapısı, yöredeki yaşam koşulları, yaşayanların örf ve adetleri dikkate alınır.

    İktidar partilerinin propagandistleri, dönemlerindeki yapılan iyi hizmetleri, liderlerinin ne kadar tecrübeli ve bilge kişi olduğunu anlatıp, rakiplerinin hatalarını sıralar. Muhalif partilerin üyeleri de tam aksine iktidarda olanların eksiklerini, yaptıkları hataları ortaya atarak seçmenlerin aklını çelmeye çalışır.

    Bu sistematik çalışmalar yıllardır bu şekilde devam eder. Propaganda elemanlarının etkileyebildiği vatandaşlara, hatipliği kuvvetli yönetici ve liderler de mitinglerde televizyonlarda hitap eder. Son yıllarda siyasetçinin önemli bir destekçisi de sosyal medya oldu, Sokak röportajları videoları, Facebook, twitter paylaşımları oldukça etkili oluyor.

    Erken seçim iddialarına iktidar partisinden ve ortağından devamlı itirazlar oluyor. Demek ki halkın nabzını tutan kamuoyu yoklamalarına bakarak seçimde iddialı olabileceklerini düşünmüyorlar. Belki de hükümranlıklarını biraz daha sürdürmek istiyorlar.

    Seçim konusunda hızlı hareket eden siyasi partiler ERKEN KALKAN YOL ALIR denildiği gibi ilerleme kaydedebilir. Rahmetli Süleyman Demirel’in, YOLLAR YÜRÜMEKLE AŞINMAZ sözleri hala hafızamdadır. Pandemi sürecinde yaşanan kısıtlamaların kalkmasıyla, siyasi faaliyetler hız kazandı. 

    Ekonomimiz düzelip insanımızın nefes alma süreci başlayınca iktidar seçim kararı alabilir. Bazı hazırlıkları hisseder gibiyim. Yeni Anayasa taslağı çalışmaları, siyasi partiler yasası, barajın aşağı çekilme konuşmaları bence yaklaşan seçime hazırlık gibi.

    Son zamanlarda toplumda karşılık bulduğu görülen MERAL AKŞENER ve arkadaşlarının yurt gezileri, seçime hazırlandıklarının göstergesidir. Aynı şekilde SAADET; DEVA ve GELECEK partisinin hareketlenmesini de göz ardı etmemek gerek. Muharrem İnce’nin MEMLEKET PARTİSİ ile Mustafa Sarıgül’ün TÜRKİYE DEĞİŞİM PARTİSİ henüz layıkıyla teşkilatlanmadı gibi. Köklü partilerimizden DOĞRU YOL ve DSP henüz bir çıkış yakalayamadı. Geçen seçim, ciddi oy potansiyeline sahip olan HDP’nin oyları ne alemde anlayamıyoruz. Belki de oyları düşüyor.

    Bu partilerin sahaya inmesi nasıl sonuçlar doğurur, kestirmek zor. Öyle sanıyorum ki, ittifaklar, seçim ortaklıkları şimdiden kapalı kapılar ardında görüşülüyordur. Bütün bu seçim çalışmalarında hangi partinin güçlü kadrolarla ve teşkilat yapısıyla seçime hazır olduğu bence belirgin değil.

    Ana muhalefet partisi CHP’nin bile layığıyla çalışmalar yaptığını, ben göremiyorum. Artık kartlar her gün yeniden karılır oldu. Belki de 3 ayrı seçim ittifakı ortaya çıkacak.