Yol üzerine söylenmiş ne çok sözümüz, şarkımız var
bizim. “Yollarına baka baka/ kaldı gözlerim ” der hasretimizi söyleriz, ya da;
“ Yollarına gül dökeriz sevgilinin, gelir de geçer diye. Bazen; “Yollar uzak
gelemedim.” mazeretine sığınır dönmeyiz. Bazen de; “yolcu yolunda gerek” der
terk ederiz sevenlerimizi...Öğütler veririz birbirimize; “ Yoldan çıkma!” “Yolunu
şaşırma!” diye. Dostlarımızla “ yol ayrımına geliriz”, bazen; “yollarımızı
ayırırız “ sevdiklerimizle. Ama bana sorarsanız, yaşamın ta kendisidir yol.
Uzundur. Karşımıza neyin çıkacağını çoğu zaman bilmediğimiz, öngöremediğimiz,
acı tatlı sürprizlerle dolu, gizemli bir yoldur yaşam da.
Yaşam ama, sınavlarla dolu bir yoldur hepimiz için. Bizler de gelip geçen
yolcular... Kimimiz yolun henüz başındayız. Kimimiz de yolun sonunda. Yolculuğa
dair amaçlarımız, hedeflerimiz varsa, o hedeflere ulaşmanın yollarını buluruz
her zaman. Ama eğer gittiğiniz yol, bir hedefe ulaştırmıyorsa, bilin ki; yanlış
yoldasınız demektir! Yolunuzu değiştirmelisiniz o zaman.
Eğer yanlış olduğunu bildiğiniz bir yolda ısrarla ilerlemeye devam ederseniz,
geri dönüşünüz zor olacaktır! Hatta belki de dönemeyeceksiniz! “Hedefe varmak
için, her yol mübah” diyenlerdenseniz, yolunuza çıkan her şeyi, herkesi, ezip,
çiğneyip geçerken, bir kez daha düşünün derim. Çünkü o yolun sonu uçurumdur!
Çıkmaz sokaklara sapıp da kurtulabilirim sanmayın sakın. Sizin için artık yolun
sonu gelmiştir. Hiç hayıflanmayın! Ne derler bilirsiniz; “su testisi, su
yolunda kırılır.” Malum, insanlık tarihi bunun örnekleri ile doludur!
Hayat yolunda ilerlerken yol arkadaşlarınızı, yoldaşlarınızı dikkatli seçin
derim. Sizi yarı yolda bırakacak, “yolsuzları”, “yolluları” yanınıza almayın!
Her durumda “yolunu bulan” bu tipler, sizi ancak yanlış yollara sürükler. Hele
bir de sırtınızda ağır bir vicdan yükü taşıyorsanız, tükenirsiniz, yolun sonu
çabuk gelir! O yüzden doğru bildiğiniz yolda, gerekirse tek başınıza yürüyün!
“Eğer nereye gittiğinizi bilmiyorsanız, bir şeylerin sonuna gelmişsiniz
demektir” der, Laurence Peter. Yolun sizi götürdüğü yere gidiyorsanız, ya da
herhangi bir yolda yürüyorsanız, herhangi bir yere gidersiniz. Ama istediğiniz
yolda giderseniz, hedeflediğiniz yere giderseniz. Çevrenizde yanlış yollar,
yanlış hedefler gösterenlere uyarsanız eğer, bir atasözümüzü hatırlatırım size;
”Kılavuzu karga olanın, burnu boktan kurtulmaz.” Siz siz olun, doğru yoldan
ayrılmayın! Yanlış yollara girmeyin! Yolunu şaşıranlardan olmayın! Yoldan çıkmayın!
Yolunuza çıkanların da yolunu kesmeyin!
Unutmayın yaşam uzun soluklu bir yol ama, sonsuza dek sürmüyor yolculuğumuz! Ne
demişler; “Dünya hancı, biz yolcu.” O yüzden de yolun sonuna geldiğinizde,
temiz bir vicdanla bitirin yolculuğu! İyi yolculuklar, yolunuz açık olsun!