AKSAV emekçileri adına basın açıklamasını okuyan Yüksel Doğan, “Bizler Antalya Kültür Sanat Vakfı’nda (AKSAV) çeşitli pozisyonlarda, yıllarca hizmet etmiş, bir gecede işten çıkartılmış, ellerine birikmiş maaşları, kıdem ve ihbar tazminatları ödeneceği söylenen belgeler tutuşturulup ve aylarca maaşlarını da alamamış durumda bırakılan Altın Portakal eski emekçileriyiz. Altın Portakal Film Festivali’ni gerçekleştirmek için 1995 yılında Antalya Büyükşehir Belediyesi önderliğinde Altın Portakal Kültür ve Sanat Vakfı adıyla 52 üyeyle kurulan, 2002 yılından itibaren AKSAV adıyla hizmet veren vakfın emekçileriyiz. Aramızda 5 yılını festivale adamış emekçilerden 25 yıldır kesintisiz çalışanlara kadar 30 kadar emekçi bulunmaktadır” ifadelerini kullandı.
“FESTİVAL BİZİM EMEĞİMİZLE YAPILDI”
Yüksel Doğan “Bugün burada, bu yıl 60. yılını kutlayacak olan Antalya'nın bir sanat şehri olarak anılmasında sanatçılarla doğrudan buluşulan bir şehir olmasında en önemli etkinlik olan Altın Portakal Film Festivali’nin eski emekçileri olarak toplandık. Altın Portakal Film festivallerinin bilinen yüzünü herkes bilir de, bizim yapacağımız bu açıklamaları pek az kişi bilir. Bizler Antalya Kültür Sanat Vakfı’nda AKSAV çeşitli pozisyonlarda, yıllarca hizmet etmiş, bir gecede işten çıkartılmış, ellerine birikmiş maaşları, kıdem ve ihbar tazminatları ödeneceği söylenen belgeler tutuşturulmuş, aylarca maaşlarını dahi alamamış durumda bırakılan Altın Portakal’ın eski emekçileriyiz. Altın Portakal Film Festivali’ni gerçekleştirmek için 1995 yılında 52 üyeyle Antalya Büyükşehir Belediyesi önderliğinde Altın Portakal Kültür Ve Sanat Vakfı adıyla kurulan, 2002 yılından itibaren Antalya Kültür Sanat Vakfı AKSAV adıyla hizmet veren vakfın emekçileriyiz. Aramızda 5 yılını festivale adamış emekçilerden 25 yıldır kesintisiz çalışanlara kadar 30 kadar emekçi bulunmaktadır” dedi.
“DAVANIN ARKASINA SIĞINDILAR”
“2014 yılında vakıf kapanıyor gerekçesiyle iş akdine son verilen yaklaşık 30 kadar emekçi hâlâ tazminat ve haklarını alamamıştır” diyerek haklarını almak istediklerini dile getiren yüksel Doğan, “Yılan hikâyesine dönen 9 yıllık süreçte gelinen nokta kocaman bir hiçtir. Yıllarca film festivalinin mutfağında türlü görevlerde her türlü özveriyle çalışmış olan bizler 2014 Mayıs ayında, vakfın Antalya Büyükşehir Belediyesi ile olan işbirliğinin bittiği ve artık vakfın kapanacağı gerekçesiyle işten çıkarıldık. Süreçte birikmiş hak ve tazminatlarımızın bir türlü ödenmediği dönemlerde AKSAV yönetiminden bizlere verilen yanıt hep aynı oldu. Vakfın Antalya Büyükşehir Belediyesi’nden festivale dair alacağı olduğu ve vakıf ile belediye arasındaki dava sonuçlanınca alacaklarımızın bizlere verileceğiydi. Her seferinde AKSAV ile Büyükşehir Belediyesi arasındaki bir türlü sonlanmayan dava gerekçe gösterildi. Ne vakıf yönetiminden ne de Büyükşehir Belediyesi’nden taleplerimize olumlu bir yanıt alamadık. Vakfın kasası yanlış politikalar nedeniyle tamamen boşaldığı için vakıf ödeme yapamayacağını belirtti. Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne seçilen her başkanla görüşme taleplerimiz her seferinde bir engele takıldı. Vakıf ile belediye arasında devam eden davanın arkasına sığınıldı” diye konuştu.
“EMEKÇİNİN HAKKINA GELİNCE SUSTULAR”
Doğan, “Bu dava devam ederken AKSAV’ın birikmiş SGK ve vergi borçları ödenerek yönetim kurulu üzerindeki icralar Menderes Türel döneminde kapatılmış, sıra emekçilerin haklarına gelince kocaman bir sessizlik olmuştur. Belediye AKSAV’ı kurum olarak tanırken emekçiler neden yok sayılmaktadır. Bizler bu davanın çözülmesi haklarımızın alınmasıyla ilgili uzun yıllardır olumlu ve umutlu yaklaşımlarla her belediye başkanına önyargısız yaklaştık. Muhittin Böcek’in başkanlığı sürecinde de süregelen sessizlik artık biz emekçilerin sabrını taşırmıştır. Bir türlü çözüme ulaştırılmayan süreçte yanlış politikalar ve kararlara imza atanlar bu süreçten yara almadan kurtulurken işlevsiz kılınan vakfın emekçileri olan bizler bu sürecin sonuçlarına katlanmak zorunda bırakıldık. Bizler sessizliğimizi bozarak Pandora’nın kutusunu açıyoruz” dedi
“SİYASİLER NEREDE?”
“Bizler bugün burada eski Altın Portakal emekçileri olarak sesleniyoruz” diyen Doğan, “Vakfın kurucuları Antalya'nın iş, politika, medya ve kültür-sanat dünyalarının önemli isimlerinin de aralarında bulunduğu tüm kişilere sesleniyoruz. Her belediye başkanının geçmiş yıllarda vakıf başkanı olduğu dönemden 2012 yılı itibariyle de vakfın onursal başkanı olduğu döneme kadar bu vakfın, kendi kirli siyasetleriyle, egolarıyla, kavgalarıyla bizleri nasıl mağdur ettiğini anlatmak istiyoruz. Nerede onursal başkan olan belediye başkanları? Nerede belediye başkanlarına yakın olan siyasiler veya idareciler, neredesiniz?” diyerek yöneticilere yüklendi
“VAKFI KEMİRDİLER”
“Herkes alacağını aldı, vakfı kemirdi, vakfın nimetlerinden yararlandı ve maalesef geriyle emek yönüyle mağdur edilen bizler kaldık” ifadelerini kullanan Doğan, mağduriyetleri giderilene kadar eylemlere devam edeceklerini belirterek, “Çifte standart o kadar açıktır ki, gelen belediye başkanı, giden belediye başkanının ve yakınlarının kamu borçlarını ödemiş, vakfın tüm nimetlerinden yararlanan yöneticilerin kamu borçları ödenmiş, bizler hiç akıllara gelmemişizdir. Bu birileri için büyük bir utanç meselesi olması gerekirken, idarecilerin birbirlerine olan tutkunluğunun, siyaset üstü tezahürü olarak gerçekleşmiştir. Halen AKSAV ile Büyükşehir Belediyesi arasında devam eden bir dava olup, bu davanın geç açılması da bir başka ayıptır ki bu da bizlerin bir şekilde ve yıllardır mağdur olmamıza sebep olan olaylardan, bir tanesidir” dedi.
“HAKLI İSYANIMIZA KULAK VERİN”
Doğan, “Belediye Başkanlığı’nın mahkemeye verdiği cevap da AKSAV’ı haklı olduğunu ortaya koyarken, bu davanın uzun yıllardır neden sürüncemede bırakıldığını hiç bir vicdanlı kimse açıklayamamaktadır. AKSAV’ın belediyeden alacağı bedelin, siyasi egolar veya nedenlerle ödenmediğini, ödenmesinin geciktirildiğini ortada olup, uzun yılardır bizlerin mağdur edildiği acı bir gerçektir. Belediye Başkanları değişmiştir. Ancak AKSAV’ın nimetlerinden yararlanan kadrolar belediyede yine işbaşındadırlar. Peki bu kadrolar, başta mevcut belediye başkanı ve genel sekreteri olmak üzere, bizim yıllardır mağdur olduğumuzu bilip de bize ve avukatımıza bir randevu vermek nezaketini neden göstermemişlerdir? Marifet kırmızı halıda yürümek, televizyonlarda boy göstermek değildir. Marifet en basit tabirle erdemli siyaset; kırmızı halıya emek verenlerle yüzleşebilmek ve emeklerinin karşılığını ödeyebilmektir. Bu aşamada sorunu kimin yarattığına odaklanan değil, sorunu nasıl çözmek gerekir diyen siyasetçilere, duyarlı ve vicdanlı yöneticilere ihtiyaç bulunulmaktadır. Dileriz haklı isyanımız ve başlattığımız hak mücadelesine kulak verecek birileri hala vardır” diyerek açıklamasını sonlandırdı
Arda KIR