Sorunlara bakıyoruz, görüyoruz ama, farklı algılıyoruz nedense. Bunun sebeplerini hiç düşündünüz mü?

 

    “- Bakmakla görmek arasındaki fark nedir? “ diye sormuşlar Mevlana’ya…

 

    Cevaplamış: “- Senin baktığına herkes bakıyor; ama ya görebildiğini herkes görebiliyor mu? Aralarındaki tek fark sensin…”

 

    Tabii bence bir de nereden baktığın önemli! Çünkü “ tepeden bakıyorsan”, hani yükseklerden, kuşbakışı dediğimiz türdense bakışın; sorunları göremezsin. Her sorun minicikmiş gibi gelir gözüne!

 

    “- Sorun yok! Sorunları büyütüyorlar, abartıyorlar! “ dersin.

 

    Soruna daha yakından, buradan, oradan, şuradan bakıyorsan ve en önemlisi de, o sorunun içinde yaşıyorsan, “ tepeden bakandan” farklıdır algın. Sorun gerçekten de büyüktür senin için!

 

    Sorunun içinde yaşayanla, sorunu çözebilecek olanın, farklı bakış açısı, çözümü geciktirdikçe, çatışma kaçınılmaz oluyor haliyle!

 

Günümüzde en yakıcı sorunlar, işsizlik, hayat pahalılığı, ısınma, beslenme ve barınmada yaşanıyor! Emekliler, işsizler ve asgari ücretle yaşamaya çalışanlar şikayetçi, üniversite öğrencileri de öyle! Ayrıca onların bir de barınma sorunları var! Bu yüzden parklarda yatıp, durumu protesto ediyorlar. Seslerini duyurmaya, sorunu göstermeye çalışıyorlar.

 

    Peki neden görülmüyor derseniz; nereden baktığınızla ilgili derim. Size bir fıkra anlatayım ‘bakmak’ la ilgili.

 

    Hüsmen Aga

    Hüsmen aga, köyün yoksul ve safça bir çobanıymış. Ama çok güzel bir karısı varmış. Köyün bütün bıçkın ve çapkınları kadına asılmışlar ama, o sadece Hüsmen agayı severmiş! Bir gün hin bir delikanlı gece onlar yatarken, Hüsmen’in kulübesinin camına gelmiş ve bağırmaya başlamış;

 

    - Tüüh sana Hüsmen aga! Hiç utanmıyor musun? Cam pencere açık, böyle yatılır mı? Böyle şeyler yapılır mı? Ayıp değil mi? Diye bağırmış!

 

    Hüsmen, perdesiz camından utanmış, yatağında büzülmüş, karısının da kendisinin de üstünü sıkıca örtmüş! Ama biraz sonra aynı bağırtı, aynı ayıplama, aynı gürültü patırtı olunca, Hüsmen fırlamış yataktan ve dışarıya çıkıp, penceresinden içeri bakmış! Bu arada bağıran delikanlı, Hüsmen dışarı çıkar çıkmaz eve girip, Hüsmen’in yatağına girmiş ve yataktaki kadına sarılmış. Kadıncağız karanlıkta onu Hüsmen zannedip, karşılık verince, olup bitenden habersiz Hüsmen, camdan bu manzarayı görmüş ve kendi kendine söylenmiş saf saf;

 

    “- Hıımm, demek burdan bakınca, üüle gözükür!”

 

    Şaka bir yana, gerçekten de, soruna nereden baktığınız önemlidir! Ama nereden bakarsanız bakın, sakın “tepeden bakmayın! “ Ne insanlara, ne de sorunlarına! Ayıp oluyor çünkü!