Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Mayıs Ayı Olağan
Meclis Toplantısı Antalya Valisi Münir Karaloğlu’nun katılımıyla
gerçekleştirildi. ATSO Meclis Başkanı Süleyman Özer’in başkanlığında video
konferans yöntemiyle yapılan toplantıda kent ekonomisi, Koronanın ekonomiye
etkileri ve 2020 yılı beklentileri konuşuldu. Konuşmasına Korona virüs mücadele
kapsamındaki yeni gelişmeler hakkında bilgi vererek başlatan Başkan Çetin,
"Cumhurbaşkanı yeni kararlar açıkladı. Pazartesi seyahat yasakları
kalkıyor, restoran, kreşler, sürücü kursları, plajlar, açılıyor. Bu düzenlemeyi
gelecek hafta bekliyorduk. Bu konu önceden planlanarak ilan edilseydi daha iyi
olurdu. Halen bazı belirsizlikler var ve düzenlemelerin takibini yapmakta biz
de zorlanıyoruz. Örneğin tek bir sektör için Turizm Bakanlığı, Çalışma
Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ayrı ayrı düzenlemeler yapıyor ve bunların tümünü
farklı kaynaklardan takip etmekte biz bile zorlanıyoruz. Düzenlemelerin tek
elden duyurulması sürecin daha kolay yürütülmesine katkı verecektir. Valimiz bu
sürecin başından beri en çok yorulan kişidir. İlk günlerde Antalya’ya giriş
yasaklarıyla ve çalışma saatleri düzenlemesiyle Antalya neredeyse koronasız bir
il olmuştur. Keşke yetki tümüyle
Antalya’da olsaydı, her şey daha iyi olurdu.
Temennimiz bundan sonra da Antalya’nın güzel korunabilmesi ve sağlıklı
bir normal yaşama dönmektir" ifadelerinde bulundu.
ATSO üyelerinden gelen taleplerin belli konularda yoğunlaştığını kaydeden Çetin, "Bu ay komitelerimizin büyük çoğunluğu aynı konular üzerinde durmuşlardır. Mücbir sebeple vergi ve prim ertelemesinin kapsamının genişletilmesi, kredi almakta zorluklar, kira desteği sağlanması veya kira ödemelerinin sonraki aylara ertelenmesi, elektrik faturaları ödemelerinin de ertelenmesi, süs bitkileri sektörünün ihracat düşüşü ve turizm daralmasından etkilenmesi, sigorta poliçelerinin acentalar dışında satılabilmesi yönünde düzenleme, tarımda dijital ekipmanların da TARSİM teminatı kapsamına alınması, mevsimlik çalışanların kısa çalışma ödeneğinden yararlanamaması, turizm taşıma belgesi olan ulaşım şirketlerinin kredilerinin ertelenmesi, su sporları, eğlence merkezleri, hamam ve sauna hizmetlerinde kapanma dolayısıyla mağduriyet, özel okul, kreş, sürücü okullarının sorunları konuları gündeme gelmiştir. Son haftalarda bazı sektörlerde kısmi rahatlama oldu, fakat birçok sektörde sorunlar devam etmektedir. Kira ödemeleri en büyük sorun haline gelmiştir. Yeme-içme gibi sektörlerimiz faaliyete geçse de işler bir süre eskisi gibi olmayacaktır. AVM’ler ve yeme-içme sektörü başta olmak üzere kira konusunda mutlaka çözüm getirilmeli, kira stopajı kaldırılmalı ve tek taraflı fesih hakkı verilmelidir. Bu talepler bütün ticaret ve sanayi odalarının ortak talepleri olmuştur. Odalar ve Borsalar Birliği kanalıyla bu talepler Hükümete iletilmektedir ve halen ekonomide yeni destekler bekliyoruz" diye belirtti.
YENİ DESTEKLER
Son dönemde kredi akışının hızlandığını kaydeden Çetin,
“Geçen ay kredi sıkıntısı daha önemli bir meseleydi. Son bir ayda kredi akışı
hızlandı, biz de Nefes kredisini devreye soktuk. Dünyada olduğu gibi bizde de
Merkez Bankası para bastı ve bu sayede Mart ayından bu yana kamu bankaları 200
milyar liraya yakın kredi verdiler. Kısa çalışma ödemeleri başladı. Ekonomi
yönetimi önümüzdeki aylarda yabancı sermaye girişi olmasını ve ihracatın
toparlanmasını bekliyor. Bu olursa içerde tüketimi teşvik edecek yeni konut
kredisi ve ÖTV indirimi gibi yeni destekler gelebilir. İnşallah gelişmeler bu
yönde olur” dedi.
TÜİK tarafından 1. çeyrek büyümesinin yüzde 4,5 olarak
açıklandığını kaydeden Çetin “Verilere baktığımızda birinci çeyrekte sanayi
sayesinde bir büyüme görüyoruz. İnşaat yüzde 1,5, hizmet sektörü ise yüzde 3.4
küçülmüş. En yüksek büyüme yüzde 10,7 ile bilgi ve iletişim sektöründe
gerçekleşmiş. İkinci çeyrekte bütün dünyada olduğu gibi biz de ciddi bir
küçülme yaşıyoruz. Asıl mesele ise Temmuzdan itibaren turizm ve ihracattaki
gelişme olacaktır. Bu yıl dünya ekonomisinde -%3.5, dünya ticaretinde en az
yüzde 13, dünya turizminde yüzde 70-80 oranında düşüş olabileceği
öngörülmektedir. ABD ekonomisi ve Almanya eksi 6 civarında küçülecektir.
İngiltere -%7, Rusya -%5,5 oranında küçülecektir. Türkiye için beklentiler eksi
3 ve eksi 5 arasındadır. İnşallah daha
iyisi olur. Burada hem üyelerimizi hem ekonomi yönetimi bir konuda
uyarmalıyız. Şu anda kredi, vergi
ertelemeleri yapılmıştır, ancak 10. Ay geldiğinde, yani Ekim ayında herkesi
birikmiş vergi ve SGK ödemeleri beklemektedir. Ayrıca kredi alanların ödemesiz
dönemleri de bitiyor. Rehavet olursa Ekim ayı dert ayı olabilir. Dolayısıyla
herkes nakit yönetimine önem vermeli, 3 ay, 6 ay ve bir yıllık nakit akış
planlamasıyla hareket etmelidir" ifadelerini kullandı.
TEMBELLİKTEN KURTULMALIYIZ
Ekonominin daraldığı bu dönemde maalesef pandeminin
psikolojik etkileri de olduğunu kaydeden Çetin, "Toplumda, iş dünyasında,
bürokraside genel bir koronavirüs hareketsizliği, hatta korona tembelliği
başlamıştır. Herkes bir bekle gör durumundadır. Hızla bu durumdan
kurtulmalıyız. Türkiye Büyük Millet Meclisi biran önce çalışmaya başlamalıdır.
Siyaset dünyası bir araya gelmeli ve topluma moral vermelidir. Dünya Turizm
Örgütü, Hükümetlere çok güzel önerilerde
bulundu. Bu önerileri herkes dikkate
almalıdır. Tüketicinin, turistin sağlığını koruyun ve güven verin, çalışanları
ve istihdamı koruyun, işletmeleri yaşatın, işletmelerin kapanmasını, batmasını
önleyin, kredi ve nakit destek sağlayın, vergileri azaltın, talebi destekleyin,
dijitalleşmeyi hızlandırın, dijitalleşmeyi krizden çıkış aracı olarak kullanın,
iyi yönetişime, yerel inisiyatiflere önem verin, krize takılmayın, sektörleri
Korona sonrasına, geleceğe hazırlayın. Bu 7 başlık hem kamunun hem de özel
sektörün yol haritası olmalıdır. Sadece hükümetten bir şeyler talep ederek
kalmamalıyız. Antalya özel sektörü olarak bizler de bu dönemde yeni bir
anlayışla hareket etmeliyiz. Biz iş insanları olarak çalışanımıza, gençlere
örnek olmalıyız. İşletmelerimiz için
2020 yılı para kazanma değil, gönül kazanma yılıdır. Tüketicinin sağlığı,
çalışanın sağlığı, istihdamın korunması birinci hedefimizdir. Bu yıl ATSO üyeleri için en önemli konu
dayanışma ve güven olmalıdır. Bütün komitelerimizle, bütün sivil toplum
örgütleriyle özel sektör olarak 2020 yılını Antalya’da güven ve dayanışma yılı
ilan edelim. Bu dönemi dayanışmayla aşmayı hedefleyelim. Aynı gemideyiz
söyleminin ne kadar doğru olduğunu bu dönemde yaşayarak görüyoruz. Herkes
borcunu ödemek için gerekli titizliği göstersin. Mülk sahipleri birkaç ay
fedakarlık yapsın. Her sektör en zor durumdaki mensuplarına yardım etmeye
çalışsın. Bu dönemde ihtiyacı olmayan kredi kullanmasın. İmkanı olan yatırım
yapmaya devam etsin, ortaklığa, işbirliğine önem verelim. Hepimiz
sektörlerimizi, ilimizi güçlendirmeye çalışmalıyız, dayanışma içinde olmalıyız.
Antalya halkına da çağrı yapalım. İnsanlar artık önlemini de alarak sokağa
çıksın, alışverişe çıksın. Bu şehir hepimizin, bu şehrin restoranı kaybederse
herkes kaybeder. Dayanışma günleri ilan edelim. Her türlü hijyen önlemini
alarak alışveriş kampanyaları, indirim günleri düzenleyelim. Antalya e-ticaret
pazarı gibi projeler geliştirelim. Sanatçılarımız sosyal mesafeyle meydanlara
çıksın, internette Antalya’nın günlük hayatından videolar dönsün. Antalya dünyada
ses getirsin, bunu yapabiliriz.
Antalya koronavirüsün sağlık etkisinden en iyi şekilde
korunmuştur. Koronanın sağlık etkisinden en az etkilenen iller arasında
olmamıza rağmen, ekonomik olarak en fazla etkilenen il olmak durumundayız.
Bu yıl pandemi nedeniyle zaten birçok sektörümüz önemli
satış azalmaları yaşamıştır. Bu yıl pandemi etkileri içindeki en önemli
sorunlarımızdan birisi turizmdeki kayıp olacaktır. Bildiğiniz gibi Avrupa’da,
Rusya’da dış hat uçuşları konusunda belirsizlik devam etmektedir. Avrupa içi
turizm teşvik edileceği görülüyor" şeklinde konuştu.
Çetin, "Antalya ekonomisinde bu yıl ortaya çıkacak riskleri belirlemek, sektörlerimizi hazırlamak, Hükümetimizden gerekli destekleri talep etmek için Sayın Valimizin desteğiyle COVİD-19’un Antalya ekonomisine etkisi üzerine akademisyenler ve kendi ekibimizle bir çalışma başlattık. İyimser ve kötümser senaryolara göre olası etkiler çalışılıyor. BAKA bünyesinde Burdur ve Isparta’yı da içine alacak şekilde geniş bir çalışma olacak. Ekibimiz çeşitli simülasyon çalışmaları yaptı. Hızlı bir şekilde online toplantılar da yapıldı. SİAD Başkanlarımız ve Komite başkanlarımız toplantılara katıldılar. Bu araştırma dışında önümüzdeki hafta bir elektronik anket yaparak üyelerimizin pandemiden nasıl etkilendiklerini, hangi desteklerden ne kadar yararlandıklarını, hangi önlemleri aldıklarını ayrıca soracağız. Bütün komitelerimiz bu ankete önem vermelidir. Sonra araştırma raporumuzun sonuçlarını da açıklayacağız. Böylece COVİD-19 sonrasının yol haritasını çıkaracağız. Raporumuzda kira desteği, istihdam desteği gibi konular da yer alacaktır, ama asıl meselemiz bütün Antalya’nın gelir kaybını azaltacak Antalya’ya dönük önlemleri gündeme getirmektir." dedi.
DESTEKLER SÜRMELİ
Şu ana kadar kredi destekleri, sosyal yardımlarla bir miktar
yaranın sarıldığını hatırlatan Çetin, temennimiz ve taleplerinin bu desteklerin
devam etmesi olduğunu söyledi. Antalya ekonomisine ve turizm sektörüne uzun
vadeli finansman kaynağı talep ettiklerini kaydeden Davut Çetin, 2015 yılında Antalya turizminin kredi yükünün
12 milyar veya 4 milyar dolar olduğunu ancak
şimdi 40 milyar, yani 6 milyar dolar civarına çıktığını belirterek
" Bu koşullarda kredi
yapılandırması veya ertelemesi artık çözüm değildir. Uzun vadeli tahvil, gelir
ortaklığı senetleri gibi araçlar devreye alınmalıdır. Otel renovasyon kredileri
cazip koşullarda uygulamaya konulmalıdır. Otel renovasyonları aynı zamanda Antalya
inşaat ve sanayi sektörüne de destek olacak şekilde kullanılmalıdır. Antalya’nın gelir ve istihdam kayıplarını
azaltmak üzere kamu kurumlarının ve yerel yönetimlerin alt ve üstyapı projeleri
hızlandırılmalıdır. Dijital teknolojiler konusu turizm, ticaret ve bütün
sektörlerimiz için bu dönemde kurtarıcı araçlardır. Turizmde biz Tanıtım
Fonu’ndan pay istemiştik. Çünkü sadece Ajans, sadece Bakanlık gerekli tanıtımı
yapamaz. Bugün dünya çapındaki turizm portallarında Antalya hakkında 7/24 bilgi
akışı sağlamak gerekiyor. Böyle bir iletişim yönetimini bir ajans, bir kurum
tek başına yapamaz. Her il, her ilçe birçok dilde içerik üretip
yayınlayabilmelidir. Şu dönemde e-ticaret patlama yaptı, e-ticarette aktif
olanlar kazandılar. Antalya 4.0 çalışmamızı Sayın Valimizle başlatmıştık. Her
geçen gün Antalya 4.0, dijitalleşme ve e-ticaret çalışmalarımızın ne kadar
isabetli olduğunu görüyoruz. Şu anda ATSO Akademi online eğitimlerle yine bu
konularda üyelerimize destek oluyor, yol gösteriyor. Antalya 4.0 kapsamında
veri üretmenin, veri analizinin ne kadar önemli olduğunu anlatmıştık. Hangi
sektörde olursa olsun veri analizi yapan işletmelerin çok ileri gittiğini
göreceğiz. Antalya veri merkezi kurulması konusu da artık daha önemli hale
gelmiştir. Bu dönemde sağlık turizminin ne kadar önem kazandığını da görüyoruz.
Sağlık turizmi çalışmalarını da hızlandırmalıyız. Hizmet ihracatına ilave
destekler sağlanmıştır. E-ticarete yeni devlet destekleri gelmiştir. Bu
konularda daha fazla çalışacağız. Pandeminin uluslararası etkisi bir süre daha
devam edecektir. Bu nedenle yurtdışı alım heyetleri ve fuar çalışmalarını da
elektronik ortama kaydırmalıyız. Sanal fuarlar, online heyet görüşmeleri
yapmalıyız. Biz geçen yıllarda yaptığımız yurtdışı çalışmalarının ihracatımıza
olumlu yansıdığını izliyoruz. Bu dönem ihracata daha fazla yüklenme dönemidir.
Bu konuya da ağırlık vermeye devam edeceğiz." diye konuştu.
KURALLARA UYULDUĞU GÖSTERİLMELİ
Turizmde 3S turizminin bu yıl 4S turizmi olduğunu,
dördüncüsünün sosyal mesafe olduğunu söyleyen Cetin şöyle devam etti: "
İşyerlerinde, restoranlarda, AVM’lerde, plajlarda, her yerde kurallara uyulduğu
müşteriye gösterilmelidir. İşyerleri güven vermek için sosyal medyayı
kullanmalı, online rezervasyon, temassız ödeme gibi araçlarla güven
sağlamalıdır. Kriz zamanlarında prensip en kötüsünü dikkate alarak en iyi için
çalışmaktır. Ben bu konuda iyimserim ve turizmde daha iyi sonuçların
alınabileceğine inanıyorum. Temmuz ayına kadar çok şey değişebilir ve daha iyi
sonuçlar da elde edebiliriz. Eğer
Almanya ve diğer ülkeler önümüzdeki ay uçuşlara izin verirse, Rusya tarafı
açılırsa hızlı bir toparlanma da görebiliriz.
Avrupa’da kapalı kalmaktan sıkılan, Antalya’ya gelecek halen önemli bir
kitle olacağına inanıyorum. İnsanlar Antalya güneşine sağlık için
geleceklerdir. Biz dünyaya Antalya’da her şeyin güzel olduğunu gösterirsek
Temmuzdan itibaren Antalya, Avrupa’nın ve Rusya’nın odağında olabilir. Bugüne
kadar Türkiye’nin ve Antalya’nın COVİD’den az etkilenmiş olması büyük avantajdır.
Bu avantajımızı, sağlık hizmetlerinde birçok Avrupa ülkesinden iyi olduğumuzu
görenler de Türkiye’ye güvenle geleceklerdir.
Antalya’da turizm sezonunun en iyi şekilde yaşanması için Sayın valimiz
gece gündüz demeden çalışmaktadır. Kaleiçi’nde örnek bir model uygulamaya
koymak üzere önemli bir koordinasyon sağlanmıştır. Sayın Valimize bütün
çabaları, liderliği ve destekleri için teşekkür ediyorum" dedi.
KONTROLLÜ YAŞAM
Başkan Davut Çetin’in ardından ATSO Meclis Üyeleri’ne
seslenen Antalya Valisi Münir Karaaloğlu, artık kontrollü sosyal hayat dönemine
adım attıklarını dile getirdi. Pandeminin, bütün dünyanın ortak bir sorunu
olduğunu ifade eden Vali Karaloğlu, " Dünyada ve ülkemizde olduğu gibi
Antalya'mızda da bu salgından kurtulmanın mücadelesini veriyoruz. Bu kriz
ortamından özellikle iş dünyası çok ciddi etkilendi. Farklı sektörler farklı
oranlarda etkilense de herkes bir şekilde bu pandemi mücadelesinden nasibini aldı.
Sayın Cumhurbaşkanımızın dün ifade ettiği, kontrollü sosyal hayat olarak
adlandırılan bu süreçte hepimize çok büyük görevler düşüyor. Hep birlikte
çalışarak ve üreterek bu 3 ay içerisinde kaybettiklerimizi en hızlı şekilde
nasıl geri alabiliriz. Bunun üzerinde durmalı ve çalışmalarımızı bu doğrultuda
yapmalıyız" dedi.
Bu salgının ilk defa Türkiye'de 11 Mart tarihinde
görüldüğünü belirten Vali Karaloğlu, “Sağlık Bakanlığımız ve Sağlık
Bakanlığımız bünyesinde oluşturulan Bilim Kurulu üyeleri Türkiye'de korona
virüs için en riskli iki ilden birisi olarak Antalya'yı gösteriyorlardı.
Antalya’nın riskli gösterilmesinin sebebi Türkiye’nin dünyaya açılan kapısı
olmasıydı. Ama bugün geldiğimiz noktada hamdolsun Antalya’da bu süreci bütün
taraflarıyla başarılı bir şekilde yürüttük. Gerek vaka sayısında gerekse
nüfusun vaka artış oranında Türkiye'de gerçekten iyi durumdayız” ifadelerini
kullandı.
ANTALYA İYİ DURUMDA
Antalya'nın pandemi sürecinde nerede olduğunu ortaya koymak
için İl Sağlık Müdürlüğü'ne istatistiksel olarak çalışma yaptırdığını belirten
Vali Karaloğlu “1 milyon nüfusa düşen vaka sayısı bakımından Antalya'nın 81 il
içerisinde 81'nci sırada. Bunu bir müjde olarak burada paylaşmak istiyorum.
Türkiye'de en iyi iliz. Bunu da kullanmamız gerekir. Bu şehir turizm şehri. Bu
şehrin güvenli olduğu ve sağlık alt yapısının bu ve benzeri salgınlarda çok
yeterli ve güvenli olduğu konusunda çok ciddi tanıtım yapmamız gerekir. Müşteri
kitlemize de güven vermemiz lazım. Pandemi sürecinde yaptıklarımız ve
yapacaklarımızla hem iç piyasaya hem de dış dünyaya mesaj vermeliyiz”
dedi.
Antalya'nın farklı mahallerinde karantina uygulamasının
olduğunu belirten Vali Karaloğlu, “Antalya’da her şey kontrolümüz altında
ilerlerken ve hasta sayımız sıfıra indi derken cezaevinden tahliye olan
insanların taşımış olduğu virüsün hızla yayılması sonucunda bu tedbirleri almak
zorunda kaldık. Yani bu karantina uygulamaları Antalya'da durumun çok kötü
olduğunun değil, Antalya'daki bu iyi durumun devam etmesi için alınmış olan çok
önemli tedbirlerdir. Güvenlik güçlerimiz karantina mahallelerini sıkı sıkı
takip ederken, sağlık ekiplerimiz de tarama yapmaya ve hastaların bir an önce
sağlığına kavuşması için tedavi süreçlerini takip etmeye devam ediyor. Bizim
Antalya olarak pandemi sürecindeki farkımız proaktif davranıp, olayları önceden
önlemeye yönelik aldığımız tedbirler oldu. Bildiğiniz gibi Antalya olarak
Türkiye'de ilk şehir giriş çıkışlarını biz kapattık. Ticaret ve Sanayi
Odamızla, Esnaf ve Sanatkârlar Odamızla müşterek çalışarak ilimizdeki
esnafların çalışma saatlerini planladık. Antalya'yı korumaya çalıştık ve bunun
karşılığını aldık. İnşallah önümüzdeki 10 gün içerisinde pandemi sorununu
tamamen çözmüş olacağız” ifadelerini
kullandı.
51 KİŞİ HASTANELERDE
Antalya'da hastanelerde tedavi edilen 51 vatandaşımızın
olduğunu belirten Vali Karaloğlu, “51 vakadan 3 tanesi yoğun bakımda geriye
kalan 48 vatandaşımızın normal servislerde tedavisi devam ediyor. 14
vatandaşımız ise bu süreçte hayatını kaybetti. Pandemi dolayısıyla hayatını
kaybeden bütün vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Bu dönemde
Antalya'da 29 sağlık çalışanımız ise maalesef virüse maruz kaldı. 29 sağlık
çalışanımızdan 28 tanesinin tedavileri tamamlandı ve görevlerine geri döndüler.
Sadece bir sağlık personelimizin tedavisi devam ediyor. İnşallah o sağlık
çalışanımız da sağlığına kavuşacak ve görevinin başına dönecek. Ben bu
vesileyle hem Antalya'mızdaki hem ülkemizdeki bütün sağlık çalışanlarımıza
gönülden teşekkür ediyorum" dedi.
PANDEMİNİN EKONOMİK BOYUTU
Bu sürecin bir de ekonomik boyutunun olduğunu belirten Vali
Karaloğlu, "Toplumun her kesimi bu pandemiden etkilendi. Vatandaşlar
etkilendi, çalışanlar etkilendi, esnafımız ve işletmelerimiz etkilendi.
Devletimiz her kesime ulaşmaya çalıştı. Herkesin problemini çözecek çözümler
üretmeye çalıştı. Özellikle Ekonomik İstikrar Kalkınma Programları sayesinde
hem vatandaşa dönük, hem çalışanlara dönük, hem de işletmelere dönük çok önemli
destekler çok önemli iyileştirmeler yapıldı. Ekonomik İstikrar Kalkınma Paketi
kapsamında Antalya’da yapılan yardımlarda birinci fazda 38 bin 714 kişiye,
ikinci fazda 38 bin 667 kişiye, 3. fazda da yine 41 bin 528 kişiye biner lira
olmak üzere toplamda 118 bin 909 vatandaşımıza 118 milyon 909 bin yardım
ilettik. Bu yardımlar karşılıksız, hibe olarak vatandaşımıza vermiş olduğumuz
destek. Ramazan ayı boyunca da vatandaşlarımıza gıda yardım kolileri de
dağıttık. Hayırseverlerimiz ve STK’larımızın da destekleriyle 19 ilçemizde
bulunan Vefa Sosyal Destek Grupları aracılığıyla yaklaşık 50 bin ailemize gıda
paketi ilettik. Sosyal Devlet anlayışımızla vatandaşımızın her türlü
mağduriyetini gidermeye gayret ediyoruz. Antalya’mızda 23 bin 558 işyeri kısa
çalışma ödeneğine başvurdu. Başvuru yapan tüm vatandaşların beyanını esas alıp
160 bin çalışanımızın kısa çalışma ödeneği ödemeleri de tamamlandı. Ayrıca 7
bin çalışanımız da işsizlik ödeneğinden istifade etti. Şu anda Antalya elindeki
başvuruların %90’dan fazlasını sisteme girerek Türkiye’deki en başarılı il
olarak birinci sırada. İŞ-KUR’daki arkadaşlarımız da gece gündüz çalıştılar,
çok teşekkür ediyoruz. Son olarak da Antalya'da 12 milyon maske dağıtımı
gerçekleştirdik. Bu maskelerden 6 milyon adeti eczanelerimiz aracılığıyla vatandaşa
ulaştırıldı. Bu süreçte vatandaşla aramızda köprü görevi gören Eczacılar
Odasına ve eczacılarımıza da teşekkür ediyorum" dedi.
334 BİN TALEBE CEVAP
Korana virüs sürecinde 65 yaş üstü ve 20 yaş altı
vatandaşlarımız için sokağa çıkma kısıtlaması getirildiğini belirten
Karaloğlu,”Özellikle 65 yaş üstü ve kronik rahatsızlığı olan vatandaşlarımızın
taleplerini yerine getirmek için Türkiye'de 81 ilde ve 921 ilçede Vefa Sosyal
Destek Grupları oluşturuldu. Bu grupların içerisinde askerden polise,
öğretmenden imama, Belediye zabıtasından PTT personeline kadar bütün kamu
kurumlarından çalışanlar yer aldı. 112 acil çağrı merkezi aracılığıyla 211 bin
vatandaşımızın, 133 bin vatandaşımızın da de acıkkapı.gov.tr dijital adresi
üzerinden olmak üzere 344 bin talebe Vefa Sosyal Destek Grupları aracılığıyla
cevap verdik. Vatandaşın her türlü ihtiyacını karşılamaya çalıştık"
ifadelerini kullandı.
KAMU BANKALARINDAN KREDİ
Bankası, Halkbank ve
Vakıflar Bankası olmak üzere 3 Kamu Bankasının da bu dönemde özellikle iş
insanlarına sıcak paraya ulaşmak konusunda yardımcı olduğunu aktaran Karaloğlu,
“Antalya'da bankalar kredi verme işlemlerine devam ediyor. İş insanlarımızın ve
vatandaşlarımızın bireysel kredi ihtiyaçlarının yerine getirilmesi konusunda
özellikle bu 3 banka gece gündüz demeden ve hafta sonu özel izin alarak
bireysel kredi taleplerini büyük oranda yerine getirdiler. Bu süreçte Ziraat
Bankası toplamda 2 milyar 800 milyon TL kredi kullandırmış. Bunun 2 milyar 100
milyonu işletmelere 700 milyonu bireysel kredi olarak vatandaşa kullandırılmış.
Vakıfbank, 2 milyar 400 TL kredi kullandırmış. Bunun 2 milyar 100 milyonu
işletmelere 300 milyonu ise bireysel kredi olarak kullandırılmış. Halkbank ise
6 milyar kredi kullandırmış. Bunun 3 milyar 50 milyon TL si işletmelere,700
milyonu bireysel kredi ve 2 milyar 250 milyon TL'si ise esnaflara
kullandırılmış. Şu anda önemli olan sıcak paraya ulaşmaktır. İşletmeleri
yaşatabilmek en önemli görevimiz. İşletmelerimizi pandemi sonrasındaki dönemde
ayakta tutup koşar hale getirmemiz gerekiyor" diye konuştu.
EYLÜL İÇİN 2.5 MİLYON İDDİASI
Sektör olarak baktığımızda Antalya'da en fazla turizm
sektörünün pandemiden etkilendiğini aktaran Karaloğlu, “Tabi ki bu süreçte
Turizm sektörünün toplu olarak kepenk indirmesiyle birlikte Antalya’da turizm
yara aldı. Uluslararası bütün trafik durmuş oldu ama bir şeyi unutmayalım,
krizden çıkarken bu süreçten sonra en hızlı toparlanacak sektörlerden biri de
yine turizm olacaktır çünkü insanlar taleplerini ortadan kaldırmadı. İnsanlar
sadece taleplerini erteliyorlar. İnşallah 1 Haziran itibarıyla şehirlerarası
seyahat yasağı kalkıyor. Daha önce kapatmak zorunda kaldığımız ve turizmle
bağlantılı olan restoranlar, lokantalar, kafeler, sahiller, parklar ve mesire
alanları açılmış olacak. İnsanlar evde kalmaktan sıkıldı ve hepimizin tatile
ihtiyacı var. İç turizmde 1 Haziran itibarıyla çok ciddi bir hareketlilik
olacak. Dış turizmde ise özellikle Almanya ile bilet satışları başladı.
Ülkelerin pandemi sonuçlarına göre de dış turizmde özellikle 2020 yılının
ikinci yarısında çok ciddi bir hareketlilik yaşanacaktır. Antalya'ya en kötü
ihtimalle 2.5 milyon turistin gelmesi konusunda iddiada bulunlar oluyor. Ben bu
rakamın sadece Eylül ayı içerisinde yakalanacağını tahmin ediyorum. İnşallah
önümüzdeki dönem, geçtiğimiz dönem kaybettiğimiz kayıpların telafi edildiği bir
dönem olacak” mesajını verdi. İHA