Hedefsiz olanların hedefi olduk!..

 

İnsanoğlunun en şanssız günü, gerçekten J.J Rousseau'nun dediği gibi "ilk çitin çevrildiği gün"dür.

Ne Habil ile Kabil'in kıskançlıkları, kardeş kavgaları, Ne de Nuh tufanıdır, insanoğlunun en kötü günü. İlk çitin çevrildiği gündür. Neden mi? Yok efendim o dini inanışa göre Dünyanın yaşı bilmem kaç, ilk insan bilmem kaç yıldır var.  Yok efendim, aslında ilk insan Adem değil, Havva'da onun kemiğinden yaratılmış değil, yorumlayanlar yanlış yorumluyorlar, aslında olay şudur, budur görüş ve tartışmalarının inanın hiçbir önemi kalmadı gönümüzde.

--Kaç yıl sonra, en mükemmel insanı kolonlayıp, hangi laboratuvarın rafında ki tüplerden alacağımızın da bir anlamı yok.

--Dünya, ilk çiti çeviren insan ile değişmeye ve dönüşmeye başladı, ilkel köleci toplumdan, köleci toplumdan, feodal toplumdan savrula savrula Kapitalist topluma kadar geldi.

--Kapitalizm ile birlikte Feodalizm ve Mutlak İmparatorluklar yıkıldı, İmparatorlar yok oldu.

--Yer yüzünde ki mal mülk Allah'ın iken; Şahlar, Padişahlar, Krallar mala mülke el koydular, mal mülk her şey onların oldu.

--Her şeye gözü dikmiş bir sınıf doğuyordu, Burjuvazi. Ticaret yapıyor, alıyor, satıyor, ekiyor, biçiyor cebi sarı sarı altın gümüşler ile doluyordu.

--Her gün biraz daha fazla şeye sahip oluyor, kendi kuralını koymaya, dayatmaya; kabul etmeyeni de yok etmeye başlamıştı.

--Gemiler yapıyor, yaptırıyor, korsanlar tutuyor, asker besliyordu.

--Derken, bir dönemi bitirmesi gerekiyordu. Çünkü, alıp satacağı, sahip olacağı her şey ilahların idi. Bunu yok etmesi gerekiyordu.

--Amerikayı yeni keşfetmiş, koloniler kurmaya başlamıştı. Avrupa'da da kendisi için bir düzen kurması gerekiyordu. Asillere karşı güç toplaması gerekiyordu ve köylüleri de yanlarına alarak, "hak, hukuk, özgürlük" diyerek, 1789'da Fransa'da Kralı devirecek ve ihtilal yapacaklardı.

--Ve insanlar daha özür olacaklardı. atlarını maviliklere sürecekler, açlık ve yoksulluk son bulacaktı.

--Yeni pazarlar, yeni maden kaynakları için kurup yönetebilecekleri yeni devletler, devletçiklere ihtiyaçları vardı. 1900'lerde kurdular, yönettiler.

--Milenyum çağı gelmişti. Bazıları daha da gülenmiş, ilk çiti çevirenden daha öte bir şeyler yapması gerekiyordu.

--Teknoloji keşfetti. Teknolojiyi yemden içmeye, eğlenceden sanayiye, askeriyeden sağlık sektörüne kadar ne var ise her yerde kullanması gerekiyordu.

--Daha fazla kâr için, savaş ile savaş, insan ölümleri/katliamları gerekiyor ise yapılacaktı.

--Ve, artık sahip oldukları şeyler az geliyordu onlara. Sayılarını çokluğundan mıdır yoksa sahip olma hırslarından mıdır, nedir ekmekten, suya, havdan ateşe her şey sahip olmak istiyorlardı.

--Ulus devletler kurmuşlar, kurdurmuşlar ya da bizim ki gibi kurulmasına engel olamadıkları da olmuştu.

--Toprakların sınırları, ölmek için bizim idi ama, toprağın kendisi, suyu, ekini, makinesi, her şeyi onların idi. Biz koruyor, biz ölüyor, onların sahip olma arzuları doymak bilmiyordu.

--Eskiden asker besliyorlardı, şimdi ise kurdurdukları sahte tarikatlar, yetiştirdikleri sahte şeyh ve hocalar ile, inanmış masum insanların kanlarına giriyorlar ve saltanatlarına yamaklık yaptırıyorlardı.

--Ülkesi için ölmek, şehit olmak bazıları için bir inanç olduğu kadar vatanına bir borç iken, bazıları için artık ölümler bile bir iktidar, saltanat gerekçesi olmuştu.

--Urbalarını üstüne kefen giyenlerden tutunda, lazerli bombaların havada kol gezdiği çağda, kılınç kuşanan valiler çağına evrilmiş, devrilmiştik. Ah o ilk çiti çeviren, sen yok musun sen. Bütün bu olanların sebebi sensin. Akan bu kanların, yanan bu canların.

Bir de, iki haram lokma için sen o kendini satan, Kardeşin Kabil'i öldüren Habilleri alkışlayan sen yok musun sen. Bu gün, aç isek, bu gün uğruna öldüğümüz toprak parçasında, bir karış mezar yerimiz bile yokken, uğruna öldüğümüz toprakların tapularını Arap Şeyhlerine, Musevi patronlarına dönüm dönüm toprakları bağışlayan iktidarları alkışlayan, ayakta tutan da sensin be kardeşim.

--Sensin üzüntümün, kederimin, acımın sebebi.

--Sensin yol kenarlarında dilenenlerin, açlıktan ölenlerin sebebi.

--Sensin, "zenginimiz bedel verir, askerimiz fakirdendir" ağıtının sebebi, senin vurdumduymazlığın, senin işbirlikçiliğindir, bunca acın kaynağı.

--Yüreğimiz kanarken, göz yaşlarımız sel olurken, daha ne kadar katlanacaksın iki lokma tepit(köpek lokması) için bunca olanlara.

--Haydi senin dinin , imanın yok da, senin İNSANİ VİCDANINDA MI YOK!..