Dün bir haber vardı gazetenin birinde. Ankara, İstanbul ve Bursa gibi “değişim” yaşanan belediyelerde radikal kararların alınmaya devam ettiği, vatandaşın şikayetleri doğrultusunda düzenlemeler yapıldığı, popülist projelerin rafa kaldırıldığını filan anlatıyordu. Zaten haber kuşaklarında siz de bunlara rastlamışsınızdır.

AKP Kepez Belediyesi’ni aldığı ilk günlerde belediyenin çaycısından bile “proje” isteniyordu. Bunun altında yatanın “verimsiz” bahanesi bularak ya bana olduğu gibi belediyeden “uzaklaştırmak”, ya da “görev yerini değiştirmek” olduğunu anlamayan var mı? Bu arada ben galiba “fazla üretmek”ten kaybetmiştim. Mesut ve Erdal doğrusunu bilir.

Geçtiğimiz yerel seçimlerin öncesini anımsayalım mı? Eskiden Deve Güreşi, Ayrıkotu Festivali veya Dev Konser diye pavyon şarkıcısı getirmekle isim yapmaya çalışan küçücük belediyelerin başkanları ve adayları bile “Çılgın Proje” peşinde koşuşturuyordu.

Şimdi bakmayın “tasarruf” denildiğine. Ödenek bitti. İhaleler ilk yıllarda “gününden önce” teslim edilirken şimdi sürüncemede kalıyor.

Biz Antalyalılara burada sitem hakkı doğdu. Ben dedikodu peşinde filan değilim. Yanlış anlaşılmasın. Ama bizi rahatsız eden Antalya’nın Çılgın projeleri var. Gerçi Antalya’ya baktığımızda alınan altyapı hizmetlerinin genelde “Büyükşehir” değil “Bakanlık” tarafından yapılıyor ama 4 yılı aşkın süredir gündemimizi işgal eden söylemler var.

Örneğin Tünektepe, örneğin Boğaçayı, örneğin Lara Kruvaziyer Limanı, örneğin yeni otogar, hatta biraz toptancı hal. 6 tane altgeçit 5 ayda mı tamamlanmıştı? Hani şu CHP Büyükşehir Belediye Meclis üyelerinin “Bu altgeçitler Faaliyet Raporu’nda yok” dedikleri. Sahi Kepez Belediyesi’nin önündeki kavşak çalışması ne zaman başladı. Bitecek mi?

Demem o ki, Antalya Büyükşehir Belediyesi’de de bir değişim yapılsa da şu çılgınlıklara bir son mu verilseydi.

Ama yok. Benim demokrasi inancım buna aykırı. Türel’in seçilişinde bizar “sol” bile katkı sahibiydi. O zaman Oturduğu koltuğu beğensek te, beğenmesek de hak etmektedir.

Antalya bugüne kadar olduğu gibi önümüzdeki seçimde de sandıkta gerekeni yapacaktır. Bu da “Türel sandığa gömülecek” demek değildir. Biz memnun olmayabiliriz, kaygılarımız olabilir. Ama memnun bir kitle de vardır mutlaka. Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler.