“Bugün göz yumduklarımız, yarın bize göz açtırmayacak olanlardır.” Der bir
Uygur atasözü. Düşününce ne kadar da doğru geliyor bu cümle değil mi? Ama hep
yapıyoruz, göz yumuyoruz, görmezden geliyoruz, bize ya da başkalarına karşı
yapılan hataları, işlenen suçları! Sonra ne mi oluyor? Göz yuma yuma
palazlandırdıklarımız, “ tamam, yeter artık!” dediğimizde, göz açtırmıyorlar
bize! Her şey, böyle böyle kötüye gidiyor!
Şiddete göz yumuyoruz, şiddet giderek olağanlaşıyor! Şiddet suçları artıyor ve artık insan canının bir değeri kalmıyor! Şiddet sonucu ölümler, istatistiki rakamlar gibi veriliyor haberlerde. Ardında yaşanan dramlar, anlatılmıyor bile. Toplumsal duyarlılık giderek köreliyor! Ta ki; başımıza gelene kadar! O yüzden herkes sadece kendi acısını biliyor! Empati duygusu kalmıyor aramızda! Ne kötü değil mi?
Hırsıza, arsıza, rüşvetçiye göz yumuyoruz, sonra önünü alamıyoruz. Düşünsenize; “ Bal tutan parmağını yalar!” diye bir deyişimiz bile var bütün bunları normalleştiren. Etik dışı ve yasa dışı yollarla zenginleşenlere, palazlananlara yarınlarda, elde ettikleri para gücü yüzünden “ dur” diyemeyeceğimizi görüyoruz! Çünkü kimseye göz açtırmayacak kadar güçleniyorlar onlar!
Liyakatsizliğe, başkalarının hakkı olan yerlere gelmeye, eş, dost, ahbap ve
akraba kayırmacılığına, göz yumdukça, yarın bize göz açtırmayacak olanlara,
yani kifayetsiz muhterislere fırsat vermiş oluyoruz! Çünkü, kifayetsiz
muhterisler, dünya tarihi boyunca görülmüştür ki, kendilerine göz yumanlar da
dahil olmak üzere, kimseye göz açtırmazlar!
Göz yummak, görmezden gelmek, bana ne demek, etliye sütlüye karışmamak,
belki geçici bir huzur verebilir bizlere ama, vicdanımızı susturmak, o kadar da
kolay olmaz! Düşünsenize, yan komşunuz, eşinden ölümcül bir dayak yiyor ve siz
onun çığlıklarını duymazlıktan geliyorsunuz! Bir çocuk, büyüklerinden kötü
muamele görüyor, siz karışmıyorsunuz, sadist biri, zavallı bir hayvana eziyet
ediyor, göz yumuyorsunuz. Kendinizi nasıl hissedersiniz? Aynaya, kendi yüzünüze
bakabilir misiniz? Bir gün siz, zor durumda kaldığınızda, sizinle
ilgilenmeyenlere kızma hakkınız olabilir mi?
Ama; “ El için kendini yakma nara, yak çubuğunu bak sefana.” Ya da “Her
koyun kendi bacağından asılır.” Gibi deyişlerimize uygun bir hayat felsefeniz
varsa, size bir diyeceğim olmaz! Göz yumduklarınız, yarın size göz
açtırmadığında, hiç şikayet etmeyin!”