Gezi eylemlerinin ardından “Ben doktorum, müdahale edebilirim” cümlesini tarihe gömen yasa, ilk yardımın önemini arttırdı. Daha çok insanın ilk yardım eğitimi alması için, eğitimleri belediyelerin üstlenmesi ve bu programların sınava bağlanması gündemde.
Gezi olaylarından sonra doktorların görev yerleri dışında karşılaştıkları hastalara müdahalesi yasayla sınırlandığından beri, ilk yardım uzmanlığı hayati önem taşıyor. Doktorlar ve ilk yardım uzmanları, yoldaki bir hastaya doktorun müdahale etmesinin sınırlandığını, ancak ilk yardım uzmanının yardım edebildiğini hatırlatarak, bu konuda toplumsal bir bilinçlenmeye ihtiyaç olduğunu vurguluyor. Bu konuda, ilk yardım eğitiminin niteliğinin arttırılmasından, eğitimleri belediyelerin üstlenmesine kadar çeşitli öneriler var.
DOKTOR MÜDAHALE EDEMİYOR
Antalya’da mobil sağlık hizmetleri veren İlkyardım Uzmanı Güner Keser Parlar, “Artık yolda gördüğü bir hastaya doktor bile müdahale edemiyor. Ama ilk yardım uzmanı müdahale edebiliyor. Sağlık sorunu yaşayan birine acil müdahale eden bir doktor, hapis ya da para cezası gibi yasal yaptırımlarla karşı karşıya kalabiliyor. Böyle durumlarda hayat kurtarabilmek adına ilk yardım uzmanlığı çok önemli hale geldi” dedi. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na göre, tehlike sınıfı ve çalışan sayısı ne olursa olsun işyerlerinde ilk yardımcı bulundurmak zorunlu. İlkyardım eğitimine katılanların çoğunun, bu yasal zorunluluk nedeniyle eğitim aldığını belirten İlkyardım Uzmanı Parlar, daha fazla sayıda insanın ilk yardımı bilmesine ihtiyaç olduğuna dikkat çekti. İlkyardımın artık bir sosyal sorumluluk haline gelmesi gerektiğini söyleyen Parlar, bu koşullarda insanların yaşamını koruyabilmek için herkesin eğitimi almasının hayati önem taşıdığını ifade etti.
2 DAKİKA HAYATA DÖNDÜRÜR
İlkyardım sayesinde çok sayıda insanın hayata döndürülebileceğini belirten 112 Acil Sağlık Hizmetleri’nde görevli Dr. Sercan Erin, “Gittiğimiz vakalarda sıklıkla görüyoruz ki, hastanın yakınları ya da o anda çevresinde olanlar ilk yardım bilse, belki de hepsi hayata döndürülebilir. Onlar, biz adrese ulaşana kadar kalp masajı, suni solunum yapabilse; epilepsili hastaya, şeker hastasına nasıl müdahale edileceğini bilse çok şey değişir” dedi. Acil müdahale gerektiren vakalarda 2 dakikanın bile hayati önem taşıdığını söyleyen Erin, “Birkaç dakika içinde ulaşsak bile, geçen o sürede hastanın kalbinin atmış olması çok önemli. Gittiğimiz yerde hastanın öldüğünü görüyoruz ya da hayata döndürsek bile kalbinin bir süre atmaması ya da vücudun oksijensiz kalması derin izler bırakıyor. O anda hastanın yanında olup 112’yi arayanlar, ardından ilk yardıma başlasalar, kişiyi eski sağlığına kavuşturabiliriz” diye konuştu.
BELEDİYELER EĞİTİM VERMELİ
İlkyardım uzmanlığı sertifikası verilecek kişilerin, hayatta uygulayabileceği ölçüde detaylı bir eğitim almasının öneminin altını çizen Dr. Sercan Erin, doktorlara verilen “temel yaşam desteği”, “ilk yardım” ve “çocuklara ilk yardım” gibi eğitimlerin, bir hafta süreli ve sınavlı bir kursla ilk yardım uzmanı olacak kişilere de verilmesi gerektiğini ifade etti. Belediyelere ilk yardım konusunda sosyal proje geliştirmeleri için çağrıda bulunan İlkyardım Uzmanı Güner Keser Parlar ise, “Belediyeler bu eğitimleri üstlenirse, çok sayıda insan ilk yardım eğitimi alabilir. Her işletmede bir kişinin ilk yardım yapabilmesi önemli, ancak yeterli değil. Bunu genele yayacak ve toplumsal bilinç kazandıracak projeler geliştirilmeli” diye konuştu.
YASA GEZİ’DEN SONRA ÇIKTI
Gezi eylemlerinin ardından meclisten geçen, tam günü düzenleyen torba yasada yer alan bir madde, olağanüstü durumlarda doktor müdahalesini sınırladı. Düzenlemeye göre, artık acil durumlarda orada bulunan doktorun, önce ambulansı çağırması gerekiyor, sonra ambulans gelene kadar sınırlı bir şekilde müdahale edebiliyor. Gelen ambulansta teknisyen varsa, oradaki doktor müdahale edemiyor. Aksi takdirde bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası alabiliyor. Gezi eylemleri sırasında yaralıları ve hastaları tedavi eden doktorlara yönelik olarak algılanan bu madde, aslında uygulamaya pek yansımıyor. Aralarında doktorların da bulunduğu bir kesimin söz konusu madde ile ilgili görüşü, insan haklarına aykırı olduğu yönünde. Bu nedenle, “Açılın ben doktorum” cümlesini hala duymak mümkün oluyor. Doktorlar, çalışma alanları dışında bir vaka ile karşılaştıklarında, eskiden olduğu gibi, öncelikli olarak 112’yi aradıktan sonra hastaya müdahale ediyor. Gelen ambulansta doktor yoksa cezai yaptırım riskine rağmen doktorlar ilk yardıma devam ettiğine rastlanıyor.
Ceren DENİZ