TOPLUMSAL CEMRE

 

BİRİNCİ cemreyle birlikte havada değişiklik başlar.

 

AĞIR kış koşulları yerini yumuşamaya bırakır artık. Kişiler gerginlik yaratacak konuları konuşmaktan kaçınmaya, çok daha tatlı sıcak ilişkilere girmeye niyetlenir bugünden sonra. Soludukları hava ile kullandıkları sözcüklerle, birbirlerine karşı tavırlarıyla bakışlar yumuşar, yüzler gülümser.

 

SOKAKLARDA acayip kılıklar, değişik sloganlar, rengârenk (ayırıcı) bayraklar ve çatık kaşlar görünmez olur. Anadolu bir köprüdür; ama bu köprü üzerinde yaşayanlar kendi kaynak kültürlerini, ırklarını yüzyıllarca Ortadoğu’yu biçimlendirmiş, pardon, biçimsizleştirmiş dünya görüşlerini bu potada eritmiş durumdadırlar. Yunusların, Mevlanaların, Hacı Bektaş Velilerin ülkesi en az onlar kadar içinde yaşadıkları topluma saygılıdırlar; çünkü bu toplum 1071’den beri ‘Yaratılmışı Yaradan’dan Ötürü’ sevmektedir. ‘Eline, beline, diline’ hâkimdir. Güzel ahlakın bir simgesidir. Anadolu kültürünün etkisiyle bu toprakların İslam’ı bambaşka nitelikler taşır. Sevdirir dünyayı, korkutmaz.

 

ÇİÇEKLER başka başka açmaya, güneşler başka başka etkilemeye başlar bugünlerden sonra bu topraklarda. Toplumsal yaşam doğal müzik, engin hoşgörü alabildiğine canlanır. Halkın özgürlüğe, eşitliğe, adalete inancı kökleşir gitgide. Güvenlik güçleri (işsizlikten) yumuşar, insanlaşır. Yani diğer insanlardan biriymişçesine yapar, yapılacak görev çıkarsa. Vukuatsız bir toplumda da sevgiye zaman kalır.

 

TV’LERDE ve basında şok görüntüler, şok haberler görünmez olur. Kesmeler, biçmeler, yakıp yıkmalar, bitip tükenmeyen ağıt sahneleri kırk yılda bir (gerekirse) arşivlerden zorla bulunmaya çalışılır. İnsanlar huzur ve mutluluk içinde alabildiğine hızlı ve alabildiğine sağlıklı geçen zamanları teneffüs ederler. Her soluma, akciğerleri saf oksijenle doldurduğundan hücreleri yenilenir vücudun, dünya adeta yeniden kurulur. Yeni hayallerin gerçekleşmesi, yeni mutlulukların yaşanması için fazla güç harcamaz kişilerimiz.

 

20 ŞUBAT’LA birlikte başlar bu saydıklarım. Çünkü ben doğal olandan değil, Toplumsal Birinci Cemre’den söz ediyorum. Özlemle bekliyorum bu yumuşamayı. Gerçekleşeceğine tüm içtenliğimle inanıyorum!