Hayat hepimiz için vazgeçtiklerimiz ve vazgeçemediklerimiz arasında gidip gelir. Vazgeçmek zordur aslında, hatta kimileri için neredeyse imkansızdır. Çünkü bu onlar için bir çeşit yenilgidir, başarısızlıktır, öyle algılarlar. Oysa insan, doğru seçimler yapar, analitik düşünür ve doğru kararlar verirse; “ vazgeçmek” başarıdır aslında. Hatta çoğu kez önümüzü açar, yeni bir yol bulmamızı sağlar. Hepimiz biliriz; kötü alışkanlıkları bitirmek için de vazgeçmeyi bilmek gerekir.

Aşırı tutku, kayıtsız şartsız bağlılık, çeşitli konularda tiryakilik gibi saplantılı ve hastalıklı davranışlar da ancak vazgeçmeyi başarabilirsek kurtulabileceğimiz duygulardır.

Aslına bakarsanız insan hem güçlü, hem de güçsüz bir varlık. İstisnasız hepimiz, hayatımıza bir şekilde dahil olmuş insanlarla öğrendik mutluluğu ve mutsuzluğu. O insanlara yaşamımızda söz hakkı verdik, fırsatlar tanıdık. Hatta bazen kendi hayatımıza çaresiz bir seyirci gibi baktık. Oysa biricik hayatlarımız var ve biz o hayata dair söz hakkını hiç de değmez insanlara veriyor, o insanlara kanmak, inanmak kolaycılığına kaçarak, yaşamamız gereken hayatı ıskalıyoruz. Ne acı değil mi?

“Bazı insanları her zaman, bütün insanları da bazen kandırabilirsiniz; ama bütün insanları her zaman kandıramazsınız” der Abraham Lincoln. Şimdi bu sözlerin ışığında, hayatımızdaki insanlara bir daha bakma zamanı hepimiz için. Artık biliyoruz, bize hayatı zehir eden o insanlara mecbur değiliz. Çünkü virüs bize, hayatın kıymetli ve kısa olduğunu hatırlattı. Doğru ve berrak düşündüğümüzde daha iyi farkedeceğiz, bize dünyayı dar edenler, onlar; “ sen izin verip istediğin kadar hayatındalar, yaptıklarına göz yumduğun kadar dürüstler ve tabii onları affettiğin kadar iyiler.” Yani aslında her şey sende, bende, onda, bizlerde bitiyor, bizim elimizde. Eğer izin vermezsek, hayatımızı mahvedemezler. İzin vermezsek, bir daha bizi aldatıp, kandıramazlar. Hayatımız için karar verme hakkı ve gücü bizde. Biz istemezsek onları hayatımızdan çıkartmak elimizde. Unutmayın vazgeçebilme hakkı ve gücü var bizde!

Mutlu olmak için herkesin vazgeçebilecekleri konusunda bir listesi vardır eminim. Naçizane benim öneri listem de aşağıda:

_ Eğer mutlu olmak istiyorsan; “ Geçmişte yaşamaktan, gelecekten endişe etmekten, bu günü yaşamayı atlamaktan da vazgeçmelisin! Hayat çünkü, öyle ıskalanacak bir zaman dilimi değildir.

_ Öfkeden, nefretten, kin tutmaktan, kötü olmaktan vazgeç! Çünkü bütün bunlar, en çok seni yıpratır. İyi olmak, sakin olmak, sevgi dolu olmak, herkes gibi, sana da iyi gelecektir. Hayat çok kısa, iyi zamanlarımız da olmalı artık.

_ Seni sevmeyen insanlar için üzülmeyi bırak! Sevmiyorsa, sevmiyordur, zorlama, ısrarcı olma, vazgeç! Hem onlara, vazgeçilmez olmadıklarını öğretirsin, hem de seni seven ve senin de sevebileceğin insanlara şans vermiş olursun. Sevgini hakedenlerden vazgeçmemeyi öğren yeter.

_ Yolun seni hedeflerine ulaştırmıyorsa, vazgeç o yoldan. Başka yollar da vardır. Onları denemekten korkma! Hedefe odaklandığında, mutlaka yolu da bulursun. Düşe kalka yürümek seni yaralasa da, iyileşmeyi öğrenirsin.

_ Olmayacak hayallerden, gerçekleştiremeyeceğin projelerden de vazgeç! Başarabileceklerine odaklan. Boşa efor sarf etme!

_ Sana dost olmadığını bildiğin insanlardan da vazgeç! Çıkart onları hayatından. Gerçek dostlar ve dostluklarda, şüpheye yer yoktur. Sen, az sayıda da olsa, gerçek dostlarınla olmayı seç!

Ama vazgeçmememiz gereken şeyler de var tabii. Umut etmekten, sevmekten ve mücadele etmekten, asla ve asla vazgeçmeyin. Çünkü insan olmak ve hayatı güzelleştirmek ancak böyle mümkün olur.