AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fahiş
fiyat artışları ve kiraların artmasıyla öğrencilerin ev bulmakta zorlanmasına
dair nasıl bir adım atacakları sorusu üzerine, "Biz göreve geldiğimizde
üniversite öğrencilerinin aldığı burs 45 liracıktı. Elinize, dilinize dursun.
Şu anda bunlar 650 liraya çıktı. Nereden, nereye geldik…" ifadesine en
sert tepki Eğitim-İş Antalya Şube Yönetim Kurulu’ndan geldi.
‘Göreve geldiğimizde denilerek akıllıca bir tarih
seçilmiş, 2000 krizi diye bilinen ve özellikle gıda fiyatlarındaki artışı
2002'de gösteren sancılı süreç işaret edilmiştir’ denilen Eğitim-İş
açıklamasında, Erdoğan’ın ekonomi derslerinde okutulacak kadar ülkenin ekonomi
tarihine işleyen bir krizle şimdiyi kıyaslamasının rakamların birçok açıdan o
dönemden kötü durumda olduğumuzu göstermesinin sonucu olduğuna değinildi.
AKP YAZARDAN ÖĞRENCİLERE ‘PEYNİR YEMEYİN’ TAVSİYESİ
İşte dikkat çeken o açıklama:
“Üniversiteli gençlerimizin durumuna sadece temel gıda maddeleri üzerinden bakacak olursak, karşımıza çıkan tablo utanç vericidir. O tarihte bir öğrenci aldığı 45.000.000'lik (eski parayla) bursla 14 kilo peynir alabiliyorken şimdi 10,5 kiloyu ancak alabilmektedir. Bir havuz medya yazarı, "Herkes peynir yiyecek değil ya" diye yazmadan önce, temel ve en ucuz protein kaynağı olan, öğrenci evlerinin vazgeçilmezi olan yumurtaya bakılabilir. AKP iktidara geldiğinde bir üniversiteli aldığı bursla 967 yumurta alabiliyorken, şimdi 433 yumurtayla yetinmek durumundadır. Kendi çocuklarına galeri dolusu arabalar alanlar, halkın evlatlarına bir menemeni çok görmüş haldedir. Kırmızı et, artık ülkenin büyük kesimi için lüks olduğuna göre, daha basit bir diğer temel gıda maddesi olan pirinçe bakılabilir. Erdoğan göreve geldiğinde bir üniversiteli aldığı bursla 22,5 kilo pirinç alabiliyorken, şimdi aynı markadan sadece 11 kilo alabilecektir.
Yani eğer bu bir obeziteyle savaşma taktiği değilse, bu
yüzde 50'lik düşüş açıklanamaz bir rezalettir. Halkın çocuklarına tereyağı ve
zeytinyağını çok görecekleri için ayçiçek yağına bakmayı uygun buluyoruz: 2002
yılında bir üniversiteli bursuyla 29 litre ayçiçek yağı alabiliyorken, şimdi
sadece 23 litre alabilmektedir. Gerçekleri artık eş dostun başına getirildiği
resmi kurumların rakamları bile gizleyememektedir. Türkiye İstatistik
Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı tüketici fiyat endeksi (TÜFE) ise Aralık 2002
Aralık ayından Kasım 2020'e kadar yüzde 409 artmıştır. Bu veri; Aralık
2002’de 100 liraya alınan bir mal sepetinin Kasım 2020'de ancak 509 TL'ye
alınabildiğini ispat etmektedir. O dönemki bursla cep telefonu alınabiliyorken,
şimdiki burs miktarıyla temel gıda maddelerini içeren bir alışveriş
yapıldığında en fazla 10 günlük ev ihtiyacı karşılanabilmektedir.”
‘GENÇLERİN AZARA DEĞİL DESTEĞE İHTİYACI VAR’
Durumun 2000 krizinden bile beter olduğunu savunan Eğitim-İş Antalya Şube Yönetim Kurulu şu değerlendirmelerde bulundu:
“Eskiden bu ülkede orta sınıf aileler için "üniversiteyi kazanırsan sana bir araba alacağım" sözü gelenekselleşmişken, şimdi o gencimize dondurma çubuğu çekilişinden bir araba çıksa dahi aileler benzin parasını ödeyebilecek durumda değildir. AKP iktidarının yoksul aileler için kabusa dönüşen ve her sene kaldırıldığı açıklandığı halde bir sistem garabeti olarak varlığını sürdüren harçların, sayelerinde kalktığını söylemesi de burs açıklaması kadar trajikomik olmuştur.
4 gencin 1'inin işsiz olduğu, Avrupa'daki yaşıtları dünyayı
gezerken bizim gençlerimizin istediği kitapları alabilmek için bile yaz
boyu çalıştığı, gençlerimizin yarısından fazlasının yurtdışında yaşama hayali
kurduğu bir ülkenin siyasi iktidarı, en azından bu konuya gerçekçi
yaklaşmalıdır. Bu ülkenin gençlerinin azarlanmaya, baskılanmaya, sindirilmeye,
borçlandırılmaya değil desteklenmeye ihtiyacı vardır. İtibardan tasarruf
olmaz diyerek halkın parasıyla edindikleri hiçbir lüksten geri kalmayanların
anlamadığı gerçek, bir ülke için en büyük itibarın iyi yetişmiş, iyi eğitim
almış, mutlu ve gelecek dolu gençlerle dolu olmasıdır.”
Akdeniz Gerçek Haber Merkezi