Büyükşehir Belediye Başkanı Akaydın, “Milli Emlak belediyeye düşmanca davranıyor. Benden önceki belediye başkanları zamanında yapılan tahsisleri ya kaldırdılar ya da geçici tahsisleri kesine çevirmediler. Bunlar tamamen siyasi. Yaşanan siyasi olayın arkasında bir tek Antalyalı olan AKP’li politikacı var” diyerek AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Antalya Milletvekili Menderes Türel’i işaret ederek, “Bunları oylarınızla cezalandıracaksınız” dedi.
Güllük ve Konyaaltı Caddesi esnafıyla buluşan Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, bir esnafın trafolara yönelik sorusu üzerine Milli Emlak’la ilgili yaşadığı sorunları aktarırken, Antalyalı bir milletvekilini de esnafa şikayet etti. Antalya’daki trafoların rezaletliğine dikkat çekerek başladığı konuşmada adını vermek istemediği milletvekilini de sert bir dille eleştiren Akaydın, “Modern dünyada bunların hepsi yeraltına alınıyor. Bizde devamlı Belediye meclisinde trafoların yeraltına alınmasının maliyetinin TEDAŞ tarafından karşılanmasının kavgasını yapıyoruz. İmar planlarında yeni yapılacak trafoların yeraltına alınması için TEDAŞ’a planlama yoluyla da zorluk çıkarıyoruz. Milli Emlak belediyeye düşmanca davranıyor. Benden önceki belediye başkanları zamanında tahsis edilmiş yerler ya da geçici tahsis yapılmış yerler, ya tahsisleri kaldırdılar ya da geçici tahsisleri kesine çevirmediler. Bunun için Maliye Bakanı’ndan randevu istedim. Bunun için Ankara’ya gittim. Milli Emlak Genel Müdürü ve müsteşarla görüştüm. Olmadı. Bunun için iki sene evvel milletvekillerinin hepsine mektup yazdım. Tek tek yazdım. Yavuz Özcan Parkı önemli değil en önemlisi Atatürk Parkı. Yani yıllardır Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne tahsis edilen parkı ben geri alacağım diyor. Gerekçe yok. Şimdi oradaki esnafın da aynı durumu var. Ecrimisille karşı karşıyalar. Haksızca bir durum ve mahkemeler bozdu bu kararı. Bunlar tamamen siyasi” dedi.
“BUNLARI OYLARINIZLA CEZALANDIRACAKSINIZ”
Yaşanan siyasi olayın arkasında bir tek Antalyalı olan AKP’li politikacının olduğunu da belirten Akaydın konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yani hangi kapıyı çalsak ben bu politikacının adını vermiyorum ama herkes biliyor kim olduğunu. Hangi kapıyı çalsanız diyorlar ki ‘Başkanım sizi çok seviyoruz. Çok haklısınız ama maalesef bu siyaset. Bu siyasetin arkasındaki düğüm de o adam.’ Ama bu Antalya’nın düşmanlığıdır. Hangi siyasi partiden olursa olsun politikacı Antalya’nın çıkarına olan bir işin arkasında durmak zorundadır. Bunları oylarınızla cezalandıracaksınız. Konyaaltı sahili de öyle. Arkadaşlar dünyanın her yerinde bu tür yerler belediyelere tahsis edilir. Belediye de halkın yararına en düzgün şekilde nasıl işletecekse işletir. Belediye de tabiî ki burayı kullanan kişilerden bir işgaliye ya da kira da alır. Dünyanın da Türkiye’nin her yerinde böyle. Ama belediye CHP’li ya da MHP’li olunca durum değişiyor. Ama bu sorunun arkasında bir tek Antalyalı politikacı vardır. Hangi kapıyı çalsak karşımıza o politikacı çıkıyor. Herkes biliyor bu durumu. Ama adını söylemeyeceğim.”
“BU SEÇİM BAŞKA BİR SEÇİM”
Seçimlere değinen ve Türkiye’nin gündemini di değerlendiren Başkan Akaydın, “Önümüzdeki yıl 11 ay kaldı bir seçim yaşayacağız. Bu seçim başka bir seçim. Türkiye üzerinde ciddi oyunların oynandığı bir seçim. Biliyorsunuz Sayın Başbakanım bir açılımdır tutturdu. Açılımın içinde barışa karşı hiçbirimiz değiliz. Irkçı mıyız? Hiçbirimizi ırkçı değiliz. Bu ülkenin misak-ı milli sınırları içinde yaşayan her türlü etnik köken bizim vatandaşımız ve kardeşimizdir. Türkü, Kürdü, Lazı, Boşnak’ı, Çeçen’i, Çerkez’i hepsi böyle. Ama maalesef kökü dışarıda olan hatta Türkiye üzerinde hesabı olan hatta daha önemlisi Türkiye’nin komşusu olan ülkelerin enerjisi, petrolü, gazı hesabında olan dış ülkeler Türkiye’yi karıştırıyorlar. Bu açılımın kötü bir dörtgeni var karesi var. Bir köşesinde dış güçler ne demek istediğimizi çok iyi biliyorsunuz. Bir köşesinde Abdullah Öcalan, diğer köşesinde Recep Tayyip Erdoğan, öbür köşesinde İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu bulunuyor. Bu son 1 ayda eklendi önceden yoktu. Hesap nedir? Türkiye’de emperyalist ülkelerin çıkarlarını koruyacak bölünmüş küçük devletler oluşturmak. Hiç bunun içinde insan hakları ve demokrasi yoktur. Çünkü demokrasi Afrika ülkelerine de gereklidir. Ancak Afrika’da demokrasi yok var mı? Arabistan’da demokrasi var mı? Dünyanın en büyük ülkelerinden olan Çin’de demokrasi var mıdır? Neden bu ülkelerle uğraşılmıyor da Arap ülkeleri ve Müslüman coğrafyasıyla uğraşıyorlar? Türkiye’de demokrasi var mı? Yani varmış gibi yaşıyoruz 70 senedir. Demokrasi olsa hapishaneler bu kadar suçsuz insanlarla dolmaz. Bir ülkenin silahlı kuvvetlerinin başı terör örgütü kurmakla suçlanarak içerideyken terör örgütünün başının ülkeyi yönetmeye kalkıştığı bir dünya ülkesi yok. Dünyada hiçbir ülke yok ki hükümet terör örgütüyle direk mutabakata girsin görüşmeye girsin. Yok böyle bir şey. Ama meclise girmiş siyasi temsilcisi varsa halkın oyuyla ona da diyeceğimiz bir şey yok olabilir. Bakın bu söylediklerimin altını çiziyorum. Türkiye kardeş kavgasına götürülmektedir. Şu anda geçmişte yapılan haksızlıkların hepsini lanetliyorum. Türk vatandaş olarak benim hangi hakkım varsa Türk kökenli cumhuriyet vatandaşlarının da aynı hakları var. Aksini iddia eden varsa tartışırım. Ama bunlara rağmen şuan yapılanlar Türk ve Kürt kökenli vatandaşlar arasında ülkeyi çatışmaya doğru götürüyor. Yani barışa götürelim derken çatışmaya götürülüyor. Yoksa hiç kimse barışa karşı değil. Benim eniştem Kürt çok seviyorum kaliteli bir insan. Benim yeğenim yüzde 50 Türk, yüzde 50 Kürt kanı taşıyor. Bu ülke böyle giderse ne olacak bu çocuk istikbalde. Yani hangi kimliği geliştirecek bu kafayla giderse. Çocuk diyecek ki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Etnik kimliğimde yüzde 50-50 diyecek. Bunun gibi ülkemizde milyonun üzerinde aile var arkadaşlar. Federasyonmuş, bağımsızlıkmış inanın bu ülkede yaşayan Kürt vatandaşlarım bile ancak 3’te biri oda BDP’nin kandırabildikleridir. 3’te 2’si bu kafada değil. 3’te 2’si biliyor çünkü ne olacağını. Onun için önümüzdeki seçim vatandaşın sadece belediye başkanı seçeceği bir seçim değil Türkiye’de bu işleri çözmüş, algılamış, kazanma şansı yüksek o bölgenin siyasi geleceği en yüksek ona oy verme seçimidir” dedi.
“TAYYİP BEY DUVARA TOSLADI”
“Tayyip Erdoğan’ın izlediği politika bölücülüktür bunun altını çizerim” diyerek sözlerini sürdüren Akaydın, “Ben hocayım bu konuda öngörülerim var. Dilerim bunda başarılı olmaz. Olursa bir hocamız vardı bunları bize daha önce göstermişti dersiniz ama iş işten geçmiş olur. Bizim Irak’ta Suriye’de ne işimiz var. Şimdi Irak’ta bölünmenin eşiğindedir. Şii, Kürt, Sünni 3’e bölünecek. Irak’ta hesap budur. Suriye’de ki hesapta yine benzer hesaptır. Ama duvara tosladı Tayyip Bey bakın. Tükürdüklerinin hepsini kendi değimiyle söylüyorum yavaş yavaş yaladı. Beceremedi. Bundan 2 sene öncesine kadar kardeş bildiği Esad’la bugün kavga dövüş, ama Esad dimdik ayakta. Önümüzdeki seçim hesaplaşması sadece basit bir siyasi hesaplaşma olmayacak” diye konuştu. (Esin KÜMBETLİOĞLU)