Duayen çevreci Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, Döşemealtı’ndan Konyaaltı’na, oradan da Antalya Limanı’na inmesi planlanan hızlı tren projesi için bu çarpıcı yorumu yapıyor.

Türkiye Ormancılar Derneği(TOD)Batı Akdeniz Şubesi Başkanı olan Neyişçi, Antalya ile ilgili planlamaların Antalya’nın dışında, uzmanlara, danışılmaksızın ‘ben yaptım oldu’ mantığını anlayamadığını vurgulayarak, şunları söylüyor :

“Böyle ben yaptım oldu zihniyeti hiç doğru değil. Bu ülkede her şey böyle, proje yapıyorlar ve ‘göç yolda düzelir’ diye izinleri sonradan alıyorlar”

Antalya ilgili planlamaların mutlaka Antalya kamuoyu ile sivil toplum örgütleri ile tartışılması gerektiğini belirten Prof. Dr. Tuncay Neyişçi, siyasal iktidarın ve iktidar partisi belediyelerinin tutumunu şu sözlerle eleştiriyor :

“Sen siyasisin, karşı görüşü de al ve –sorumluluk ben de ben bu kararı alıyorum-de. Ama böyle her şey – saraydan kız kaçırma - gibi. Sanki bir yerlerden bir şeyler kaçırılıyormuş gibi bir intiba oluşuyor. Halbuki bu kadar oyu ve mecliste çoğunluğu olan iktidarın kendisi ciddiye almasa bile-başkalarına danışılıyormuş- gibi görünmesi lazım. Ciddiye almadığınız çoğu şeyden çok ciddi şeyler de çıkabilir”

Konuyu hatırlamakta yarar var..

Antalya Büyükşehir Belediye Meclisi’nde 100 bin ve 25 bin ölçekli planlara yapılan itirazların görüşüldüğü sırada, Döşemealtı bölgesindeki yaban hayatı koruma bölgesi, Termessos Milli Parkı, birinci derecede doğal sit alanı ve mutlak koruma alanlarından raylı sistem geçirileceğinin ortaya çıkması kamuoyunda yoğun tepkilere neden oluyor..

Olayın en ilginç yönü ise AKP hükümetinin iki bakanlığının birbirlerinden habersiz Antalya için hızlı tren projesi yapmaları..

Yani hızlı tren hattının Termessos Milli Parkı, birinci derecede doğal sit alanı ve yabanca hayatını mutlak koruma alanından geçirilmesini Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı planlıyor..

Akdeniz GERÇEK, bu vahim kararı ‘Milli Parka Tren Hançeri’ manşet haberiyle duyurunca Ankara’dan skandal bir açıklama geldi..

Bakınız söz konusu alanın sorumlusu konumundaki Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, gazetemize gönderdiği yazıda ne diyor :

“Gazetenizin 10.10.2017 tarihli nüshasında yayımlanan “Milli Parka Tren Hançeri” başlıklı haberinizdeki iddialara istinaden aşağıdaki açıklamanın yapılması gerekli görülmüştür. Haberde bahsi geçen Termesos Milli Parkı ve Döşemealtı’ndaki yaban hayatı koruma alanında tren geçiyor ifadelerinde bahsedildiğinin aksine Genel Müdürlüğümüzce bu alanlarda verilmiş bir izin olmayıp, alanlarımızda tren yolu yapımına yönelik herhangi bir faaliyet yoktur.  Sizin ve kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi maksadıyla bilgilerinize sunarız”

Güler misin, ağlar mısın ?

AKP hükümetinin iki bakanlığının düştüğü çelişkiye ne demeli ?

Bakanlığın biri, diğer bakanlığın sorumlu olduğu alana planlama yapıyor, diğer bakanlık bu planlamayı Akdeniz GERÇEK’in haberinden öğreniyor..

Yemeden içmeden bir yanlış buldum coşkusuyla ivedi yalanlama yoluna gitmeyi tercih ediyor..

Ediyor da planlamayı yapan bakanlık da, partili olan belediye de senin alanına proje hazırlıyor, sana sorma gereğini bile duymuyor.

Sen ise , Sizin ve kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi maksadıyla bilgilerinize sunarız” ifadeleriyle biten yazınla komik duruma düşüyorsun..

Acı ama gerçek Antalya’nın planları Antalya’nın bilgisi dışında, uzman görüşlerine başvurulmadan, kamuoyunu bilgilendirmeden, “ Her şeyin en iyisi ben bilirim, ben hep doğruyu yaparım” yanlışı ile at başı gidiyor..

Boğaçayı Projesi ile yer altı kaynaklarının kirleneceğini, tuzlanacağını sağır sultan bile duydu, Antalya’yı yönetenler duymamakta ısrar ediyor..

Yönetenler, hele hele Antalya gibi Türkiye’nin vizyon kentini yönetenler eleştiriye açık olmalı, meclislerdeki parmak üstünlüğüne güvenip Termessos konusunda olduğu gibi yanlışa düşüp, şoke olmamalı..

Antalya ilgili planlamalar Prof. Dr. Tuncay Neyişçi’nin dediği gibi saraydan kız kaçırma gibi değil de şeffaf bir şekilde olmalı, Antalya’nın kanaat  önderleri ile meslek odalarına da fikirleri sorulmalı..

Son yıllarda b yapılıyormuş gibi davranıldığı için Antalya beton kent olup çıktı..

Bu yüzden havamız kirlendi, trafik kilitlendi, Antalya’nın yaşam kalitesi düştü..

Antalya’yı yönetenler, koltukları bırakınca Antalya’da yaşayacaksınız..

O zaman Antalyalıların yüzüne nasıl bakacaksınız ?