GAZETECİLER DÜNYA EVİNE GİRİYOR
MEHMET ÇINAR
DÜNYA
EVİNE GİRDİ
Doğan Haber Ajansı (DHA) Antalya Bürosu'nun
tecrübeli muhabiri Mehmet Çınar ile Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde
araştırma görevlisi Sevda Bora, iş, siyaset, sanat ve medya dünyasından çok
sayıda davetlinin katıldığı kır düğünüyle evlendi.
BİHTER
NALBANT VE
AHMET
ÇAKIL NİŞANLANDI
Deepo ve Mal Of Antalya AVM’nin Basın ve
Halkla İlişkiler Sorumlusu Bihter Nalbant ile gazeteci Ahmet Çakıl nişanlandı.
Genç çiftleri kutluyoruz.
DOĞAN
KÜTÜKÇÜ’DEN
EVLİLİĞE
İLK ADIM
Muratpaşa Belediyesi basın biriminde
çalışan Doğan Kütükçü nişanlandı. Çiftin yüzüklerini
Başkan Ümit Uysal taktı.
+++++++++++++++
BASINDAN
HABERLER.. BASINDAN HABERLER..
AYNUR
ERYILMAZ
SAĞLIĞINA
KAVUŞTU
Antalya Hayat Dergisi sahibi Aynur
Eryılmaz, geçtiğimiz günlerde ciddi bir fıtık ameliyatı geçirdi. Kısa sürede
sağlığına kavuşan Eryılmaz’a ‘aramıza hoş geldin’ diyoruz.
HANDE
CANLIKAN
CW
ENERJİ’YE GEÇTİ
Hande Canlıkan, Antalya Organize Sanayi
Bölgesi 3’üncü kısımda faaliyet gösteren güneş enerjisinden elektrik paneli
üreten CW Enerji’de Basın Danışmanı olarak göreve başladı. Hande’ye yeni
görevinde başarılar diliyoruz.
+++++++++++
SARAR’DAN
GAZETECİLERE
YÜZDE
50 İNDİRİM
Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü
(BYEGM) ile Sarar Giyim arasında yapılan protokolle basın kartı sahipleri,
kartlarını ibraz ederek yüzde 50 indirimden faydalanabilecekler. İndirim,
Sarar’ın belirlediği bazı ürünler için geçerli olacak.
+++++++++++++++
GAZETECİLİKLE
İLGİLİ SÖZLERİ
Cumhuriyet devrinin kendi zihniyet ve
ahlakıyla donanmış basınını yine ancak Cumhuriyetin kendisi yetiştirir. Mustafa
Kemal Atatürk
++++++++++++++++++
TELAFİSİ OLMAYAN 4 ŞEY!
Büyük bir hava meydanının bekleme
salonunda, genç bir bayan uçağına binmek üzere bekliyordu. Uçağın hareketine
saatler olduğu için zaman geçirmek için bir kitap ve bir paket küçük kurabiye
satın aldı. Dinlenmek ve kitabını okumak için VIP salonunda bir koltuğa
yerleşti. Kurabiye paketinin durduğu sehpanın yanındaki koltuğa bir adam
oturdu; dergisini açıp okumağa başladı.
Genç kadın ilk kurabiyesini aldı.
Adam da bir tane aldı. Bayan çok rahatsız hissetti kendisini ve:
“Sinir birşey! Havamda olsaydım
bu cüretinden dolayı onu yumruklardım!” diye düşündü.
Bayan bir kurabiye alıyor, adam
da bir tane alıyordu. Çıldıracak gibiydi bayan ama olay çıkarmak istemiyordu.
Nihayet son kurabiye kalınca kadın:
“Bu küstah adam şimdi ne
yapacak?” diye düşündü.
Adam son kurabiyeyi aldı; onu
ikiye böldü ve bir parçayı kadına verdi. Aaaa! Bu kadarı da fazla! Çok
öfkelenmişti şimdi! Kadın sinir içinde kitabını ve diğer şeylerini alıp bir
fırtına gibi giriş salonuna oradan da uçağın içine yöneldi. Uçaktaki koltuğuna
oturdu. Gözlüğünü almak için çantasını açtı. Ne görsün? Kurabiye paketi
açılmamış olarak orada duruyordu. Çok utandı. Çok büyük bir yanlış yaptığını
anladı. Kurabiyelerinin paketini açmadan çantasına koyduğunu unutmuştu. Adam
kendi kurabiyelerini, hiç sinirlenmeden, yüksünmeden kadınla paylaşmıştı. Kadın
kurabiyelerinin paylaşıldığını düşünerek çok sinirlenmişti. Ve şimdi bu durumu
açıklama şansı yoktu. Özür dileme olanağı da kalmamıştı.
KISSADAN HİSSE: Telafi
edemeyeceğiniz dört durum vardır.
Taş… atıldıktan sonra!
Söz… ağızdan çıktıktan sonra!
Fırsat… kaçtıktan sonra!
Zaman… geçtikten sonra!
+++++++
HAFTANIN
FIKRALARI.. HAFTANIN FIKRALARI..
SIRA SANA DA GELECEK
Temel,
iş nedeniyle şehir dışına çıkmış ve işlerini kısa sürede halledince eve dönmeye
karar vermiş. Eve girince birde ne görsün, karısı başka bir adamla birlikte.
Çok sinirlenmiş, çekmiş tabancasını adamı vurmuş. Daha sonra silahı şakağına
dayamış. O sırada karısı yalvarmaya başlamış:
-
“Temel nolur yapma”
Temel
karısına dönmüş
-
“Sus kaltak, sıra sana da gelecek”
TELSİZ TELEFON
Temel
bilim adamı iken bir arkeoloji araştırmaları konferansına davet edilir.
Amerikalılar anlatmaya başlar;
-
“Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 25 metre aşağı indik ve telefon kabloları
bulduk. Öyleyse bizim atalarımız asırlar önce telefon kullanmışlardır. ”
Sıra
Türkiye’ye gelir ve Temel başlar anlatmaya,
-
“Biz ülkemizde yaptığımız kazılarda 50 metre aşağı indik ama bir şey bulamadık.
Öyleyse atalarımız telsiz telefon kullanmışlardır. ”
MERMERCİ TEMEL
Efendim,
minik bir köyde, evde kalmış bir kız yaşarmış. Çok yaşlıymış. Ve de hala bakire
kalmakla fena halde övünürmüş. Ölümün yaklaştığını hissedince, muhtara para
bırakmış.
-
“Bu para ile bana mezar yaptır. Mezar taşıma da 'Bakire doğdu, bakire yaşadı,
bakire öldü' diye yazdır” demiş.
Bir
süre sonra da ölmüş. Muhtar para ile cenazeyi kaldırtmış. Mezar taşını da,
mermerci Temel'e ısmarlamış. Bir Karadenizli 'den beklenmeyecek kadar tembel
Temel “Bunca yazıyı yazmak günler sürer” demiş içinden. “Ben bunu özetlerim.”
Muhtar
bir hafta sonra, mezarlığa gelmiş ve mezar taşını okumuş:
-
“Açılmadan geri iade!”
PAZARLIK
Bir
gün Temel balığa çıkar. İyi bir avdan sonra bir tekne balık tutar. Birden hava
patlar ve çok büyük bir fırtına çıkar. Temel dua etmeye başlar. ‘Tanrım beni bu
fırtınadan kurtarırsan bütün bu balıkları fakirlere dağıtacağım’ der içinden.
Hava bir zaman sonra düzelir. Temel evine dönmeye başlar. Bir taraftan da
balıklara bakar ve içinden bu balıklar fazla, yarısını da atsam olur der. Biraz
daha sonra balıklara tekrar bakar ve bu balıkların yarısı da çok fazla ben
bunların çeyreğini de atsam olur der. Biraz daha zaman geçer Temel tekrar
balıklara bakar. Tam o sırada hava tekrar bozulur. Temel kafasını gökyüzüne
diker ve şöyle der.
-
“Haçen sen de şakadan hiç anlamiyusun.”