Hani bazı insanlar vardır, ne yaparlar ise yapsınlar, TUTUNAMAZLAR!..  CHP'liler olarak bizler de tutunamayanlardanız.  Hem de her türlü iktidar karşında. Genel Ülke yönetimi iktidarına karşı tutunamıyoruz. Çünkü partimiz, hep muhalefet. Hem de taaaaa!.. o türküden beri. "Süleyman hep başbakan, başbakan hep Süleyman"dan bu yana. Parti içinde de tutunamıyoruz, çünkü tutundurulmuş ve yapıştırılmış olanlar, hep parti iktidarında da.  Ar için katlanarak, zor için katlanarak, katlana katlana gidiyoruz. Haydi hayırlısı diyeceğim ama dünkü genel başkanlık seçiminden ve salon düzenlemesinden sonra katlanmak da zorlaşıyor artık. Kırılıyor ve kırışıyoruz git gide.  Kendimize gaz vermenin bir alemi yok. Ankara'da yaşıyorum bir çirkin ördek yavrusu Antalyalı olarak, nelerin olup bittiğine ilgim vardır hep. Bu yüzden de, olabildiğince, diğer parti ve organizasyonların kurultaylarını izler, yerinde görürüm.  Kim ne derse desin, Muharrem İnce'nin konuşmasının dışında bir coşku yoktu oralarda.  Salon illerden gelenler ile tıklım tıklım dolu, bahçede de, içeride yer bulamamış baya partili vardı. Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun konuşması başlamış, dışarıda kurulan dev ekrandan da görüntü verilmeye başlanmıştı.  Partinin genel havasına uyun olsun diye midir bilmem, görüntü var, ses yok idi. Daha sonra o görüntü de gitti. Allahtan, Parti yönetiminden daha cevval bir işletmeci, Gençlik Parkında ki çay bahçesinden kurultayı canlı yayınlıyordu da, herkes kafeye, sağa sola sıkışarak kurultayı izliyor, dinliyordu.

Ankara'da ki CHP'li belediyeler bu işi öğrenmişler ve partililere "çaya, çorbaya para vermek yok " diye çay ve çorba dağıtmaya başlamışlardı.

Genel başkan Kılıçdaroğlu konuşurken, salon ve dışarısı "eh" biraz hareketlendi ama, herkes kendini salı gurup konuşmasında sandı.

Muharrem İnce'nin 150 dolayı delege ile Kılıçdaroğlu'nun da "baya" bir imza ile aday olduğu, geri kalanların ise imza toplayamadığı konuşuluyordu.

Genel Başkan adayı Muharrem ince konuşmaya başlatınca salon birden hareketlendi. Hele bir de ceketi çıkarınca ipler ile alkış tufanı koptu. Hareketlilik başladı, Muharrem incenin yeterli imzayı toplayamadığı fısıltısı yayılmaya başladı. Sinirler gerildi, dedi-kodular aldı başını gitti. Genel Başkanlık yarışı için 150 dolayında imza toplayan İnce'nin, solundaki heyecanlı konuşmasına mağduriyeti de eklenince Muharrem İnce'nin en fazla 250 dolayında beklenen oyu tavan yaptı ve 450 dolayı oy aldı. Genel Merkezde ki bazı aklı evvellerce güya delegelerin Genel Başkana İmza vermeleri sağlanarak, diğer adaylara imza vermenin önünü kesmek için 1.270 dolayında ki delegenin 1.150'sinin imzası bloke edilmek istenmişti. Bu tuzak tutmamış ve yapanların eline yüzüne "mükerrer imza" olarak bulamış ve PARTİ TARİHİNE KARA BİR LEKE OLARAK YAZDIRILMIŞTI. CHP 36. kurultayı Genel Başkanını seçmişti ama genel merkez "yöneticileri" ile "danışmanlar", partinin ocağına, partililerin de kucağına fitili ateşlenmiş bir bombayı koymayı başarmışlardı. Daha sabahın körü ama, bugün yapılacak PM seçimlerinde, Genel Merkez kendini koruma uğruna bir liste hazırlar ise,delegelerden yiyeceği "ÇİZİK"in hesabını daha şimdiden tutsalar iyi olur. Hoş geldin, Genel Başkan ayrı telden, PM ayrı telden çalacak CHP Parti yönetimi. Futboldan pek anlamam ama "kale arkası" denilen ve ucuz bilet satılan yeri duyarım. İşte o "ucuz bilet"li yerin en görünen yerine "MEVCUT PARTİ YÖNETİMİNİN EN BÜYÜK TÜRK OLARAK" saydığı, adına yürüyüşler de dahil yapmadığını bırakmadığı "değerli parti büyüğümüz" Enis Berberoğlu'nun posteri asılmıştı. Hani ilk okulda, defterlerin kenarına kenar süsü olarak yapardık ya, o cinsten kenar süsü olarak da bir köşeye utangaç bir biçimde ATATÜRK RESMİ ile TÜRK BAYRAĞI asılmıştı. Başlı başına konuşulması gereken bir konu, o kadar sorunun arasında bu kadar ile geçiştirildi.  İş yapar iseniz, mutlaka bir hata da yaparsınız. Ama CHP gibi adı "kurultaylar partisine" çıkmış bir partinin, kurultayda bile onlarca sorun yaratması hayra alamet değil. Hani dün, bir şeyler için endişemi belirtmiş ve olmazsa, "yandı gülüm keten helvası" demiştim ya, siz bırakın keten helvasının yanmasını, yeni bir sürece daha geçildi.

Partililer ve delegeler açısından: "KURT KIŞI GEÇİRİR AMA, YEDİĞİ AYAZI UNUTMAZMIŞ!."

Umarım Genel Merkezde, aklı başında bir iki kişinin bunu bildiğini sanmak isterim.