Bu virüs ortamında en çok çile çekenler, evlere kapananlar ve en uzun yasaklı olanlar yaşlı insanlardı. Bilim Kurulu hiç kuşkusuz onların sağlığını korumak amacıyla bu yasakları koydu yaşlılar için ama, o kurulda bir tane bile “gerontolog” yoktu. Gerontologlar yaşlıları en iyi tanıyan, yaşlıları ve yaşlı rahatsızlıklarını, alışkanlıklarını ve davranış biçimlerini en iyi bilen bilim insanları. Eğer en başında o bilim kurulu içinde yer alsalardı, bu süreç yaşlılar için bu kadar zorlu, bu kadar travmatik olmazdı. Gerçi şimdi olumlu bir karar alındı ve artık bu yasaklara isyan eden, bunalan yaşlılar da günün belirli saatlerinde dışarı çıkma özgürlüğüne kavuştu. Fakat yaşlılarımızın sorunları bu olayla birlikte, başka sorunlarla da arttı. Bundan sonrasını virüsün yayılıp yayılmaması ile ilgili süreç belirleyecek tabii. Fakat bilim kurulu artık gerontologları da aralarına almalı. Bundan önce alınmaması bu sorunları yaşattı yaşlılara ama çok geç değil, o kurulda gerontolog da olmalı! Çünkü onlar yaşlılar üzerinde en bilgili, en deneyimli insanlar. Yaşlıların zaten var olan yaşlılık rahatsızlıklarına ek olarak, virüs yüzünden evlere kapatılması, yürüyüş yapamaması, günlük gereksinimlerini karşılayamayıp, başkalarına muhtaç olması, sadece sağlıklarını değil, özgüvenlerini ve tabii psikolojilerini de bozdu.

Ülkemizde çok değerli gerontologlar var aslında. Bunlardan yararlanabilmek mümkünken, bunun yapılmamış olması en azından yaşlılarımıza yapılan bir büyük haksızlıktır. Ama zararın neresinden dönülse kardır derler. Bundan sonra bilim kuruluna gerontolog alındığında, yaşlılarımızın rehabilite edilerek, bu süreçten en az zararla çıkması, bir ölçüde sağlanabilir.

Akdeniz Üniversitesi Gerontoloji Bölümü Başkanı Profesör Dr. İsmail Tufan hoca, bu konuda yalnız Türkiye çapında değil, uluslararası bilim camiasında da tanınmış bir bilim adamıdır. Yaşlılar için “Tazelenme Üniversitesi”nin kurucusudur. Ben eminim o bilim kurulunda “yaşlılarımız” için alınacak kararlarda onun ve onun gibi bilim insanlarının rehberliği söz konusu olursa, sayıları giderek artan yaşlı nüfusumuz için de, bu süreç, daha kolay atlatılır diye düşünüyorum. Sağlıklı yaşlanma konusunda söyleyecek sözü olan bütün gerontologlar her yerde, her kurumda ve her dönemde görev almalıdır. Bunu yaşlılarımıza borçluyuz aslında. Hayatlarının bu dönemindeki insanlarımızın, yaşamını huzurlu, mutlu ve güvenli bir biçimde geçirmeleri için yapılması gerekenler, onlara uygun programlar sadece bu konuda bilimsel çalışan gerontologların işi olmalıdır. Yalnızca kurum ve kuruluşların değil, yanlarında yaşlıları barındıran ailelerin de, gerontologların rehberliğine ihtiyacı var. Herşeyi daha doğru, daha uygun ve daha bilimsel yapmanın başkaca yolu yok! Hayatın hepimiz için sağlıklı ve uzun bir ömüre evrilmesi dileğiyle.