1980’li  yıllarda ekonomik sistemimiz Karma Ekonomi’den ( Devletçi ve Halkçı Politikalar), Serbest Pazar ekonomisine (Liberal-Kapitalist Sistem) dönüştürülürken, çalışanlara ilişkin iş güvenceleri de askıya alınmaya başlandı. O gün, bu gündür çalışanlar olarak birçok kazanımımız yok edilirken, Devlet Personel rejimine Taşeron İşçilik ve Sözleşmeli Personel adıyla yeni tanımlar, yeni çalışma metotları sokulmuştur. Bu yeni personel rejiminin amacı ucuz işçiliği sağlamak ve İş güvencesini ortadan kaldırarak çalışanların örgütlenmelerinin önüne geçebilmekti.
Bugünlerde tekrar gündeme taşınan; “Devleti Şirket gibi yönetebilmek” ortaçağdan kalma Vahşi kapitalizmin esas hayalidir. Devlet sosyal tarafını yok ederek, sadece kar elde etmek için uğraşır. Vahşi kapitalizm de, Kim ölmüş, kim kalmış devleti yönetenlerin umurunda değildir. Güçlüler yaşar, güçsüzler yem olur.

Devleti Şirket gibi yönetebilmenin, Yasa tanımaz bir anlayışla personele istediğini yaptırabilmenin, sendikal kazanımları bitirmenin, yasal hakları yok sayabilmenin ve personeli iki dudak arasına hapsederek istediğini yaptırabilmenin hayali artık gerçeğe dönüştü. İşçileri Taşeronlaştırarak, Memuru Sözleşmeli Statüye alarak iş güvencesi yok edilmiş, her türlü hakları engellenmiş, modern köle düzeni kurulmuştur. Bu sistem değişmelidir.
Yükleniciler tarafından çalıştırılan taşeron işçilere, söz konusu hizmetler için kamu güvencesine sahip işçilere ödenen ücretin altında, genellikle yürürlükte bulunan asgari ücret üzerinden ödeme yapılmaktadır. Bu uygulama yüklenici tarafından çalıştırılan işçiyi mağdur ettiği gibi iş yerindeki çalışma huzurunu da olumsuz etkilemektedir.

Diğer taraftan, sendikal haklara sahip olmayan taşeron işçilerin iş akitleri yükleniciler tarafından feshedilebilmekte, iş akitlerinin sona ermesinden doğan kıdem tazminatı ve benzeri haklan ödenmeyebilmektedir. Ödenmeyen kıdem tazminatları, ihale makamı idarelerin mahkemelerce asıl işveren olarak kabul edilmesiyle verilen kararlar neticesinde, kamu idareleri tarafından ödenmek zorunda kalınmakta veya hakkını arayamayanların hakları da gasp edilmektedir.

Kamuda bu suretle çalışan taşeron işçi sayısı Bir milyon kişiyi geçmiştir. Taşeron işçisi olarak adlandırılan ve hizmet sunucuları tarafından belirli süreli iş sözleşmesi kapsamında çalıştırılan işçilerin verdikleri hizmetlerin gerçek karşılığı üzerinden ücretlendirilmesi, İş Kanunu'ndan doğan haklarının korunması ve güvence altına alınması için sendikal haklara kavuşması sosyal devletin ve Anayasal düzenin gereğidir.

Mevcut siyasi iktidar bu konuda havanda su dövmektedir. AKP’nin taşeron işçi sorunu yoktur, taşeronu seçimlerde oy deposu olarak kullanmakta, fakat sorunlarını çözmeye gelince taşeronu yok saymaktadır. Bu durumda AKP’ den Taşeron işçiye-sözleşmeli personele çözüm bulmasını bekleyemeyiz. AKP’nin taşerona verdiği tüm sözler tutulmadı, tamamı yalan oldu.                                                                                                          
Her seçim öncesinde olduğu gibi, 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 seçimleri ve Anayasa referandumu öncesinde AKP’nin seçim vaatleri arasında yer alan ancak üzerinden kaç seçim geçmesine karşın bir türlü sonuçlandırılamayan taşeron işçilerin kadro sorunu, ülkemizin halen çalışma yaşamı alanındaki en önemli gündem maddelerinden biri olmaya devam etmektedir. Aileleriyle birlikte milyonlarca insanı ilgilendiren taşeron işçilerin kadro sorunu, yapılan açıklamalara verilen sözlere rağmen sonuçlandırılmamıştır.

Gerçek şu ki; AKP Piyasacıdır ve bu sorunu çözmek istemez, taşeron meselesini sonuçlandırmak istenmediği açık ve nettir. 14 yıldan beri taşeron işçiyi açıkça oyalamaktadır. AKP İktidarı taşeronu kadroya almamıştır ve asla almayacaktır.

Taşeron işçinin kadroya geçmesinin yolu CHP iktidarıdır. Taşeron kadroya geçecekse, bu ancak CHP iktidarında olacaktır. Çünkü CHP Sosyal Demokrat bir partidir, işçiden, emekçiden yanadır. Taşeron sisteme karşıdır, iş güvencesiz çalışmaya, sendikasız çalışmaya karşıdır, işçiyi piyasanın vicdanına terk etmez, işçiyi, emekçiyi korur-savunur.

CHP İktidarında mevcut çalışanların tamamı kadroya alınacaktır, Taşeron Çalışma Sistemi ve Sözleşmeli Personel Statüsü, bir daha gelmemek üzere tarihin karanlık dehlizlerinde yok edilecek ve devlet personel rejimi sağlam temeller üzerine oturtulacaktır.

CHP İktidarında; Emeğin üzerindeki vergi ve fon yükü azaltılacaktır. Asgari ücret, aile geçimi esas alınarak, insan onuruna ve sağlıklı yaşama elverişli ölçüde saptanacaktır. Çalışma barışının sağlanması ile sürekliliğini kolaylaştırıcı ve özendirici önlemler almakla yükümlü olan devlet, keyfi işten çıkarmalarda da caydırıcı sorumluluk üstlenecektir.

CHP iktidarında; İş güvencesini daha gelişkin bir biçimde sağlayacak düzenlemeler yapılacaktır. İş Güvencesi ve akdin feshinde yargı denetimi önündeki tüm engellerin kaldırılması, yasal boşlukların doldurulması, çalışma yaşamını çağdaşlaştırmanın ve demokratikleştirmenin temel koşulları olarak değerlendirilecektir.

CHP İktidarında; kadınların çalışma hayatına katılmaları teşvik edilecektir. Çalışma yaşamı normları, ILO standartları düzeyine yükseltilecektir. CHP, tüm çalışanların insanca yaşama ve çalışma koşullarına kavuşturulmalarını amaçlamaktadır.