İstanbul’un işgalinin başladığı tarih olan 13 Kasım 1918’de gazi Mustafa Kemal Haydarpaşa Garı’nda trenden iniyor. Kendisini karşılayan eski arkadaşı Dr. Rauf beyle gardan dışarı çıkıyorlar.

Gazi Mustafa Kemal, işgal gemilerini görünce, merdivenlerde çakılıp kalıyor ve şu tarihi sözü söylüyor, “Buraya gelmem büyük bir hata oldu, bir an önce Anadolu’ya dönmeliyim!”

Yani işgali görür görmez Anadolu’ya dönüp kurtuluş mücadelesini başlatmaya o anda karar veriyor.

Daha sonra, tarihi belgelerde yazılmış, “Geldikleri gibi giderler” sözünü de yanındaki arkadaşı Cevat Abbas’a söylüyor.

Atatürk’ün Haydarpaşa garının merdivenlerinde söylediği bu sözler, daha saraya gitmeden, padişahla görüşmeden önceki sözler. Yani padişah tarafından Anadolu’ya müfettiş olarak tayin edilmesinden önce. Sonrasında gelişen olayları tarihten ve Nutuk’tan öğreniyoruz.

Mandacılığı kabullenmiş, batının yönetimini kabul etmiş yöneticilere ve fesligillere rağmen milli mücadelenin şart olduğunun idrakinde olan Mustafa Kemal Atatürk’ün, 3 yıl önce Çanakkale’de geçit vermediği batılı itilaf devletlerinden İngiliz güçlerinin payitahtı işgal edişi karşısında neler hissettiğini bugünün koşullarında anlamakta güçlük çekebiliriz belki ama, kendimizi, baş komutanın yerine koyarak o günkü duygularını hayal ederek düşünelim.

Çanakkale’ye gidenler siperlerdeki direnişi ve şehitlerin kabirlerini görmüştürler. 3 yıl önce geri püskürtülen saldırganların, İstanbul’u bir teslimiyet imzasıyla işgal etmelerini, hangi Türk evladı kabul edebilir.

İşgal günlerinde Pera Palas Oteli’nde karşılaştığı İngiliz komutan William Bedford’un, ısrarla ‘Bizi Çanakkale’de nasıl yendiniz?’ sorusuna, kağıt üzerine çizdiği bir savaş planı ile cevap veren Atatürk’ten, İngiliz komutan, çizdiği planı hatıra olarak almak ister. Gazi “Alın tabii, pek yakında ikinci bir planı da çizer size takdim ederim” der. Belki de Mustafa Kemal’in kafasında kurtuluş savaşının planı o günlerde oluşmaya başlamıştır.

İşte Mustafa Kemal’in kurtuluş savaşımız için aldığı karar, 30 Ağustos Zaferi ve sonrasında Cumhuriyet ilanı ile sonuçlanmıştır. ‘Ya istiklal ya ölüm’ sözü, Türk milletinin tarih boyu hürriyetine düşkünlüğünü dile getirir.

Hoşça kalın, ilelebet Cumhuriyetle kalın.