Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün yerel medyanın gelişimine katkı sağlamak amacıyla geleneksel olarak düzenlediği “Yerel Medya Özendirme Yarışması”nda dereceye giren eserler belli oldu. Başvuru yapan 629 eserden, dereceye giren eserler arasında Antalya basınından 4 eser yer aldı. Buna göre, Araştırma dalında “Antalya'nın Uyuşturucu Raporu“ adlı eseriyle Akdeniz Bülten Haber Dergisi’nden Esra Köksal 2’inciliğe, İnternet Haber Sitesi dalında  http://www.akdenizmanset.com.tr ile Akdeniz Manşet’ten Murat Esentekin 3’üncülüğe,  Köşe Yazısı dalında “Mülteci Çocuk Olmak” adlı eseriyle Hürses Gazetesi’nden Derya Uğural 3’üncülüğe ve Röportaj dalında “Bir Annenin Mucizeye Açılan Hikayesi: "Kızımı Ölüme Teslim Etmedim" adlı eseriyle Antalya Körfez Gazetesi’nden Müzeyyen Yüce 1’inciliğe layık görüldü. Meslektaşlarımızı kutluyoruz.

 

+++++++++++

 

atsoticaret Fotoğraf

Yarışması Sonuçlandı

 

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası'nın 1-30 Mart tarihleri arasında "Antalya'da Ticaretin Fotoğrafını Çek" sloganı ile düzenlediği "Antalya'da Ticaret" konulu Instagram fotoğraf yarışması sonuçlandı.

Jüri,  Instagram'da #atsoticaret etiketiyle yüklenen bin 370 fotoğrafı inceledi. Yapılan değerlendirmede "ibrahimlaleli" kullanıcı isimli İbrahim Laleli'nin fotoğrafı ikinci, "ekremsahin_07" kullanıcı adıyla Ekrem Şahin'in fotoğrafı üçüncü seçildi. Jüri yarışmada üç fotoğrafa Antalya Kültür Sanat Mansiyon Ödülü verilmesini kararlaştırdı. "Avurga" kullanıcı ismiyle Mustafa Gümüş, "ozgursahinphotography" kullanıcı isimiyle Özgür Şahin, "sahinniyazi" kullanıcı ismiyle Niyazi Şahin mansiyon ödülüne değer bulundu.  

 

++++++++++

 

VALİLİĞE BİZDEN BERİ

Antalya Valiliği Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü görevine Ramazan Kızılkaya getirildi. Gazetecilik mesleğinden gelen Kızılkaya ile Antalya basınının iyi anlaşacağını tahmin ediyor ve başarılar diliyoruz.

 

UMUT AYRILDI, TESLİME BAŞLADI

Umut Özen İleri Gazetesinden ayrılarak Manşet gazetesine transfer oldu. İleri Gazetesi ile boşalan kadrosunu tecrübeli gazeteci Teslime Tosun ile doldurdu.

 

ALİ DELLAL MMO’YA BAŞLADI

Uzun zamandan beri Murat Seyirci’nin sahibi olduğu “Antalya Burada” adlı gazete ve internet sitesinde çalışan Ali Dellal, Antalya Makine Mühendisleri Odası’na başladı.

 

İSLAM ÇELİK HİLAL’E GEÇTİ

Ekspres’ten ayrılan sayfa sekreteri İslam Çelik, Hilal gazetesine başladı.

 

+++++++++

 

GAZETECİLİK!

Basın hürriyeti, öteki hürriyetlerin emniyet sübabıdır; diktatör hükümetlerden başka hiçbir kuvvet onu kısamaz. (George Mason)

 

++++++++++

 

HAFTANIN FIKRALARI.. HAFTANIN FIKRALARI..

 

REHBER

Temel Boğaz’da tekneyle Amerikalı turisti gezdiriyor.

Amerikalı: “Bu saray ne kadar zamanda yapılmış.”

Temel : “5 yılda.”

Amerikalı: “Hımm bizde olsa 1 yılda yapılırdı.”

Biraz sonra

Amerikalı: “Bu camii ne kadar zamanda yapılmış.”

Temel : “2 yıl.”

Amerikalı: “Bizde olsa 3 ayda biterdi.”

Temel sinir olur. Boğaz Köprü’süne gelirler.

Amerikalı: “Bu köprü ne kadar zamanda yapıldı.”

Temel : “Hancisi? Bu mu? Bilemeyeceğum Bu dün burada yok idi.”

 

TEMEL KİM YA?

Bir gün Afrodit, Herkül ve Don Juan bir yerde oturmuş konuşuyorlarmış. Hepsi kendini övüyor ama hiçbiri birbirine inanmıyormuş.

Herkül “Ben dünyanın en güçlü insanıyım” derken, Afrodit “Ben dünyanın en güzel varlığıyım” diyormuş. Tabi o sırada Don Juan da boş durur mu “Ben dünyanın en çok kadınıyla birlikte olmuş olan erkeğiyim” diyormuş. Bunlar tartışa dursunlar bir anda Herkül'ün aklına bir fikir gelmiş.

- “Arkadaşlar şu dağın tepesindeki mağarada yaşlı bir adam var ve dünyadaki her şeyi biliyor. Eğer birbirimize inanmıyorsak gidip ona soralım eğer o her şeyi biliyorsa bize doğruları söyler.” demiş. Hepsi bu fikri kabul etmişler ve dağın tepesine gitmişler ilk önce Afrodit girmiş ve böbürlenerek çıkmış:

- “Haklıymışım en güzel varlık benmişim. ”

Sonra Herkül girmiş ve o da kasıla kasıla çıkmış:

- “Haklıymışım en güçlü insan benmişim. ”

En son Don Juan'a sıra gelmiş ve o girmiş ama berbat bir suratla çıkmış:

- “Ulan bu TEMEL kim yaa? ”

 

RESSAM TEMEL

Amerika ile Sovyetler arasındaki meşhur füzeler ve Küba bunalımının en dehşet günleri. Kruşcef, Küba'ya gelecekmiş. Kübalılar toplanmış, bir hoşluk yapacaklar. Ülkenin en iyi ressamına başvurmuşlar.

- “Bir tablo yap. Adı, 'Kruşcef Küba’da' olsun” diye.

Ressam “Hadi oradan” demiş. “Ben adamı görmedim bile. Adam hayatında Küba'ya gelmedi. Şimdi ben nasıl “Kruşcef Küba'da” diye atmasyondan resim yaparım?”

Tesadüf bu ya. Bizim Temel, puro almaya Havana'ya gelmiş o sırada. Sıkıntıyı duymuş.

“Ben size istediğiniz tabloyu yaparım. Bana bir sandık puro verirseniz” diye.

Vermişler. Temel bir hafta sonra, Kübalılar 'ı çağırmış.

- “İşte tablonuz” demiş.

Tuvalin üzerini örten bezi hızla aşağı çekivermiş. Kübalılar da donuvermişler. Tabloda, yatakta iki kişi, al takke ver külah.

- “Bu ne” diye gürlemiş, Turizm Bakanı. “Bu ne? Bu kadın kim?”

- “Kruşcef'in karısı” demiş, Temel.

- “Peki, bu üstündeki adam kim?”

- “Kruşcef'in uşağı.”

- “Peki, Kruşcef nerde ulan! ”

- “Kruşcef Küba'da” demiş Temel!