ABD’de 5 Kasım 2024 tarihinde yapılacak başkanlık seçimlerine günler kala, Cumhuriyetçi aday Donald Trump ve Demokrat aday Kamala Harris arasındaki çekişme giderek artıyor. Milyonlarca Amerikalı erken oy kullanarak seçim sürecine katılım sağlarken, özellikle Georgia gibi kritik eyaletler seçim sonucunu belirlemede önemli bir rol oynuyor. Florida Üniversitesi Seçim Laboratuvarı’na göre, yaklaşık 46 milyon seçmen erken oy kullanmış durumda; Georgia’da 2,8 milyon, Michigan’da ise 1,9 milyon seçmen sandığa giderek oyunu verdi.

ABD Başkanlık Seçimlerinde Son Düzlük Hangi Başkan Kazanacak?

Dindar Seçmenlere Hitap Etti

Georgia’da miting düzenleyen Trump, Ulusal İnanç Danışma Kurulu etkinliğinde dindar seçmenlere hitap etti. Trump, "Bu ülkenin dine ihtiyacı var," diyerek, seçmenleri radikal sol gruplara karşı çıkmaya çağırdı. Ancak Trump’ın bu çağrısı, New York’ta düzenlenen mitingde komedyen Tony Hinchcliffe’in Porto Riko’yu “yüzen çöp adası” olarak nitelendirmesinin ardından çeşitli tepkilere neden oldu. Trump’ın ekibi, komedyenin bu "şakanın" kampanyanın görüşlerini yansıtmadığını belirtti.

Harris Trump'a Tepki Gösterdi

Trump’ın açıklamalarına sert tepki gösteren Kamala Harris, Trump’ın "nefret ve bölünme" yaydığını ifade ederek, onun politikalarının toplumu yorduğunu söyledi. Harris, Trump’ın kendisine yönelik "faşist" suçlamasına da yanıt vererek, “Ben bir Nazi değilim, tam tersiyim,” diyerek karşılık verdi.

Gazze’de Her Geçen Gün Can Kaybı Artıyor Gazze’de Her Geçen Gün Can Kaybı Artıyor

ABD Başkanlık Seçimlerinde Son Düzlük Hangi Başkan Kazanacak?

Harris, seçim kampanyası kapsamında Corning Inc.’in Hemlock Semiconductor tesisini ziyaret etti ve burada üretim işlerine yatırım yapmanın önemini vurguladı. Ekonomiyle ilgili konuşmalarında işçi haklarına ve üretime dikkat çeken Harris, fiyatları düşürme ve ülkedeki konut sorununu hafifletme politikalarını açıklayarak seçmenlere daha güçlü bir ekonomik gelecek vadetti.

Anketler Baş Başa Gösteriyor

Reuters/Ipsos’un son anketlerine göre, Trump ve Harris arasında başa baş bir yarış söz konusu. Trump, koronavirüs pandemisinin etkileri ve Biden-Harris yönetimi sürecindeki yüksek enflasyon gibi ekonomik sorunlara vurgu yaparak, ekonomi yönetiminde güçlü olduğunu savunuyor. Harris ise, iş piyasasının Biden yönetimi altında toparlanmasını ve borsalardaki rekor seviyeleri öne çıkarıyor. Ancak, yükselen yaşam maliyetleri seçmenleri zorluyor ve her iki aday da ekonomik politikalarla seçmenlerin desteğini kazanmaya çalışıyor.

Trump ve Harris’in farklı görüşlere sahip olduğu konular arasında Ukrayna ve NATO’ya destek, ticaret vergileri, kürtaj hakları, vergiler ve demokratik ilkeler bulunuyor. Trump, dış politikada "önce Amerika" sloganını savunurken, Harris ise uluslararası ittifaklara ve insan haklarına vurgu yapıyor. Seçmenlerin ilgisini çeken bu ana başlıklar, ABD’nin gelecek dört yılını belirleyecek seçim sürecinde adayların farklı vizyonlarını ortaya koyuyor.

Kaynak: Haber Merkezi