Antalyaspor ilk yarıdaki en kritik maçlarından birine öylesine
olumsuzluklar içinde çıktı ki anlatmak çok zor yönetim yok, Teknik direktör
yok, Yıldız oyuncu Nasri, uzun süredir sakat bir de bunların üstüne kaptan Eto'o'nun
sakatlığı takımı olumsuz yönde etkiledi.
Tüm bunların yanı sıra Antalyaspor'un en büyük desteği ve adeta 12.
adamı olan seyirciden de yeterli desteği alamadı. Kırmızı beyazlı takımın böyle bir tabloda
sonrası çıkmış olduğu Gençlerbirliği müsabakasından bir puanla ayrılması bence
başarıydı. Ancak Antalyaspor’da çözümlenemeyen en önemli konu hemen her maçta
topla oynama oranı rakiplerine karşı daha yüksek olmasına rağmen orta saha ve
ileri uç iletişiminin bir türlü çözümlenememiş olması. Bu nedenle gol yollarını
bir türlü bulamıyorlar. Oynamış oldukları son iki maçta Vaingueur biraz olsun
bu oyuna uyum sağlamaya çalışmış olsa da yeterli olamamıştı. Kanımca ilk yarıda
başarılı bir oyun çıkaran bu oyuncu, anlaşılmaz bir şekilde ikinci yarı oyundan
alındı. Geri kalan oyuncular için sezon başından bu yana söylenenler hep aynı.
Maçı kazanmak için savaşmıyorlar. Son haftalarda Deniz Kadah'ta ciddi bir düşüş
va.r Maicon ise hala Antalyaspor'a yeterli katkıyı sağlayamıyor. Bu müsabakada
biraz olsun El Kebir gayret göstermiş olsa da yeterli değildi. Antalya seyircisi ve Antalyaspor bu
oyunculardan daha fazla gayret beklentisi içindeler. Elbette ki bu onların
hakkı. Rakip takım Gençlerbirliği kabul etmek gerekir ki Antalyaspor'a oranla
daha çok pozisyona girdi. Özellikle Manu ve N'Diaye takımları adına yıldızlaşan
oyunculardı.
Maçın FIFA kokartlı hakemi Alper Ulusoy, bu son derece kritik
müsabakada vasat bir yönetim gösterdi. Zaman zaman pozisyonlara uzak kaldı. Bu
nedenle vermiş olduğu kararlar inandırıcı olmadı. Maçın sonlarında Antalyaspor
adına vermiş olduğu penaltı kararı kesinlikle doğruydu.