Nefes alamayan bir toplum olduk! Pahalılıktan, işsizlikten, yoksulluktan ve kovid virüsü yüzünden evlere kapanmaktan, her gün duyduğumuz şiddet haberlerinden, gencecik şehit ölümlerinden nefes alamıyoruz. Artık haberleri izlemeye kimin tahammülü var ki?

 

Bir yudum huzur ve huzurlu bir nefes için, neler vermezdik her birimiz! Sanki sırtımızda dünyanın yükü, içimizde kapkara bir karamsarlık var! Hani bir tren yolculuğunda uzun bir tünele girersiniz ya, işte öyle... Ama bilirsiniz ve görürsünüz, tünelin ucunda hep bir ışık vardır ve siz umutla o ışığa erişmeyi beklersiniz. 


O yüzden tünelin karanlığı korkutmaz sizi. Ama şimdi tünelin ucundaki ışık kaybolmuş gibi! O ışığı görene kadar nefeslerimizi tutmuş bekliyoruz. Tünelin ucundaki ışık göründüğünde, umutlarımız aydınlanacak, belki derin bir soluk alacağız, belki de yaşama gücü. Yeniden ve hep birlikte huzurlu güzel günler dolduracak yaşamımızı.

 

Böyle uzun yaşanmış bir kaosun, hayata dair öğrettiği pek çok şey var her birimize. Artık her nefeste bunu hatırlayacağız; “Gerçek iletişim, bir canın, başka bir cana ulaşmasıdır.” der Doğan Cüceloğlu bir kitabında. 


Ona göre: “Yalnızlık ve tek başına olmak farklı şeylerdir” bu anlamda. “Eğer birinin söylediklerinin yanı sıra, söylemediklerini de işitiyorsak, işte o zaman gerçek anlamda ulaşmışızdır başka bir cana.”

 

Bunca sorunun, bunca karmaşanın, bunca kaosun içinde yalnızca nefessiz kalmadık, sevgisiz ve kayıtsız kaldık başka canlara. Gerçek anlamda sevmedik, özlemedik, sevilmedik ve özlenmedik. 


“Mış” gibi yaptık çoğu kez. Niyeyse, gerçek duygulara vaktimiz yoktu! Ama şimdi, biliyoruz, bir yudum huzurun, derin bir nefes almanın ve can olup yaşamanın anlamını. “Can, sevilmek ve özlenmek ister.” 


“Gerçekten anlaşılmak ister.” İstisnasız hepimiz isteriz bunu. Çünkü mutluluğa giden gizemli yol budur. Hayata dair anlamsız detaylara takılıp kalmanın, hayatı ıskalamak olduğunu, bu günler öğretti bize. Artık nefes alacağımız bir dünya gerek hepimize. 


Bunu sevgiyle, farkındalıkla, sabırla, umutla ve emekle yapacağız. Kimsenin bozmasına da izin vermeyeceğiz.