İnsanların bazen duygularla hastalıkları karıştırdıklarını aktaran Seda Yavuz, hüzün, stres, can sıkıntısı ve stres nedenleriyle bazı kişilerin başka branştaki doktorlara başvurduklarını ve bunun antidepresan kullanımındaki artışa neden olabildiğini söyledi. Yavuz, “Günümüz insanı negatif, olumsuz bir duygu yaşamak istemiyor. Her olumsuz duygudan hemen kurtulma isteği oluyor. Bazen duygularla hastalıkları karıştırabiliyoruz. “Hüzün, stres, canım sıkkın, çok stresliyim” gibi gerekçelerle doktora başvuruyorlar. Bu gerekçeler genelde psikiyatri doktorları dışında hekimlere olan başvurular. Bu da antidepresan kullanımını biraz daha arttırıyor. Çünkü psikiyatri doktorları hastalıkla bu duyguları çok daha ayırt edebiliyor. Sadece bir duygunun giderilmesi için antidepresan kullanmak doğru değildir. Böyle durumlarda antidepresan kullanmak hiçbir işe yaramaz. Can sıkıntısını antidepresan ilaçları gidermezler, bize ekstra iyilik hali vermezler” diye konuştu.
HASTALIK YOKSA İŞE YARAMAZ
Antidepresan
ilaçlarla ilgili önyargılardan da bahseden Yavuz, “Kullanayım ve kendimi daha
iyi hissedeyim’ gibi bir ön yargı var. Maalesef böyle bir durum oluşturmaz.
Antidepresan ilaçlar, hastalık yoksa hiçbir işe yaramazlar. ‘Bana nasıl yardımı
dokunacak, bu ilaçlarla çözülür mü? Konuşarak problemlerimi nasıl
halledebilirim? Ben güçsüz değilim, kendi problemlerimi kendim halledebilirim’
gibi bir takım motivasyonlarla çok da psikiyatri doktorlarına başvurmuyordu
insanlar. Hatta bir miktar etiketlenme gibi bir durum söz konusuydu. Böyle ön
yağılarla psikiyatri başvuruları olmuyordu. Ama son yıllarda bu önyargıları
kırmaya başladık. Hatta belki bir miktar pandemin de bunda etkisi var diye
düşünüyorum. Ruh sağlığına insanlar daha çok önem vermeye başladılar. Şuanda
başvurular biraz daha fazla” ifadelerini kullandı.
Antidepresan ilaçların
strese karşı çözüm olmadığını ancak yoğun stresin ise beyinde biyokimyasal
değişiklikler olabileceğine işaret eden Yavuz, “İşte o zaman bir hastalık
ortaya çıkar ve o sağlıksız düşünce sistemini tekrar onarmak ve programı
yeniden düzenlemek gerekir. İlaç ya da psikoterapötik yöntemler ile zihinde
oluşan defarmasyon giderilir, kişi çok daha sağlıklı ve iyi hisseder kendini”
dedi.
KONTROLLÜ KESİLMESİ GEREKİR
Yavuz, antidepresan
ilaçlar gerektiği zaman kullanımının işe yarayacağının net olduğuna vurgu
yaparak, “Antidepresanlar bilinenin aksine bağımlılık yapmazlar. Fiziksel
herhangi bir bağımlılık yapma etkileri yoktur. Ancak bu ilaçları kullanırken
kesilme belirtilerine çok dikkat edilmesi gerekiyor. Kişi bu ilacı aniden
bırakırsa, bir takım belirtiler hisseder kendinde ve bu belirtiler depresyonla
çok karışır. Kişi kendinin düzelmediğini düşünerek tekrar ilaç kullanımına
devam edebilir. Antidepresan ilaçlar kişiye özgüdür. Doğru doz ve kullanılacak
ilaç kişiye göre ayarlanır. Muhakkak bir doktor kontrolünde kesilmesi gerekir”
şeklinde konuştu.
İhtiyacı olmayan bir
kişinin antidepresan ilaç kullanmasının bir işe yaramayacağını, bazen ise ciddi
sorunları beraberinde getirdiğini de sözlerine ekleyen Yavuz, “Kişiye de
antidepresana da yazık olur. Bazen ise çok ciddi problemlere yol açar. Kişinin
bir yatkınlığı varsa, antidepresan ilaçlar, manik dönüm dediğimiz aşırılık,
taşkınlık dönemlerini tetikleyebilir. O yüzden biz bu ilaçlara başlatırken,
kişinin yatkınlıklarını muhakkak gözden geçiririz” diye konuştu.
(İHA)