Bu yıl ki anneler günü, belki de Kovid19 salgınının etkisiyle olsa gerek, eski tadında değil artık! Ya da bana öyle geliyor bilmiyorum! Ama bildiğim bir şey var ki; bu çok canımı acıtıyor benim. Hasta olan pek çok anne, çocuğuyla vedalaşma fırsatı bulamadan, pek çok çocuk da onların son konuşmalarını, son dileklerini duyamadan, o dönülmez akşamın ufkuna, o karanlık meçhule, sessizce uğurlandı. Oysa annelerin, hep söyleyecekleri bir şeyler vardır çocuklarına. Zaten aslına bakarsanız, bir anne olarak söyleyeyim; ölümle burun buruna gelmişliğiniz varsa eğer, siz de bilirsiniz, o an ölmekten korkmazsınız, sizi korkutan şey, geride kalan çocuğunuzu artık koruyamayacak olmanızdır. Onu bu hayatta annesiz, sevgisiz ve yapayalnız bırakmaktır korkunuz. Ölüm o yüzden korkutucudur anneler için. Yaşamaya dair bütün çabanızsa, hangi yaşta olursa olsun, bebeğinizi koruyup kollamak, en savunmasız halinde, ağlayacağı bir omuz olmaktır.

 

Düşünüyorum da, çocuğumu, bir tanemi, yalnızca koruyup kollamak değildi amacım anne olarak. Onu koruyamayacağım acılara, kayıplara karşı da, hazırlamak ve güçlü kılmaktı! Bunu ne kadar başarabildiğimi hiç bilemem, emin olamam tabii ama yine de bütün olasılıkları hesaplarım bir anne olarak... İşte o yüzden, “veda bile edemedik” dememek için, yani o sonsuz ayrılık günüm geldiğinde, hislerime tercüman olan o şarkının sözlerini yazmak istedim bu anneler gününde bir taneme...

 

“Bir sabah bakacaksın ki bir tanem,

Ben yokum.

Dünyayı sana bırakıyorum.

Söz aldım saatlerden,

Sana koşacaklar,

Söz aldım gecelerden,

Seni uyutacaklar.

Şarkılardan söz aldım,

Hatırlatacaklar.

Gözlerimdeki son yağmurlar penceremde.

Beni anlatır sana bir bir ilerde.

Buğday misali düştüğüm yerde, çaresiz

Çaresiz

Kim bilir nerelerde?

Bir sabah bakacaksın ki bir tanem,

Ben yokum.

Dünyayı sana bırakıyorum.

Güftesi: Hüceste Aksavrın’a, Bestesi: Prof. Dr. Selahattin İçli’ye ait bu “ Kürdili Hicazkar makamı şarkıyı her dinleyişimde, sonsuza dek veda etmenin en güzel halini bulurum. Bu anneler gününde, yalnızca bir taneme değil, veda bile edemeden ölen annelerin, geride kalan çocuklarına da adıyorum bu yazıyı.