Antalya Tabip Odası Başkanı Nursel Şahin, virüsün aşısız kişilerde daha fazla görüldüğüne dair yapılan açıklamalarla ilgili, “Covid’in en çok aşısız kişileri etkilediği doğrudur. Yüzde 87 oranında yoğun bakıma hastanelere yatanlar aşısız olanlar. Bütün dünyada bu konuşuluyor. Şu anda Pandemideki dördüncü dalga ya da dördüncü pik diye konuştuğumuz şey aşısızların ya da İnaktif aşı dediğimiz Sinovacla aşılanmış olanların Delta varyantına karşı koruyuculukları olmadığı için onların hastalığı. Dolayısıyla aşısızların pandemisi bizim ülkemizde gerçekliğini bulmuş durumda” tespitinde bulundu.
“TOPLUM İKNA EDİLMELİ”
Antalya Tabip Odası Başkanı Nursel Şahin gazetemize yaptığı açıklamada konuyla ilgili şu bilgileri aktardı:
“Bütün tedavi seçenekleri ya da tıbbi uygulamalar kişinin
onayıyla olan şeylerdir. Ama aşı için şöyle bir şey söylüyoruz. Aşı yalnızca
bireylerin reddedeceği ya da kabul edeceği bir durum olmanın ötesinde toplumsal
bir sorumluluktur. Çünkü kendiniz hasta olabilirsiniz ama hastalığın
yayılmasına neden olursunuz. O nedenle biz bütün toplumun aşılanmasını ve ikna
edilmesini öncelikle söylüyoruz. Ama bunun mümkün olmadığını görüyoruz. Ülkemizde
bunun çeşitli nedenleri var. Sağlık Bakanlığı’nın verileri paylaşmaması, şeffaf
olmaması, zaman zaman tedavide ileri geri adımları, sayı açıklarken
güvensizlikler gibi bir sağlık otoritesi boşluğunda aşı konusunda da bir
tedirginlik oldu.”
“PCR TESTİ ZORUNLU OLSUN”
“Toplumsal
sorumluluk ve bu salgından çıkabilmenin tek yolunun aşı olduğu düşüncesiyle, biz
toplu olunan yerlerde yani bugün bir fabrikada elliden fazla kişi çalışıyorsa
ya da toplu ulaşım kullanılıyorsa, uçaklara, metroya biniliyorsa, toplu AVM ya
da toplantı, herhangi bir gösteriye gidiliyorsa PCR testinin zorunlu tutulması
ya da aşının sorgulanmasından yanayım. Bu bir zorlamanın ötesinde bu tür
aktivitelere ya da bu tür etkinliklere katılabilmek için örneğin bir hastanede
çalışabilmek için, örneğin bir fabrikada çalışabilmek için özendirici olacaktır.”
“BİREYİN SORUMLULUĞUNA BIRAKILMAMALIDIR”
“Onun için
Sağlık Bakanlığı bu tür tedbirleri kendisi düzenlenmeli ve almadır. Yoksa bu
boşlukta bazen esnaflarda görüyoruz. ‘Restoranıma aşısız olmayanı almayacağım’
ya da ‘Ben işletmemde aşısı olmayanı PCR’ı negatif olmayanı çalıştırtmam’ gibi kişilere
bireylere bırakırsak biz bunu, bir boşluk olur. Onun için mutlaka eğer Delta varyantı
gibi bulaşın çok yüksek olduğu bir virüs mutantından söz ediyorsak ve yüzde 85
bir bağışıklama gerekiyor diyorsak bunu sağlamak için bu tür düzenlemeler
alabiliyoruz. Bu kişilerin bireysel sorumluluğuna bırakılmamalıdır diyoruz. Bizler
bu konuda çağrı da yaptık. Türk Tabipleri Birliği de yaptı. Antalya Tabip Odası olarak da bu tür
düzenlemelerin yapılması gerektiğini söylüyoruz.”
“COVİD EN ÇOK AŞISIZ KİŞİLERİ ETKİLİYOR”
Virüsün
aşısız kişilerde daha fazla görüldüğüne dair yapılan açıklamalar ile ilgili de
konuşan Başkan Nursel Şahin şunları söyledi: “Covid’in en çok aşısız kişileri
etkilediği doğrudur. Geçtiğimiz haftalarda Sağlık Bakanının kendisi açıkladı
bunu. Dedi ki, ‘Yüzde 87 oranında yoğun bakıma hastanelere yatanlar aşısız olanlar.’
Bütün dünyada bu konuşuluyor. Şu anda Pandemideki dördüncü dalga ya da dördüncü
pik diye konuştuğumuz şey aşısızların ya da inaktif aşı dediğimiz Snovacla aşılanmış
olanların Delta Varyantına karşı koruyuculukları olmadığı için onların
hastalığı.”
“30 YAŞIN ALTINDA ÖLÜM BİLDİRİLDİ”
“Yoğun
bakımdaki yatakların yüzde 90’ı neredeyse aşısızlarda ya da üçüncü doz Biontech
aşısını yaptırmayanlarda. Böyle olunca toplumda aşı tedirginliği ya da aşıya karşı
ilgisiz olan daha çok genç nüfustu. Şu anda hastanelerde ve yoğun bakımda
yatanların çoğunun 30-50 yaş arasında olduğunu görüyoruz. 30 yaşın altında ölüm
bildirildi. Hatta 15-17 yaşlara kadar düştü. Bunların büyük çoğunluğu aşısız
olan topluluktu. Dolayısıyla aşısızların pandemisi bizim ülkemizde gerçekliğini
bulmuş durumda. Hızla aşılanma konusunda
güven verici açıklamalar yapmalıyız. İkna etmeliyiz gerekirse de düzenlemeler
yapmalıyız.”
Fadime Yiğit