Malum Avrupa futbol şampiyonası başladı, spor kanallarında zeka ve sağduyu yoksunu bir sürü türedi tip, yorum yapıyor. Adamcıklar ne yapsın futbol oyununda denenmemiş kalmadı ki, hangi oyuncu efsane Pele’den daha iyi top çevirebilir ki, hangisi Beckanbauer gibi santimetrelik paslar atabilir ki...

     Ya da en çok onlar kadar iyi olabilirler dahası değil.

    E bu kulaklar heyecanlanan spor muhabirinin ‘vay anasını sayın seyirciler!’ dediğini duydu. Daha ne yapacak garibim spor spikeri? Sinkaflı küfür mü etsin ilgi çekmek için?

     Yani bu işin goygoyculuğunu yapmak için ekranlara çıkıp ahkam kesenlerim işi zor, kabul de bu kadar da dingil olmasalar iyi olurdu.

    Şimdi gömlek kravat tipleri izliyorum, muhtemelen eski oyuncular...

    Adam diyor ki; ‘Futbol oyununda zaman değişti, artık eskisi gibi değil, (sözün gerisini getirecek ama fazla kafa topuna çıkmış olmalı ki az biraz düşünüyor, e öyle ya değişti ise ne oldu?)

    Devam ediyor…

    ‘Futbol artık harekete evrildi!’ (O evrilme lafını bulmak için saksıyı çok zorlamış olmalı ki birkaç defa tekrar etti)

    ‘Yani futbol artık hareket demek’

    Hay yumurtaya can veren Tanrı, biz de onca yıl bu oyun oturarak oynanıyor sanıyorduk.

Devam ediyor dingil;

 ‘Yani esas mesele topu ayakta tutmak değil, topa sahip olmak!’

    Bak sen! Tanrı ne mucizeler yaratıyor.

    Bir diğeri lafa giriyor;

    ‘Çağı yakalamak lazım, artık derinlemesine paslar ile oyuna hakim olma çağı’ Mübarekler, sanırsın, İstanbul fethindeler, ya da atomu parçalıyorlar.

    Bir diğeri de tuz yetiştirme yarışında geri kalmamak için;

    ‘Teknik adamlar rakibi iyi tanımalı!’  A olur mu hiç, onların işi İtalyan marka takım elbiseleri ile kameralara poz vermek değil miydi?

    Tamam anladık, her biriniz zeki olmak zorunda değilsiniz de en ‘mal’ olmak da bir tuhaf gelmiyor mu?

     Ha anladık, diyorsunuz ki ‘izleyenlerle bütünleşiyoruz!’  Tamam lafım bitti.

    Gelelim aslan sosyal demokratlara… geçen hafta ABB’nin meclisinde alınan ve şehrimizin betonlaşmasına katkı yapacak olan 15 kat kararını eleştiren tek kurum ne ironik ki, üyeleri arasında pek çok müteahhit olan ANSİAD oldu. Ha bu tenkit yapıldı da bir şey düzelecek mi?

    (Bu satırların yazarı tarih öncesi zamandan beri Üniversiteye yurt sahası olarak verilen arsa üzerinde yapılan inşaat ile ilgili olarak Konyaaltı Belediyesi’ne basit bir soru sormuştu, Sosyal demokrat belediye herhalde cehennemin donmasını bekliyor cevap vermek için!)

     Elbette hiçbir şey yapılmayacak, düzelmeyecek ve bir açıklama bile gelmeyecek. Ama sıfatında ‘şehir planlaması’ olan bir başka STK tuz yetiştirme işinde ABB ye rol kaptırmamak için çıktı ve demeye getirdi ki;

    ‘Ya, çok da uzatmayın, herkes malı götürdü, o 15 kat zaten yasa ile düzenlenmişti, falan-filan’

    Eyy plancı hanımlar-beyler STK’lar denilen organizmalar -tek hücreli- değildir. Yasa cevaz veriyor diye yanlış buldukları faaliyetleri tenkit haklarından ve görevlerinden vazgeçmezler.

    Öf bu aslan sosyal demokratlar çoktan kabak tadı verdi de… işte ne yaparsınız.