Basın olarak birçok toplantıya katılırız. Her toplantıda bir bilen çıkar ve bizleri kendi konusunda bilgilendirir. Bazen konuşmacılar siyasetçidir ve kendi siyasi partisi açısından, siyasi politikalarını savunucu cümleler sıralar.
Biz
gazeteciler, değerli bulduğumuz her konuşmacıyı haber yapmaya çalışırız. Bazı
konuşmacılar ise haber değeri taşımasının yanı sıra bizleri etkiler. Geçtiğimiz
hafta Saadet Partisi Antalya il başkanı Ramazan Düzen’in basın toplantısında
yaptığı konuşma ve açıklamalardan etkilenmedim diyen gazeteci olmadı.
Benim açımdan
da, son aylarda şahit olduğum mükemmel bir açıklamaydı. Kullandığı dil
açısından, bilgi sahipliği yönünden ve konulara hakimiyetinden etkilendim.
Bisiklet yollarını yapan, kendi partisine muhalif bir parti olan Ak Partiden
belediye başkanı seçilmiş Hakan Tütüncüye teşekkür göndermesini de, iyi
yapılanı takdir eden adil bir davranış olarak takdir ettik. Bisikletin
yaygınlaştırılmasının ekonomi yönünden faydalarına değinen başkan, bu konuda
büyükşehir belediyesinin çalışmalarını da takdir ettiğini belirtti.
Hükümetin bu
yıl % 7 büyüme iddiasına esprili bir cevapla “böyle büyüme hormonlu ve kanserli büyümedir” dedi. Tüketime dayalı,
faize ve borçlanmaya dayalı bir büyümeyi tasvip etmediklerini söyleyerek
ekonomi üzerine çarpıcı açıklamalar yaptı.
Ramazan Düzen
başkanın genel başkanının ekonomi danışmanı olduğunu öğrendikten sonra,
açıklamalarını daha dikkatlice dinledim. İktidarı ekonomi yönünden
eleştirirken, verdiği bilgilere salonda bulunanlardan hiçbir tepki gelmedi. Ak
Partinin iktidara geldiği 2002 yılında vatandaşın tüketici kredi borçlarıyla
kredi karti borçlarının toplamının 6 milyar 605 milyon olduğunu, 2021 Mart ayı
sonunda bu rakamın 847 milyar 187 milyon olduğunu, sadece bu iki kalemde
milletin borcunun 128 kat büyüdüğünü ileri sürerek. “işte büyüme” dedi. Bankaların 2020 yılında 60 milyar kar ettiğini
ve bu paranın kıskaca alınan vatandaştan
elde edildiğini ileri sürdü. Bu
rakamları vererek ekonominin iyi yönetilmediğini dile getirmiş oldu. Merkez
bankasının döviz stoğu için, 2019 yılında 54.6 milyar dolar olan stoğun, Mayıs
2021 de eksi 40.962 milyar dolar olduğunu belirtti. Kur hesabına göre, döviz
satışının ortalama 6.2 TL olarak yapıldığını, bu gün aynı dövizi tedarik etmek
için 230 milyar T.L ödenmesi gerekeceğini
söyledi. Cumhurbaşkanının salgın sürecinde 661 milyar lira hibe ve destek
verdiğini söylediğini belirterek, kısaca bir misalle Türkiye’de 24 milyon hane
olduğunu, 661 milyarı 24 milyona bölünce 27.500 TL yaptığını ileri sürdü ve “böyle bir parayı alan var mı” dedi. “Sayın
Cumhurbaşkanı verilen krediyi destek olarak görüyor. Kredi demek, borç vermedir” dedi. Bütçe açıklarının had safhada
olduğunu belirten başkan, iç borçları dahi, bütçenin karşılayamadığını,
borçların % 60’ının bankalara olduğunu anlattı.
Manavgat
suyunun Antalya’ya getirilmesini savunduklarını, bu konuda tüm kurumlara ziyaretler
yaptığını anlatan başkan, sorunlara hakimiyeti ve çözüm önerileri ile bence diğer siyasilerden on adım önde.
Türkiye’nin
iyi yönetilmediğini öne süren başkan, İttifak konusunda, “Partilerle seçim
dönemi ittifak konuşulabilir, ama şimdi bir ittifak içinde değiliz. Bizim şu an vatandaşlarla geçim
ittifakımız vardır” dedi. Vatandaşla geçim ittifakı yapıyoruz cümlesini de
çok tuttum.