Milliyetçi Hareket Partisi resmi web sayfasından
aldığımız Bahçeli’nin kurultay konuşmasını okuyoruz bugün.
MHP nihayet yaptı malum kurultayını. Birilerinin
desteğiyle “kılçığı alınmış balık” yedi Bahçeli. Muhalifsiz gidilen kongrede
rahattı. “Art niyetli şekilde ‘neredesiniz?’
diye soranlara, ‘gümbür gümbür işte buradayız’ diyoruz” dedi.
“Duruşu
olanın dev gibi bir davası, devasa hayalleri vardır” dedi bir de “iktidar” hayali kuramayıp “ittifak”
ile TBMM’ye tutunan Bahçeli..
“Bizim
için vefa, sadece bir semtin, bir ferdin ismi değildir” derken Cumhuriyet’in temel taşlarını yerinden
oynatan, kurucusunun adını silmeye çalışanlara nasıl bir vefa borcu olduğunu
anlayamadık.
“Bizim
inançlarımızın takası, telafisi, tehiri, ikamesi de asla görülmemiş,
görülemeyecektir”
derken iktidar olma inancını nerde kaybettiğini anlayamadık.
“Karşımızda
beka düzeyindeki tehditler artıyor ve yaygınlaşıyorken sorumluluktan
kaçamazdık, duruşumuzu bozamazdık, işbirliği ve uzlaşmaya kulak tıkayamazdık” derken “iktidar” olmayı bırakıp bir partiye yamanmak
nasıl bir duruş eseriydi anlayamadık.
“Cumhur
İttifakının siyasi kaygı ve polemiklerle zedelenmesine yerel ve genel düzeyde
müsaade etmeyeceğiz. Tabanda ittifak yok sözlerini elimizin tersiyle iteceğiz.
Çünkü bizde taban yoktur, dava arkadaşlarımız vardır, işte bu salondadır, hamd
olsun dimdik ayaktadır” dedi. Haklı,
AKP’ye ulak olmak istemeyenler zaten o salonda değildi.
“Her
seçim bizim için bir hilaldir, hilalin başarısının müjdesidir” dedi ya. Eridim bittim. Oysa sözünü ettiği seçim,
bir yıldır iyiden iyiye hissettiğimiz, “Tek Adam” rejimi için, hatırlatın
kendisine.
“Milliyetçi
Hareket Partisi 3 Kasım 2019’da çarpık tahmin, çürük tuzak, çorak tertipleri
yıkarak TBMM’de çok güçlü bir şekilde temsil edilecektir. Tüm hazırlıklarımız
ittifakın ilke ve esaslarına göre planlanıp uygulanacaktır” dedi ya. Demek ki pazarlık sağlam. Demek ki AKP
gerçekten sıkıntılı.
“Adalet
ve Kalkınma Partisi’yle milli zaruret ve mecburiyetleri değerlendirip milli
bekamızın muhatap kaldığı yüksek riskleri göğüslemek amacıyla yeni bir hükümet
sistemi üzerinde anlaştık. Cumhurbaşkanı Seçiminde adayımız aksi ve arızi bir
gelişme olmadıktan sonra Sayın Recep Tayyip Erdoğan’dır” cümlesi ancak Bahçeli gibi bir lidere yakışırdı.
Geçmişte durup dururken “yönetemiyoruz” deyip ülkeyi AKP’ye teslim eden erken
seçim kararını da tek başına kamuoyuna deklare etmişti.
“Cumhur
İttifakı, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuruluş felsefesine müzahir biçimde geleceğe
taşıyacaktır. Hiçbir odak, hiçbir mahfil, hiçbir güruh, hiçbir siyasi düşük
Cumhur İttifakını çatlatamayacaktır” dedi de şöyle tamamladı “
Hukukun üstünlüğüne, adalet ilkelerine riayet gösterilmelidir.” Demek ki
“Adalet” isteyen Kılıçdaroğlu haklıymış.
Bu arada son bir not. Hani CHP ile FETÖ elele ya.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde tuzağa düşürmeye çalıştılar ya Bahçeli’yi. Sahi
Ekmeleddin İslamoğlu hangi partinin milletvekili?