Türkiye Cumhuriyeti güçlü bir devlettir. NATO’ya muhtaçlığı olmayıp, bilhassa NATO Ülkemize ve gücümüze muhtaçtır. NATO; Türkiye Cumhuriyeti kurucu önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK’e, Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanlığı makamına ve tarihine hakaret edemez, özür dileyerek yaptığı çirkinliği örtmeye çalışamaz.

 

NATO’yu ve yöneticilerini çirkin davranışları nedeniyle, şiddetle ve nefretle kınıyorum. TBMM’yi “NATO’dan derhal çıkmak” üzere acil karar almaya davet ediyorum.

 

NATO’da kurucu antlaşmanın özellikle üçüncü, dördüncü ve beşinci maddeleri önemlidir. Bu maddelerle üye ülkeler, ortak savunma için yeteneklerini geliştirmeye, herhangi bir üyenin toprak bütünlüğü, siyasî bağımsızlık ve güvenliği tehlikede olduğunda bir araya gelmeyi ve herhangi birine saldırıldığında bu saldırıya hepsine karşı yapılmış bir saldırı olarak kabul etmeyi taahhüt etmişlerdir.

 

SSCB ve Doğu Bloğunun dağılması ve Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle varlığı ve amaçları tartışma konusu olan NATO, kendine yeni hedefler ve görev sahaları edinmiştir. Bu çerçevede 1990’lı yıllar boyunca çeşitli dönüşümler geçiren NATO, 11 Eylül saldırılarını takiben iyice belirginleştiği üzere uluslararası terörle mücadeleyi ana hedef olarak belirlemiştir.

 

Türkiye’nin toprak bütünlüğü tehdit altında iken NATO nerededir? Türkiye neredeyse 40 yıldır terörle yaşamaktadır, on binlerce şehit verilmiştir, milyarlarca dolar harcamıştır, bu süreçte NATO nerededir? Sahi NATO ne yapmaktadır?

NATO’ya 1952 den beri üye olan Türkiye Cumhuriyeti yıllardır terör belası ile uğraşırken NATO terör örgütüne açıkça destek vermektedir. Kimse aksini iddia etmesin, her şey çıplak gözle görünecek kadar açıktır.

 

NATO 1980 öncesi ve sonrasında Gladyo ile ülkeyi terör batağına çekmiş, kardeşi kardeşe kırdırmıştır. Bugün, FETÖ-IŞİD-PKK ve diğerlerinin de arkasında NATO parmağının olduğu besbellidir. Biliyoruz ki; NATO emperyalizmin silahlı gücüdür.

 

Varlığını yoksul ülkeleri sömürmekle sürdürebilen emperyalist Amerika bu çıkar düzenini devam ettirmek amacıyla askeri bir garanti aradı ve NATO’yu kurdu. Soyduğu ülkeleri, yandaş birer güç olarak bu örgüte kattı.

 

Nitekim yeryüzünde emperyalizme karşı ilk kurtuluş savaşını vermiş olan Türkiye Cumhuriyetimiz, ne gariptir ki, bu oyuna düşerek, emperyalizmin sömürü aracı olan NATO’ya üye oldu.

 

Türkiye işte o günden sonra kendi ürettiklerini değil, dışardan aldıklarını kullanmaya, kendi çıkarlarını değil- dışardan aldığı emirlerle yürümeye koyuldu. O günden bu yana NATO hep aleyhimize çalıştı.

 

Emperyalizme karşı ilk kurtuluş savaşını veren ordumuz, sonradan NATO’ya girmemiz nedeniyle Kıbrıs’ta bile kendi öz çıkarlarımızı korumaktan alıkonuldu. Türkiye’nin NATO içinde kalıp yeni statüler arama imkanı yoktur.

 

Bu nedenlerden, emperyalist Amerika’nın hasta ekonomik yapısının askeri uzantısı olan NATO’ya hayır demek şarttır. NATO’dan derhal çıkmak şarttır.

 

NATO’ya hayır diyoruz, çünkü Amerikan oyunlarına karşıyız.

NATO’ya hayır diyoruz, çünkü emperyalizme karşıyız.