Eğer yazın buradan tekne turuna filan
çıktıysanız, o günler yok. O canlılık yok. Tekneler derede bakıma çekilmiş.
Çayağzı’ndaki lokanta da artık yok. Giderken tedbirli olun. Yanınıza kiremitte
balık, bir duble rakı alamayacağınızı tabi de biliyorum. Ama atıştıracak
bişeyler alın, hani kan şekeriniz filan düşerse diye, su alın.
Çayağzı, Demre’nin limanı. 1993’lü yıllarda
burada kaldığım sırada her fırsatta sığındığım kuytu liman. İlçe merkezinden
sahile giderken yanında sıcak, şifalı su bir yanda antik kent kalıntıları,
yıkıntılar bir yanda o Demre Çayı üzerindeki balıkçı tekneleri beni hep
etkilemiştir.
25 yıl sonra ilk günkü gibi bu güzergahta
olmak, ilk sefer ki gibi heyecanla deklanşöre basmak tabii ki güzel bir duygu.
Ama yanında ilk kez seni oraya götüren kişi hala varsa, duygu tavan yapıyor.
Evet, “Demre” denince sol yanıma düşen Ahmet Bulut ile gittik Çayağzı’na. Bu
arada 25 yıl boyunca hiç uğramadığımız sanılmasın Demre ve Çayağzı’na.
“Amma geziyorsun yav” demeyin. Benim saklı
gizli yaşantım yok, gelirim de belli giderim de. Gezmek için çok paraya ihtiyaç
yok. Uber Taksi’den de ucuz gezi modelleri var. Hadi kendinize bir güzellik
yapın. Bir gün alın sırt çantanızı gidin de Demre'ye. Ama benim gibi yapmayın
olur mu? Yani ilçe merkezine otobüsle giderseniz Kaş otobüsüne binip ana yolda
inebilirsiniz ama en azından bir 3 km'yi yürümeyi göze almanız gerek o zaman.
Ben bu haltı Uşak Ulubey Kanyon’da da
yapmıştım. O kanyon zeminine hiç uygun olmayan ayakkabı ile, hiç uygun olmayan
saate, yanında sadece 200 miligram su ile 5 saat yürümüş adamım.
Bu arada bir de hatırlatma yapalım. Eğer
yazın buradan tekne turuna filan çıktıysanız, o günler yok. O canlılık yok.
Tekneler derede bakıma çekilmiş. Çayağzı’ndaki lokanta da artık yok. Giderken
tedbirli olun. Yanınıza kiremitte balık, bir duble rakı alamayacağınızı tabi de
biliyorum. Ama atıştıracak bişeyler alın, hani kan şekeriniz filan düşerse
diye, su alın.
Ben Çayıağzı’nın gün batımlarını da çok
severim. Dar zamana sıkışmış bu fotoğraflarda tabii ki gün batımı fotoğrafı
yok. Bu yazıyı kaleme alırken Ankara'da olmasaydım ve 30 yıllık arşivimi
karıştırma şansım olsaydı size 1993 yılında çekilmiş Siyah-beyaz Çayağzı
fotoğraflarını burada sunardım.
Sözü uzatmayacağım. Daha fazla fotoğrafa
yer kalsın diye. Demre masallarım burada bitmeyecek. Bir sonraki masada
buluşmak dileğiyle.